Uzun bir deneyim hikayesi olacağını tahmin ederek başlıyorum.
MAYIS 2022 yesilkartforum ile tanışma;
İlk kez başvurup kazanan ve ne yapması gerektiğini bilmeyen birinin yaptığı gibi googleda araştırırken buldum siteyi. İyi ki bulmuşum ve iyi ki kurmuşsunuz bu forumu. Yolda her zaman ışık oldunuz. İlk önce “DV2023 (2023 Green Card Lotosu) Aşamaları” başlığını okudum. İlk sorumu 8 Mayıs 2022’de sorup cevap alıp yola çıkmışım. Sonra “DV 2022 Mülakat Deneyimleri” başlığını okudum. Bir şey dikkatimi çekti. Herkes @gucarslan diye birine teşekkür ediyor. Hatta teşekkür biraz abartılıp tapma boyutuna doğru ilerliyor. Bu davranıştaki motivasyonu merak ettim bir davranış bilimci olarak ve not ettim zihnime. Sonra “DV 2023 Mülakat Deneyimleri” başlığını açıldı. Bir temenni de bulundum ve dedim ki; “Forum yetkililerinden ricamdır; Bu başlıkta "Mülakat Deneyimi" dışındaki bir konuda gelecek olan postları silmeniz mümkün mü? Gerçekten bu başlıktaki bilgilere çok ama çok ihtiyacı olanlara büyük hizmet olur. Hatta bunu bile silebilirsiniz.”
Ben bu paylaşımı yaparken 2023 deneyimleri başlığındaki mesaj sayısı 3663 idi. Keşke hepsi deneyim paylaşımı olsaydı. Saymadım ama mülakata giren herkes yazmış olsa bile 313’tür. Başka bir deyişle mülakat deneyimleri başlığının sadece % 8,5 luk kısmı deneyimlere ait. Ki bu rakam %5 bile değildir.
TELEGRAM GRUBU ile tanışma ve gruptan atılma;
Bir telegram grubu varmış diye öğrendim ben de form doldurdum. Baktım 2 gruba dahil olmuşum. Biri sadece DV2023 ile ilgili paylaşımlar diğeri ise COFFEE grubu yani her türlü geyiğin, sohbetin olduğu. Hemen grup kurallarını okudum. Öyle ya madem kurallar var muhtemelen uyulmak içindir. Sonra ertesi sabah baktım DV2023 grubunda 200 küsur mesaj birikmiş. Önemli gelişmeler var sanırım diye heyecanla okumaya başladım. Elbette önemli bilgiler vardı ama arada hangi marka köpek maması seçmek gerektiği de konuşulmuştu. Ben de mesaj attım ve dedim ki “Hani bu grup sadece DV2023 konuları içindi, bu kural ihlali değil midir?. Ve sayın @gucarslan yorum yaptı; “Bir kere oldu diye ihlal sayılmaz, Biz yetkililer olarak müdahale ederiz, sen yorulma. Burayı takip etmen zor oluyorsa forumdan devam et” Yani kibarca “Ya sev ya terk et” dendi. Sessizce takip ettim. Sevmedim ama terk de etmedim. Birkaç kez birilerine faydam olur diye paylaşımlar yaptım. Umarım işe yaramıştır. Ama neler yazdığımı hatırlayamıyorum. Geri dönüp bakamıyorum çünkü atıldım gruptan.
Bir de “Bir kere oldu diye ihlal sayılmaz” lafı bana eski Aile Bakanının “Bir kereden bir şey olmaz” lafı geldi ve dedim ki “Demek ki burası da küçük bir Türkiye. Tavizleriyle, sansürleriyle, yargısız infazlarıyla.
Sonra bir gün masum bir öneri gördüm. 14 Temmuz’da mülakatı olanlar hem evrak kontrolü hem de buluşma tanışma vs için ayrı bir grup kurmak için izin istemişler. Baktım bir grup linki ve katıldım. İnsanlar evrakların, hazırlıklarının fotoğraflarını paylaşmış. Malum ana grupta foto paylaşılmıyor. 13 Temmuz akşamı için buluşma planları yapmış vs. Hoş bir topluluk olmuş. O gün 12 Temmuzdu. Unganlar vs beni yorduğu için erken uyumuşum. Sabah uyandığımda DV2023 grubunu göremedim. Teknik sorun sandım. Telefona yeniden başlattım ama grup yoktu. Uykulu halde yanlışlıkla mı sildim acaba dedim ama öğrendim ki atılmışım. Daha önce grupta yazdığım bir mesajda sabrına hayranlığımı “Eski çağlarda yaşasaydı Hz Gucarslan derdik sabrı nedeniyle” dediğim -ki hala sabrı için aynı şeyi düşünüyorum- sayın @gucarslan, 14 Temmuz buluşma grubuna dahil olanları ana gruptan atmış. Tabii erken davranıp çıkanlar paçayı kurtarmış. Grubun kurulmasına önayak olanlar atılmaktan kurtulmuş ama yorgun olup uyuya kalanlar kurban seçilmiş. Bu atılmanın ana grubun hangi kuralının ihlali sonucu olduğunu halen bilmiyorum. Grup kurallarını tekrar okuma şansım yok. Ama dediğim gibi zaten orası küçük Türkiye imiş. Ülkemizde de bir sürü insan neden suçlandığını bilmeden cezaevlerinde değil mi? Sabah uyandığımızda bir kararname ile MTV’nin 2 katına çıktığını öğrenmiyor muyuz? Bir sabah uyandık ve İstanbul Sözleşmesinden çıktığımızı görmedik mi?
Elbette grubu kuran istemediğini atar istediğini tutar. Beni rahatsız eden adaletsizlik ve yargısız infaz. Grupta olmama ile ilgili tek üzüntüm ise “ABD uçağından gruba mesaj atma” ve böyle bir akım başlatma hayalimin elinden alınması.
UNGAN DENEYİMİ
Randevumuz saat 11.45’te idi, Sakarya’dan Ankara’ya geleceğimiz için bu saati almıştık. 10.50 civarı gittik hiçbir sorun çıkmadı. Önce pasaport ve DV260 çıktısını istediler ve beklememizi söylediler. Kalabalık değildi. 2 çocuklu ve 1 çocuklu iki aile, İranlı bir çift ve 2 genç vardı. Kısa bir süre bekledik. Bizi Düzen Laboratuvarına yönlendirdiler. Çıktık sadece akciğer filmi istediler. 2 kişi için 70 USD karşılığı 1.825 TL kredi kartı ile ödedik. Sonra tekrar yukarı Ungan’a çıktık. İnsanların kolunda kal alma sonrası bandı görünce önce telegram grubunda sordum bu durumu. Cevap veren arkadaşlardan öğrendim ki yaştan dolayı kan ve idrar tahlilinden muaf tutulmuşuz. Yaşlı olmanın ilk kez avantajını gördüm bu hayatta.
Sonra muayene için beklemeye devam ettim. O anda gözlüklerimin arabada kaldığını fark ettim. Görevliye sordum, numarasını biliyorsanız doktora söyleyin sorun olmaz dedi.
Muayene için önce ben çağrıldım. Yaklaşık 6-7 dakika sedyede siyah önlükle oturup bekledim. Dr Handan Ungan geldi. Çok hızlı sorularla tüm sağlık geçmişimi öğrendi. Sohbet sırasında hiç çaktırmadan her iki koluma 4 tane aşıyı vurdu. Gözlük kullanıyorum ama arabada kaldı dedim. Göz testi uyguladı. Çok hafif bozukluk varmış, sorun değil dedi. Giyinebilirsiniz dedi ve toplamda 5 dakika bile sürmeyen süreç tamamlandı.
Daha sonra eşimi çağırdılar. Kapıda kronik ilaç kullanıyor musunuz dediler, eşim evet deyince ilacı istediler. Eşim yanında olmadığını söyleyince bir kağıda ismini ve dozunu yazmasını istediler o kadar. Onun da muayenesi benim gibi hızlı bir şekilde tamamlandı.
İkimiz için 620 usd karşılığı 16.220 TL kredi kartı ile ödedim ve ertesi günü 15.00’te raporu almak üzere ayrıldık.
Ankarayı bilmeyenler için şahsi araçla Ungana gitmek mantıklı değil. Yolun kenarında park edemezsiniz. Arka sokaklarda otopark bulmak zor bulduğunuzda da minimum 60 TL ödersiniz. Aracı bir yerde bırakıp taksi ile gitmek çok daha mantıklı.
Yanımızda fotoğraf olmasına rağmen Ungan yakınındaki elçilik tavsiyesi stüdyoda (Güven Color) yeniden fotoğraf çektirdik. İyi de yapmışız. Adapazarında 2 ay önce çekildiklerimize çok daha iyi oldu. Ayrıca en güncel olması ile ilgili bir endişemiz kalmadı.
MÜLAKAT DENEYİMİ
Aslında çok rahat biriyim ama 23.00 ten sonra her saat başı uyanıp saate bakıp tekrar uymaktan sıkıldım ve 05.00 den sonra uyumadım. Elçiliğe yakın diye GreenPark oteli seçmiştik. Park sorunu olur, aracı otelde bırakıp yürüyerek gideriz diye. Ama sabah yine vazgeçip aracı aldık. Elçiliğin orada park sorunu yok, rahat olun.
Randevumuz 08.15 olmasına rağmen 07.00 civarı elçilik önünde beklemeye başladık. Elimizde sadece evraklar vardı. Hiçbir elektronik cihaz yoktu.
Sanırım 7.20 civarıydı görevli 7.30 randevuları gelsin dedi. 3-4 kişi gidince 1-2 dakika sonra 7.45, 8.00 ve 8.15 randevuları da gelsin deyince sıraya girip meşhur taş yoldan yürüyerek içeri girdik. Pasaportları verdik, okumak için verdikleri metni okuyup kağıdı iade ettik.
Sonra isim okuyarak çağırdılar 330 x 2 USD ödeme yapıp sıra numarası aldık ve tekrar beklemeye başladık. Sıra numarası alma saatimiz 07.56 imiş. Yaklaşık bir 7-8 dakika sonra evrakları teslim almak için çağırdılar. Son derece sempatik bir arkadaş sırayla evrakları istedi.
- Evlilik cüzdanı, pasaport, diploma, nüfus kaydı, sabıka kaydı, askerlik belgesi, fotoğraflar ve banka bilgileri.
Başka hiçbir şey istemedi. Rica etsem görüşmeyi İngilizce yapar mısınız dedi. Ben de asıl talihli eşim olduğu için “Türkçe olursa mutlu oluruz” dedim. Sorun değil dedi.
Tekrar bekleme bölümüne geçtik. Orada forumdan Berkay Bahar, Kerem Yılmaz ve ismini bilmediğim bir çift ile tanıştık. Herkesin gündemi telegram grubundan atılmaktı. Ayak üstü dedikodu yaptık. Kısa süre sonra bizi çağırdılar. Aslında numaramız 20 nolu banko için yandı ama 20 doluydu. Ne oluyor derken 19 numaradan eşimin adını söylediler. Güleç yüzlü bir Amerikalı ve tercüman eşliğinde görüşme başladı. Önce parmak izleri alındı. Sonra asıl talihli eşime nereye gideceksiniz ve orada kim var dedi. Eşim de Indianaya gideceğiz orada kuzenim var dedi. Ne kadar paranız var dedi. Biz de hesaplarda olanı ve yanımıza nakit alacağımız olanı toplayarak söyledik. Orada çalışmayı düşünüyor musunuz, ne yapacaksınız dedi. Eşim de Türkiyedeki koçluk eğitim firmamızı Amerikaya taşıyacağız dedi. Tercüman bunu “Danışmanlık firmalarını taşıyacaklarmış” diye tercüme etti, ben müdahale etmedim. Sonra benim evraklarımı kontrol ederken evrakları teyit ettirdi. İngilizce anladığımı fark edince tercümanı aradan çıkardı. Ve “Vizenizi onaylıyorum, pasaportunuzu 5 gün sonra PTT şubesinden alabilirsiniz” dedi. Sanırım görüşme 2-3 dakika sürdü.
Arkamı döndüğümde Berkay, Kerem ve diğer arkadaşların adeta tribünde gibi bizi seyrettiğini ve onay almamıza en az bizim kadar sevindiğini görünce “İyi ki bu forum varmış ve iyi ki bu güzel insanlarla tanıştım” diye düşünerek bu siteyi kuranlara bir kez daha minnet duydum.
Arabaya döndüğümde saate baktım ve 8.40 idi. Yani aslında 8.30’da her şey bitmişti. Numara aldıktan 34 dakika sonra, içeri girdikten 50-55 dakika sonra.
TAVSİYELER:
- Görevliler vize vermeye çalışıyor, vermemeye değil. Bunu bilerek gidin.
- Rahat olun, sadece istenen evrakları hazırlayın, fazla evrak hazırlayıp kafa karıştırmanın anlamı yok.
- ABD ile ilgili bir planınız olsun.
- 1 yıldan fazla süredir bu siteden alıyordunuz, şimdi verme zamanı. Şimdi deneyim paylaşıp süreçte olanlara destek olmak gerekiyor.