Körfez ülkeleri ile ilgili yorumuma geçmeden önce şunu belirtmekte fayda var: Her ülkenin artıları ve eksileri vardır, ve insanlar başka bir ülkeyi bazen tek bir artısı için tercih edebilir veya tek bir eksisi için terk edebilirler. Size çok anlamsız ve önemsiz gelen bir şey, bir başkası için hayati derecede anlamlı ve mutluluk sebebi olabilir.
Kuveyt’te 5 yıl yaşamış ve diğer Körfez ülkelerini görmüş biri olarak söyleyebilirim ki yazılanların tamamı doğru. Ben de biraz ekleme yapmak isterim.
Kısa yazacaktım ama yazı uzayınca en başa özetin özetini yazmak istedim: Bana göre Körfez ülkeleri yaşanılacak ülkeler değil, kısa dönem kalınacak ülkelerdir. 5-10 sene arası ideal bir süredir.
Körfez ülkelerinin sosyolojik yapısı birbirine çok benzer, ama bazı farklılıklar vardır. Örneğin, Suudi Arabistan dışındaki diğer Körfez ülkelerinde (Kuveyt, Katar, Bahreyn, BAE, Umman) namaz saatinde dükkânları kapatmak bir zorunluluk değildir. Belli bir kıyafet giyme zorunluluğu yoktur. BAE ve Bahreyn’de alkol ve gece kulüpleri serbestken, diğerlerinde yasaktır. BAE, insan hakları ve hukukun üstünlüğü konusunda da diğerlerine göre bir tık daha iyidir.
Körfez ülkelerinin hepsinde, ülkeye ayak bastığınız ilk anda ve sonrasında 24 saat hissedeceğiniz şey, ülkede çok belirgin bir şekilde yerli ve yabancı ayrımcılığı var ve her şey buna göre düzenlenmiştir. Eğer bu madde sizin için sorunsa, yazının geri kalanını okumanıza gerek yok; orada yaşayamazsınız. Ben, sadece bu durumu sindiremediğim için belli hedeflerimi gerçekleştirdikten sonra kesin dönüş yaptım. Eğer bu sosyal yapı ile sorununuz yoksa, kesinlikle 5-10 sene kalınabilecek ülkeler listesine alabilirsiniz.
Genel Olarak Körfez Ülkelerinde Yaşamanın
ARTILARI:
Güvenlik: Suç oranları çok düşüktür.
Tüketim Ürünleri: Dünyanın tüm nimetleri yılın 12 ayı, 7/24 hizmetinizdedir. Yılın her ayında taze nar, portakal, karpuz bulabilirsiniz. O ay hangi ülkede mevsimi ise oradan getirirler. 7/24 açık AVM'ler vardır. Dünya mutfaklarının hepsini bulabilirsiniz.
Uygun fiyatlar: Araba ve elektronik ürünler ucuz. Gıda ve yiyecekler Türkiye’den %30 daha pahalı. Kiralar ise oldukça yüksektir.
İş olanakları: Teknik ve meslek sahipleri için her zaman iş vardır. Bu ülkelerin (Suud hariç) ortak özelliği, nüfuslarının 2/3’ünün yabancı olmasıdır. Yabancı demek aslında işçi demek. Hatta o kadar ki şirket ortağı bile aslında bir nevi yabancı işçi statüsündedir.
Türkiye'yi ve Türkleri sevmeleri: Özellikle Arapça bilmeyen Türkleri daha çok severler. Yanlış anlaşılmasın, ama oraya gideceklere bilgi olsun diye açıklamak istedim. Ben Arap kökenli olmadığım halde profesyonel Arapça konuştuğum için bunun dezavantajını çok yaşadım. Havaalanı giriş çıkışında bile Arapça bilmiyorsanız işiniz daha rahat çözülüyor ve size daha özel davranıyorlar.
Sosyal ilişkiler: AB ve ABD'de şikâyet edilen yalnızlığı orada yaşamazsınız. Diyelim ki kaza yaptınız ve aracınız pert oldu. Aracınızın başında üzüntülü çekilmiş bir görüntünüz sosyal medyada çıktıysa, ertesi gün kapınızda son model güzel bir araba bulursanız şaşırmayın. Ayaküstü selamlaştığınız biri size yemek veya içecek ısmarlayabilir. Arabasıyla sizi bir yere bırakabilir. Genel olarak hem yerliler hem de büyük kısmı Asyalı olan yabancılar mütevazı ve güler yüzlüdür. Kavga, gürültü yoktur. Kimse kimseye şiddet uygulayamaz. Devlet bu konuda işi çok ciddiye alır.
EKSİ YÖNLERİ
Yabancıların konumu: BAE hariç diğer Körfez ülkelerinde yabancılar sadece işçidir. İşçi dediğime bakmayın; 21. yüzyıl kölesi aslında. İş kanunları tamamen “Gel bize karın tokluğuna çalış, sonra ülkene dön” şeklinde hazırlanmıştır. Yabancı işçilerin %90’ı Asyalı ve Mısırlı ve çok ucuza çalışıyorlar. Çünkü maaşlarından arttırdıkları 100 dolar bile kendi ülkelerinde büyük para. Uçak mühendisi, petrol mühendisi, lüks araba tamircisi vs işeniz para kazanırsınız ama normal işlerde çalışarak orda geçinemezsiniz.
Vatandaşlık hakkı: Bu ülkelerde doğup büyüseniz, hatta evlenseniz dahi vatandaşlık alamazsınız.
Emeklilik : Emekli olamazsınız. Bunun yerine yılda bir maaş fazla verirler; işten ayrıldığınızda bunu tazminat olarak hesaplayıp verirler. Yani en azından vermeleri gerekir. 🙂 Gülücük koymamın sebebi, özel sektördeyseniz bu tazminatı almanız çok şanslı olduğunuz anlamına gelir.
Yaş sınırı: 65 yaşından sonra işçi olarak kalamazsınız. İşveren olsanız dahi hayat sizin için zorlaştırılmış olur. Yani “Bu ülkede 30 yıl yaşadım, bundan sonra da burada yaşlanmak istiyorum” deme şansınız yok. Aile oturumuna bile sıkıntı çıkarırlar.
Mülk edinme: Kısmen BAE ve Umman hariç, diğer Körfez ülkelerinde yabancılar mülk edinemezler. Tek başlarına şirket açamazlar. Şirketin en az %51 hissesi yerli ortağın olmak zorundadır. Çoğu zaman yerli ortak gerçekte %51 sermaye koymaz; onun yerine sadece adını kullandırır (Sponsor-Kefil). Ülkeye giren her yabancı, aslında ya devletin ya da yerli birinin tüzel/kişisel sponsorluğunda ülkededir ve ömür boyu sponsorun/kefilin insafına bağlıdır.
Adalet: Genel olarak yerli-yerli anlaşmazlığında ve yabancı-yabancı anlaşmazlıklarında yargı adil ve hızlı çalışıyor ama yerli-yabancı anlaşmazlıklarında çoğunlukla yerli vatandaşın lehine sonuçlanıyor. Ülkeler ufak olduğu için herkes hısım akraba veya okul arkadaşı zaten.