Arkadaşlar merhabalar,
Bildiğiniz gibi cuma günü sağlık raporu için Unganlardaydık, orada çok güzel bir muayene süreci oldu, Bana pek soru sorulmadı ama sonradan çocuklardan öğrendiğime göre çocuklarla bildiğin 10 ar dakika muhabbet etmiş, bütün aile sırlarını öğrenmiş şaka şaka. hatta çocuklara Amerika'dayken burayı özleyecek misiniz diye sormuş, gıyabında bizi yolcu etmiş, sağ olsun. Cumartesi 12 gibi raporumuzu aldık.
Pazartesi konsolosluk görüşmesi için 8:00 da konsolosluğun önündeydik, oradaki görevli kırmızı çizginin arkasında beklemenizi bizi çağıracağını söyledi. Dediği gibi 8:15 de adımızı söyleyerek içeri aldı. Üzerimizde hiç elektronik bir şey yoktu, çanta vesaire almadık yanımıza, sadece evrak dosyası, birde sabah stres gidereyim diye yolda sigara içerim diye yanıma aldığım bir paket sigaram ve çakmağım vardı, yasakmış çöpe atarak kurtuldum onlardan.
İçeri girer girmez numaramızı teslim aldık. Oturup beklemeye başladık, 3 dk sonra 9 nolu bankodan evraklarınızı teslim ettik. Özellikle KCC ye gönderdiğimiz evrakları istedi. Sırasıyla benim eşimin ve çocukların evrakını aldı. iş teklifim vardı vereyim diye iki sefer ısrar ettim almadı. Gerek yok dedi. Para ödemek için çağrılacağımızı söyledi beklemeye geçtik, 4 nolu bankoda numaramız yandı, oradaki görevli çat pat Türkçe'yle 1320 dolar dedi. Hazırladığım bir tomar parayı verdim makineden geçirdi bütün dosyalarımızı onun önünde olduğunu gördüm bir taraftan dosyalara bakıp bana böyle işaret etti. Tekrar yerimize geçip otururken. Arkadan Aladağ diye seslenen görevliyi duyduk, hemen ailece bankoya geçtik, İngilizce biliyor musunuz dedi bunu anladım ama Türkçe tercih ederim dedim. O sırada kır ve kıvırcık saçlı bir beyi çağırdı. Bu arada görevli daha önceki tariflere uyan biri değil, hafif toplu, kafasının onu tarafında benle aynı kellik kaderini paylaşan, sakallı biri idi.
Derken Türkçe bilen görevli sağ elini kaldır tekrarla derken bütün aile yanımda Buda heykeli gibi onlarda ellerini kaldırmış benle yemin ettiler.
İlk kelimesi "congratulations" dedi. Ve sustu. Yaklaşık bir dakika. Ben hayda bitti mi falan derken ne iş yapıyorsun dedi, lojistik dedim. Nereye gideceksin, tek kelime cavap verdim, bu arada o İngilizce soruyor kır saçlı abi çevirmeden iki kelime ile cevap verdim. Sonra daha önce başka ülkede yaşadın mı diye sordu bu soruyu tam anlamadım kır saçlı abi çevirdi, cevapladım. İki dakika bilgisayara bir şeyler yazdı. Bir daha "congratulations" demedi. Kır saçlı abi , konsolos vizemizi onayladı dedi sadece. O da 5 gün içinde gelecek dedi. Gidebilirsiniz dedi o kadar. 5 dk var yok.
Özellikle sona bıraktığım konu ise yeninden önce parmak izlerimizi alma olayı. Ben ilk önce verdim ve daha önce bildiğim süreç olunca makinanın üzerinde ki ışıklardan takip ettiğim kadarıyla sorunsuz verdim parmak izlerini sonrası 12 yasındaki oğlum için yine benden sol el 4 parmak izi aldı yeterli dedi, sırasıyla eşim ve kızımın da işlemleri devam etti sonra yemin.
Derken 9:10 da konsolosluktan çıkmıştık, hemen otele döndük 10 gibi İstanbul'a yola çıktık, Adapazarı'nı geçtiğimiz sırada 0312 kodlu telefon geldi konsolosluktan benim parmak izimde sıkıntı olmuş ayrılmadıysam Ankara'dan geri bekliyorlardı. Tabi Adapazarı'nda 16:30 a yetişmek imkansızdı. Yarın sabah için beklediği söylediler bizde oradan tekrar Ankara'ya döndük. Dün sabah 8:15 de tekrardan konsolosluğa gidip sadece sol el 4 parmak izini verdim. aynı konsolosluk görevlisi bir sürü özür diledi. problem yok dedim. olmaz da fizandan çağırsa uçarak geri dönerim böyle bir şey için. şu anda vizelerimizin basılıp gönderilmesini bekliyoruz.
bu süreçte yeşilkartforum ailesine ve emeği dokunan herkese sonsuz teşekkür ediyorum.