02/09/2021 Mülakat Deneyimi
GİRİŞ
Ds-260 formunun önemine vurgu yapmak için giriş olarak bunu yazmak istedim:
Dv sonuçları açıklandıktan sonra 7 Haziran tarihinde hızlıca Ds-260 formlarını ben, eşim ve kızım için doldurdum.
Yaklaşık bir yıl sonra, Mayıs ayında oğlum doğdu. O'nun için de Ds-260 formunu doldurmak istediğimde Add Applicant seçeneği yoktu. Bilgisizlik sonucunda formu açtırmak için mail atmadım. Eşim ve benim formumu editleyip kaydettim ve beklemeye devam ettim.
MÜLAKAT MAİLİ
25 Ağustos tarihinde, 2 Eylül için mülakat maili aldım. Doldurmak için Ais sitesini incelerken kayıt esnasında Ds-260'ın sonunda, barkodlu sayfadaki Ds-260 numarasını sorduğunu gördüm ve jeton düştü. Gruba yazdım, sağolsun @gucarslan ve @Muhtaradana ilgilendiler. Konsolosluğa Ds-260 formunu açmaları için defalarca mail attım, telefon ettim ancak sonuçsuz kaldı. Mülakatta düzeltme umuduyla 4 kişilik aile olarak Ankara'ya gittik.
UNGANLAR
Mülakattan 2 gün önce Unganlar'a gittik. Pasaportları aldıktan sonra bir alt kattaki Düzen Laboratuvar'a gönderdiler. Çocuklardan test istenmedi. Eşim ve ben kan ve idrar tahlili için 235 USD ödedik. Tahlillerden tam 1 saat sonra muayene için Unganlar'a gittik. Sırasıyla beni, eşimi ve çocukları içeri çağırdılar. Muayenelerin hepsini sayın Handan Ungan yaptı. El ile muayene yaparken ameliyat geçirip hastanede yatıp yatmadığımı, bulaşıcı hastalık vb geçirip geçirmediğimi ve psikolojik problemlerle ilgili sorular sordu ve 3 adet aşı yaptı.
Eşime de aynı şekilde, ek olarak hamilelikle ilgili vb sorular sorup 3 adet aşı yaptı.
Kızımla ben girdim muayeneye. O'na da rahatlaması, korkmaması için genel sorular sordu.
Okula gidip gitmediğini sordu.
''Bu yıl başlayacak'' dedim.
''Amerika'da başlar'' dedi.
''İnşallah'' dedim ve 3 adet aşı yaptı.
(Bu detayı ilk mülakatın Unganlar'da başladığına inandığım için veriyorum.)
Oğlumla da annesi girdi muayeneye, ona da 1 adet aşı yapıldı.
Eşim ve ben 250'şer USD,
Kızıma 280 USD
Oğluma 150 USD ödedik.
Ertesi gün sarı zarflara zımbalanmış cd ve aşı çıktılarını alıp otele döndük.
MÜLAKAT
Mülakattan 2 gün önce oğlumun Ds-260 sorununu çözmek için konsolosluğa gittim ama kimseyle görüşmek mümkün olmadı. Randevunuz yoksa o kapı açılmıyor sanırım. Kapıdaki güvenlik [email protected]'ye mail atmamı salık verdi. Defalarca mail attığımı ve yanıt alamadığımı, randevumdan önce problemli bir durumu çözmem gerektiğini söyledim. ''Mail attığınızı söylersiniz en azından'' dedi.
Hazır gelmişken araba anahtarı ile girmenin yasak olup olmadığını sordum. Sorun olmaz dedi. Ama çanta, poşet, kemer vb ve hiçbir dijital eşyanın alınmayacağını söyledi.
Mülakat sabahı 08:15'teki mülakat için 20 dk kadar erken varmıştık. Çok erken gitmenizi tavsiye etmiyorum, 08:00'e kadar konsolosluk kapalı ve Ankara ayazı kötü oluyor.
Anahtarın yasak olmadığını öğrendiğim için araçla gittik. Ne olur ne olmaz diye anahtarın kumandasını söktüm. 07:55 gibi konsolosluk önündeki sıraya girdik ve birazdan güvenlik elindeki randevu listesine göre içeri aldı. Numaram 002'ydi. İlk sıra yandığında 4x330=1320 USD'yi nakit ödedim (Pos cihazı yok dedi görevli).
Numaramız ikinci kez yandığında evrak teslimi için diğer bankoya gittik ve macera başladı:
Ben Ds-260 sorununu anlatırken küçük çocuğumuz için mülakat yapılmayacağını söyledi görevli memur bey. Sistem mülakat vermiyormuş. Randevu mailinde ismi olduğunu söyledim ama yeterli değilmiş. Ben de formu açtırmak için defalarca mail attığımı ve dönüş alamadığımı, elimdeki mail çıktılarını gösterip anlattım.
Görevli ise; ''çok fazla mail geldiğini ve kısıtlı kişiyle maillere bakmakta geciktiklerini'' söyledi. Ds-260 sayfasını kurcalarken bir görevli bayan geldi, ona durumu anlattı. Ben de mağduriyetimi ilettim. ''Ne yapabileceğimize bir bakayım'' diyerek evrakları alıp gitti. Ben de salona dönüp beklemeye koyuldum. Epey bir bekledikten sonra çağırıldım ve ilk memur bey ''dilerseniz ileri bir tarihe randevu verelim'' dedi. İstemedim.
''O halde üçünüz girin, oğlunuz için ileri tarihe ayrıca randevu verelim'' dedi.
Ben de İstanbul'dan geliyoruz. Çocuklarla git gel zor oluyor, biz mağdur olduk bu durumda zaten dedim. Biraz daha düzeltmeye çalıştı ama başaramadı.
Salonda beklememi söyledi. Tekrar salon gittim ve daha uzun bir süre bekledim. Sonra tekrar çağrıldım.
''Washington'a mail attığını'' ve uygunsa üçümüzün mülakata girmesini, oğlum için Ds-260 formunu açtırıp ayrıca randevu verebileceklerini, bu iş ile özel olarak ilgileneceğini söyledi. Kabul ettim.
Bu memur bey gerçekten epey ilgilendi bu durumla.
Tekrar salona geçip mülakat için beklerken biraz sonra evrakları alan memurun mülakat yapılan alana gelip siyahi memur bey e dosyalarımı verdiğini ve konuştuğunu gördüm. Bizden sonra gelenleri epey bir bekledikten sonra mülakat için siyahi memur bey çağırdı.
Türkçe mülakat istediğim için tercüman çağırdı. Pasaportlarımız elindeyken
''Biz şimdilik üçünüzle mülakat yapacağız, oğlunuz için sonra ayrıca randevu verilecek. Hepsini bir göndeririz'' dedi.
Benim ve eşimin parmak izleri alındı. 14 yaşın altından alınmadığı için çocuklardan parmak izi alınmadı.
Ellerimizi kaldırıp yemin ettik.
- Lisansımı,
- Mesleğimi,
- Nerede kalacağımı,
- Kalacağım yerde tanıdığım olup olmadığını,
- Ne iş yapacağımı sordu
Maddiyatla ilgili hiçbir şey sormadı (20.000 USD + Araba ruhsatı gösterdim).
Bu kadar...
Vizemiz onaylandı
Oğlum için ''30 Eylül'e kadar yanıt gelir mi?'' dedim
''O kadar sürmez'' dedi.
Teşekkür edip ayrıldık.
Yaşadığımız aksilik yüzünden; çıktığımızda saat 11:00'e geliyordu.
Aynı gün biraz oyalandıktan sonra İstanbul'a döndük.
Ertesi gün ABD Büyükelçiliği'nden arandım. Telefondaki hanımefendi gayet kibar bir şekilde ''Elçilikten oğlum için aradığını. Ds-260 formunu açtıklarını, formu doldurduktan sonra mail atmamı, ben mail attıktan sonra randevu vereceklerini'' ilettiler.
''Tahminen ne zamana randevu verilir?'' dedim,
''Perşembe olabilir'' dedi.
''Randevuya oğlum gelmese olur mu?'' dedim.
Kendinden pek de emin olmayan bir tonla ''Oğlunuzun gelmesi lazım'' dedi.
''Parmak izini ben vereceğim zaten. Çocuğu gördüler. İstanbul'dan geleceğiz, bu kadar uzun yola çocuğu çıkarmak sorun oluyor. Bir de dördümüzün de gelmesi gerekir bu durumda'' dedim.
''Doğru... Sorup size dönüş yapacağım'' dedi ve yaklaşık 5 dk sonra aradı:
''Çocuğun gelmesine gerek yok, sizin gelmeniz yeterli'' dedi.
Ds-260'ı doldurup mail attım ve beklemeye başladım. Pazartesi resmi tatilleri olduğu için Salı'dan itibaren dönüş bekleyeceğim.
Ceac şu anda oğlum hariç Ready görünüyor. Oğlumda Refused yazıyor. Randevu maili gelip ben parmak izi verdikten sonra bütün vizeleri basıp göndereceklerdir muhtemelen.
Ds-260'ın barkodlu sayfasındaki numara ile oğlumun Ais kaydını da tamamladım.
Kritiklerim:
1- Sn. @Metin-Aladag'dan edindiğim tecrübeyi ben de doğruladım; kesinlikle ilk mülakat Unganlar'da başlıyor. Bu yüzden Sn. Handan UNGAN kızım için ''Amerika'da okula başlar'' deyince içimde umut doğdu.
2- Heyecanlı olabilirsiniz ama sakin olun, panik yapmayın. Kendinize güvenen bir duruşunuz olsun.
3- Elçilik çalışanları güler yüzlü ve gerçekten yardımcı olmaya çalışıyorlar.
4- Randevunuz yoksa soru sormak için dahi gitmenizi tavsiye etmem. Bir memurla görüşmeniz büyük ihtimaller mümkün olmayacaktır.