Gençler, sıcak sıcağına anlatıyorum! Az önce vize görüşmem oldu.
-
Randevum, 07:30 da idi. Ve bu günün ilk randevu saatidir. 7 gibi konsolosluğun önündeydim. Benden önce orada toplanan insanlar vardı. Ancak vakti gelince, randevu saatine göre alıyorlar. İlk işlemler 7:15 başladı. Güvenlik sırasıyla kontrole alıyor. Pasaportunu alıyorlar, DNA için bi küçük bez parçasıyla üzerinizde gezdiriyorlar. Ve resminizi görmek istiyorlar. (Fotoğrafınızı dosyanızda rahat ulaşılabilir yere koymanızı tavsiye ederim.) Bu ara, konsolosluk karşısında Büfe var, emanet alıyor. Erken saatte dükkanı açıyor. Ücret olarak 10 tl almaktadır.
-
İçeriye girmeden önce kontrol ediyorlar. Dokumanlarınız cihazdan geçiriyorsunuz. Mont ve ceketlerde aynı şekilde. Cüzdan, kemer ve saat ile geçişe izin var. Ancak kontrolden önce çıkartarak cihazdan geçirmeniz gerekir. Sonrasında bekleme salonunun ve işlemlerin yapıldığı alana geçiyorsunuz. Girişte hemen masa var, ordan size numara veriliyor. Ardından bekleme alanına geçiyorsunuz.
-
Bekleme odası, bankadaki sistem gibi. Bir tane büyük dijital pano bulunmakta ve sıra numaraları ve hangi bölüme gidecekleri gayet yüksek ses eşliğinde ekrana yansımakta. Biraz bekleme odasından bahsedeyim. Siyah sandalyeler bununmaktadır. Orta kısımdakiler plastik, yan köşedeki sıra ise deridendir. Alanda televizyon vardır. Sesiz şekilde çalışmakta ve çocuk programı göstermektedir. Çocuklar için küçük olsa da birkaç oyuncak bulunan oyuncak yeri de mevcuttur. Ayrıca su sebili bardır. Wc olduğunu da gördüm.
-
Girişte listeden isminize bakarak numara veriyor (2 tane, aynı numara ama iki tane) Benim numaram 0001’di. 20 dakika gibi beklemenin ardınan, numaram ekranda gözükü. Gişeye gittim. Türk kadın “günaydın” diye karşıladı. Belgeleri istedi. Sırasıyla istediği şekilde teslim ettim. Bu arada, benim addressimde değişikliği olduğunu bildirdim. Türkiye’deki ikamet addressimin değiştiğini söyledim. “Aynı İstanbul mu?” dedi. Evet deyince, onun önemli olmadığını ve değiştirilmesine gerek olmadığını söyledi. ABD addressimde bir değişiklik olup olmadığını sordu. Evet dedim ve addressin yazılı olduğu kağıtı uzattım. Kadın, ona bakarak, sisteme yeni addressi işledi. Benden alınan belgeler şunlardı; pasaport, doğum belgesi ve tercümesi (tc vatandaşı değilim), yurt dışı adli sicil belgesi ve tercümesi, tc adli sicil belgesi-arşiv kayıtlı, öğrenci belgesi ve transkript, banka hesap harekatı (son 6 ay), iki tane de fotoğraf. Girişte varilen numaralardan birini istedi (0001). Sonrasında salonda beklememi söyledi. Burada söylemek istediğim bişey var, dosya nasıl olması gerektiğini soran arkadaşlar olmuştu! Dosyayı siz hazırlamıyorsunuz. Sadece topladığınız belgeleri, karşınızdaki çalışana teslim ediyorsunuz. O belgeleri dizerek, dosyanızı oluşturuyor.
-
Tekrar yerime geçip oturdum. Biraz insanlardaki gözlenimlerimi aktarıyım. İçerisi oldukça kalabalıktı. İçerdeki koltukların tamamı dolacak şekilde alıyorlar gibi (50’ye yakın kişi vardı). Sanırım en genç bendim (26), çocuklu aileleri saymazsak. Daha öncede söyledikleri gibi, İranlı, çok fazla İranlı. Salondakilerin yüzde 30 veya 50’si Farsdı. 0300’lü ve 0500’lü numaralar hızlı hızlı yanıp-sönerken 0001 ve sırasıyla yukarı numaralar biraz yavaş ilerliyordu. (Sanırım birkaç bölüm var, mesela mülteci gibi. Onlar ayrı değerlendirilmeye alındığı için onlara farkı sıra dizilimi verildiğini düşünüyorum.)
-
Tekrar numaram çıktı. 7 numaralı gişeyi gösterdi ekran. Para ödeme gişesidir 7. Gişede, gram Türkçe bilmeyen yabancı birisi vardı. Sanırım karşısındakilerin de zerre İngilizce bilmediğini düşünerekten, ekranındaki 330 sayısını parmağıyla gösteriyor. Anlaşılıyor zaten, parayı ödüyorsunuz (ben nakit ödedim). İki tane çek çıkartıyor. Sonrasından beklemeniz gerektiği anlamında el jesti yapıyor. Bu arada çek almam gerekip-gerekmediğini sordum kendisine. Hayır, son görüşmeden sonra verileceğini söyledi.
-
Son kısım. Hani oyunlarda, seviyeleri atlaya atlaya “boss” kadar ilerliyorsunuz ya?! Onun gibi bir hiss oldu, çünkü en çok bekleten son çağırı oldu. 8:20’de görüşmeye, 8 numaralı gişeye çağırıldım. Forumda karşılaşmışsınızdır, şu övgüler ile anılan sarışın Amerikan kadın. Onu ben görmedim! Yerinde bir erkek vardı, sarışın, Osmanlı bıyığı olan. U.S. American Embassy Ankara facebook, youtube sayfasındaki videolarda oynayan kişi. (Osmanlı bıyıklı fark edersiniz zaten). Neyse, “Türkçe?, English?” diye sordu. Fark etmez dedim. Sanırım “fark etmez” cümlesini Türkçe kurduğum için, Türkçe konuşmaya başladı. Çok kırık Türkçesi ile, yemin etmem için uzunca cümleler söyledi. Adama bakarken biraz da üzüntü ve hayranlık duygusu hissettim. Çok kötü ama aynı zamanda çok hevesli konuşuyordu. Yabancı olduğunu bilmesem, epilepsi atağı geçiriyor sanardım. Ama çok saygılı, çok efendi birisi. ... kabul ediyor musunuz ile bitti cümlesi. Ardından parmak izlerini, sağ tarafta bulunan küçük tarayıcı makinasından taradı. Önce sol el 4 parmak, sonra sağ el 4 parmak ve en sonunda baş parmaklar yan yana taranıyor. Benden tek bir soru sordu. “ Amerikaya gidince ne iş yapmak istiyorsun?”. Think-Tank (düşünce kuruluşunda) dedim. Şaşkınlık ve saygınlık sinyalleri yansıtan dudak bükme hareketi yapıp kafasını salladı. Forumda belirtilen rutin soruları bekledim. En azından, Nereye gideceksin? sorusunu. Ama sormadı! Bu ara “İTÜ mezunumusun” dedi (master öğrencisiyim, lisans eğitimimi kast ederek sordu galiba), hayır, İstanbul Üniversitesi dedim. Sonradan tekrar İTÜ diye seslendi, dedim hayır İ.Ü. dedim. Güldü, ben de güldüm. İki tane engellini ses çıkartarak anlaşmaya çalıştığı gibi oldu. (Yabancılar genelde İstanbul Üniversitesi ile İTÜ’yü karıştırır zaten, birçoğu da aynı üniversite sanıyorlar.) Neyse Pasaportumu doyanın içine koyarken, onaylandığını düşünmeye başladım ve çok geçmeden “Vizeniz onaylandı. Tebrik ederim!” Pasaportunuz ptt ile gönderilecek dedi. Şaşırdım, teşekkür ettim. Elimde birkaç doküman kalmıştı, onları sordum. a. eski pasaportum ve kopyası kaldı (bakmadılar bile), b. Vize basılacak Pasaport kopyası (istemediler), c. Ptt kayıt belgesi (sende kalsın dedi). O zaman çok teşekkür ederim diyerek elçilikten ayrıldım!
Forumda paylaşımlarda bulunan üyelere teşekkür ederim, bu uzun süreçte yol gösterici oldular. Ayrıca Ali Cihan Bey’e, özellikle yabancı olduğumdan dolayı, biraz karmaşık durumları açıkladığı için çok teşekkür ederim! Paylaşımımla, bu Forumdan yediğim ekmeğin bi nebze hakkını vermeye çalışacağım.
Tavsiyem ise, elçilikte artık herşeyi akışına bırakmanız, endişelenmenize gerek yok çünkü bir senedir uğraştığınız bişey için şunu yapsaydım-bunu yapsaydımı olmaz.
Herkese bol crazycel’ler! Allah yolunuzu açık etsin!