@kiloniner, içinde söyledi: DV2025 Sohbet Odası
@SonsuzlukVeÖtesine, içinde söyledi: DV2025 Sohbet Odası
Kendimi çok çaresiz hissediyorum bu sıralar. 26 yaşına gireceğim bu yaz. Hayatımın dönüm noktası diyebileceğim bir dönemindeyim. Olmasını umut ettiğim, beklemek zorunda olduğum bir, iki şey var. Eğer bunlar olursa bir nebze olsun rahatlayacağım. Sadece bazen hayatın nasıl bu kadar hızlı geçtiğini sorgulayıp duruyorum. 2016'ya dönebilmek o kadar isterdim ki. Geçmişe olan özlemim hiç dinmiyor. Yarın olsa, bugünü özlüyorum. Belki de geleceğin bilinmezliğinden çok geçmişin hissettirdiği güven duygusundan sanırım. Yaşım ilerledikçe bazı şeyler daha da düzene girer diye umuyordum fakat her şey daha karmaşık bir hal almaya başlıyor. Sadece 17-18 yaşımda küçücük odamda, yanımda evcil hayvanımla gökyüzüne baktığımda ki hissettiğim o güzel duyguları özlüyorum. Hayatım boyunca hep dünyanın en umutlu insanı olmuşumdur belki de. Olumlu düşünen ve hayata olumlu bakan bir insan oldum ve ciddi anlamda bunun karşılığını gördüm hep. Bilmiyorum sadece yaşım ilerledikçe eskisi kadar güzel bakabildiğimi hissedemiyorum gökyüzüne. Hayallerime sanki daha çok uzaklaşıyorum gibi hissediyorum. Dün biraz oturdum yapmak istediklerimi, hayallerimi vs. düşündüm. Neleri yaparsam günün sonunda ''Oh be başardım, hayallerimi gerçekleştirdim'' diyebileceğim diye düşündüm. Bunların maliyeti ne kadar diye hesapladım. Toplam 30 bin euro çıktı. Evet hayatta yapmak istediklerim sadece 30 bin euro. Onun haricinde daha sonra kendime ait evimde, ortalama gelirim olsun yaşayıp gideyim. Dizi-film izler, oyun oynar, kitap okurum ve benden mutlusu da olmaz. Umarım hayallerimi gerçekleştirebilirim...
Selam! 26. yaşımdan sana sevgiyle el sallayan ve 27. yaşına doğru adım adım giden bir arkadaşın olarak yazdıklarını okuduktan sonra buraya birkaç şey karalamaktan kendimi alıkoyamadım.
Kendini çaresiz hissettiğinden bahsetmişsin, çaresiz değil de hedefsiz olabilir misin? Ne demiş Montaigne: "Hedefi olmayan gemiye hiçbir rüzgâr yardım edemez." -aslında hayatının dönüm noktası olduğu bir dönemde olduğunu, beklemek zorunda olduğunu düşündüğün birkaç şey var. "Eğer bunlar olursa bir nebze olsun rahatlayacağım." derken aslında gelecekte gerçekleşme ihtimali olan birtakım şeylere bağlanmışsın fakat o düğümün seni sıktığının, harekete geçmeni engellediğinin farkında olmayabilirsin. Arayı açmadan "-hedefsiz olabilir misin?" kısmına tekrar dönmek istiyorum, burada söylemek istediğim şey aslında gelecekte olacak bu bir, iki şeye odaklanırken günümüzü, anı kaçırıyor olman ve aslında yapabileceğin birçok şey, atabileceğin sayısız farklı adım varken odağını sadece onlara aktardığın için diğerlerini göremiyor, bir hedef belirleyemiyor olmandı.
Hayat oldukça hızlı geçiyor, gerçekten de öyle fakat bunu sadece içinde bulunduğumuz, bizi kendisiyle beraber sürükleyen zaman rüzgarında ayağa kalkıp duraksayınca, bir de geriye bakınca hissediyoruz. Güneşli ama seni yakmayan, ılık rüzgarın estiği bir günde denize girdiğini, ardına bakmadan ufka doğru yüzdüğünü düşün. Bir an için duraksayıp ardına baktığında sahili ne kadar da arkanda bırakmış olduğunun farkına o ana kadar varamıyorsun değil mi? Yaşadığımız şey tam da bu. Ben de zaman zaman bunu sorguluyorum, geçmişteki günlerime dönmek, o anları tekrar yaşamak istiyorum ve özlem duyuyorum fakat onlar olmadan da bugünkü sen, ben, biz olamayız ve o anları tekrar yaşayamayacağız. Fakat şunu yapabiliriz, bugünü, yarını ve geleceği güzelleştirmek için elimizden gelen her şeyi yapabilir, belki de 40 yıl, 50 yıl sonra, bu düşünceleri ve duyguların yaşanması gereken asıl zamanlarda, 70'li, 80'li yaşlarımızda, hatta ve hatta 90'lı yaşlarımızda geriye dönüp baktığımızda; Ya ben gerçekten de yaşamışım! diyebilmek için elimizden geleni yapmalıyız, yapabiliriz.
Geleceğin bilinmezliği, belirsizlik insanı oldukça yoran bir şey. Şöyle mi olacak, böyle mi olacak, böyle olursa şöyle olur, şöyle olursa böyle olur... Onlarca, yüzlerce düşünce ve soru, binlerce, milyonlarca ihtimal... Sence de bunları düşünerek bugünü, elimizde olmayan için elimizde olanı feda etmek gerekli mi?
Önemli olan varış noktası değil, yolculuk. Eminim ki sen de kendi hayatında, kendi yolculuğunda harika bir noktadasın, belki de havanın bulutlu olduğu, yağmurların yağdığı bir yerdesin fakat anlattıklarına bakılırsa şunu da unutmaman lazım, hava hep böyle değildi, güneşli, cıvıl cıvıl, eğlenceli ve heyecanlı yerler de vardı o yolculukta, bulutlar dağıldığında tüm bunları tekrardan görecek, yaşayacak ve hissedeceksin de.
Belki haddime değil, sınırımı aştıysam özür dileyerek şunu söylemek istiyorum; hayallerin için 30.000€ gibi bir paraya ihtiyacın olduğunu söylüyorsun, düşünüyorsun- peki ya hayallerin arasından "bir hayalin" için neye ihtiyacın var? Hayallerinin hepsini aynı anda gerçekleştirmek yerine adım adım, en kolay ulaşabileceğin, en yakın ulaşılabilir olandan başlayarak torbaya tek seferde onlarca top sığdırmak yerine bu topları tek tek torbaya koymaya, biriktirmeye ne dersin?
Önünde, önümüzde uzunca bir yol var, atılacak adımlar var, geride bırakılacak yağmurlu, kucaklanacak güneşli günler var. Hedeflerin, hedeflerimiz ve gerçekleşmeyi bekleyen hayaller var. "Umarım hayallerimi gerçekleştirebilirim..." diyerek sözlerini bitirmişsin, bunu "Gerçekleştirilmeyi bekleyen hayallerim var ve adımlarımı atıyorum." olarak değiştirmeyi ne dersin?
Şu yazıya en uygun görüntüyü de aşağıya bırakayım
Yıllardır önümde asılı durur çalışma masamda ve her daraldığımda ona bakıp kendime gelirim.