Merhaba, 26 Mayıs’taki mülakat deneyimimi paylaşmak istiyorum.
Ben, eşim ve kızım, sabah 08.30 da olan randevumuz için, gece 12.00 civarı İstanbul’dan yola çıktık ve sabah 6.30 da konsolosluğun önündeydik. Elbette o saatte kolaylıkla park yeri bulduk ancak, 8’e kadar ne yapacağımızı hiç düşünmemişiz. Kaktus cafe kapalıydı, kızımın tuvaleti geldi, acıktık vs. bu böyle olmayacak diyerek, en iyisi otele gidelim, hem biraz dinlenir hem hazırlanırız diye düşündük. Zaten mesai saati bitene kadar Ankara’dan dönmeyecektik, mülakattan sonra otele döner dinleniriz dedik. Unganlar için geldiğimizde SevenDeep otel de kalmıştık( telegramdan öğrenmiştik, Forumdan gelenlere indirim yapıyor, bunu ayarlayan arkadaşlara teşekkür ederiz) gayet iyiydi. Yine oraya gittik ancak yer bulamadık, az ilerideki bir otele yönlendirdiler, gittik fakat orada da yer yoktu. Sonra eşim Elit Plus diye yine o civarda bir otel buldu. Apar topar kendimizi attık. Attık ama o kadar berbat, leş bir odadaydı ki, anlatmak uzun sürer o konuya girmiyorum. Sonuç olarak 30 dk. İçin odaya 500 TL ödedik ve çıktık. Bu nedenle gelecek olanlara tavsiyem, randevunuz erken saatteyse, mutlaka geceden gelin ya da otel rezervasyonunuzu önceden yaptırın. 7.30 da kaktüs kafede bir şeyler atıştırdık, tüm eşyalarımızı arabada bıraktık. 8.15 de konsolosluk kapısında sıraya girdik. Şunu söylemeliyim, vakit kaybetmemek ve panik yaşamamak için, yanınıza sadece dosyanızı almanız iyi olur. Bizim sırada boş çantası olan birini emanete bırakması için geri gönderdiler ki çantası tamamen boştu. Araba anahtarını içeriye sokabiliyorsunuz. Girişten itibaren maske takmanız gerekiyor, bu nedenle mutlaka yanınızda maskeniz olsun. Maskesi olmayanlar da son dakika paniği yaşadı. Kaktüs cafeye koşmak zorunda kaldılar. Bizim kızın da sıradayken tuvaleti geldi, ben de bi cafeye koştum, herkes cafeye koşup durdu girişte güvenlik sadece pasaportlarımıza baktı. Covid formu doldurup imzaladık (eşim ve bana tek form imzalattılar). Sonra X-Ray odasına girdik, dikkat edin bu odanın kapıları çok ağır. Oradan bekleme salonuna yürüdük. Salon girişinde pasaportlarımızın arkasına etiket yapıştırdılar ve bir sıra numarası verdiler. 10 dk. Sonra numaramız 7. Gişe de yandı. Buraya ödememizi tam 990USD olarak yaptık. Elimizdeki sıra numarası fişini buradaki beyefendi aldı. Bu nedenle sıra numaranızı unutmamanızı tavsiye ederim. Evrak teslimi için numaramızın yanmasını 15-20 dk. Beklemiş olabiliriz, zaman algısı kayboluyor, emin değilim. Herkes için 2 fotoğraf, evlilik cüzdanı aslı ve 2 fotokopisi, nüfus kayıt örnekleri, mali belgeler (ev için endeksa’dan online değerleme raporu, araç için DOD’dan teklif aldık. İş yerimizin vakfında birikmiş paramızı gösteren bir belge ve tabi banka hesap dökümü. Hesapta 32K USD gösterdik), adli sicil kaydı, eşimin askerlik belgesi, diplomanın aslı ve fotokopisi ile sarı zarflarımızı teslim ettik. Ais - PTT kaydı yaptırdınız mı diye sordu gişedeki görevli, evet dedim, çıktısını istemedi. Daha önce ABD’ye gittiniz mi diye sordu. Evlenmeden önceki soyadımı teyit etti ve başladık heyecanla son kez numaramızın yanmasını beklemeye. Bu arada 5. Gişe de görüşme yapanların her şeyini duyduk. Tebrikler dediklerine sevindik, rahatladık. AP’e kalanlara şahit olduk tedirgin olduk falan filan çok değişik bir bekleme süreci. 5. Gişedeki görevlinin mikrofonu açıktı. Kırık Türkçesi oldukça sempatikti geliyordu kulağa, inşallah bize de bu görevli düşer diye umut ettik derken numaramız 5. Gişe de yandı.
Yemin ettik ve parmak izlerimizi aldı sonra;
-Nereye gideceksiniz?
-Florida
-Orada tanıdığınız biri var mı?
-Evet arkadaşımız.
Tebrikler, vizeniz onaylandı.
İçeriye verdiğimiz, diploma, evlilik, cüzdanı ve tapunun aslını çat diye koydu önümüze. Bitti mi, oldu mu falan diye tekrar sorma ihtiyacı duyduk, idrak edemedik bi an. Ve evet bitmişti. İçime akan mutluluk göz yaşlarımla çıktık.
-Söyle kızım nereye gitmek istersin şimdi.
-Parkaaaaa
-Bütün gün parktayız yuppiii.
Ertesi gün saat 13.00 civarı vize durumumuz AP’den Issued’a döndü. 17.00 gibi telefonumuza PTT’den mesaj geldi, pasaportlarımız teslim edilmişti.
Bu deneyimi yaşama ve yazma konusunda oldukça heyecanlıydım ancak, mülakat alamayan arkadaşlarımızın olması, sürecin öngörülemez bir hale gelmesi, bu sürecin en zor kısmı olan “beklemek” in bitmek bilmemesi vb. çok türlü durum ve hisler… bunu yazıyı ertelememe sebep oldu. Ama inşallah o anı yaşamak isteyen herkese umut olsun. Gönülden diliyorum Ağustos ve Eylül’de herkes bugünü yaşasın.
Forum, canım forum… hayatımızın seyrini değiştiren bu önemli olayda her sorumuza cevap bulduğumuz harika bir kaynak. Hakkınız ödenmez. Özellikle @gucarslan Bey'e çok çok çok teşekkür ediyorum.
Sevgiler!