Merhabalar.
Dün nihayetinde(7 Şubat 2025) mülakatımı gerçekleştirdim ve CR-1 vizemi aldım. Sadece pasaportumu beklemek kaldı şükürler olsun kiiiii.
Şimdi merak eden arkadaşlara detaylıca mülakat deneyimimi yazmak istiyorum. Belki birilerine faydam dokunur.
Ben otobüs ile gittim Ankara’ya. Mersinden gittim. Mersin’de havalimanı olmadığı için otobüs yolculuğu bizler için daha kolay oluyor. Bu sebeple hem Aşti’ye, hem de konsolosluğa yakın bir otel tercih ettim.
Grand Mercure Ankara otelinde kaldım(Gayet güzel ve nezih bir oteldi. Ama yatakları biraz sertti, heyecan ve stresten mi yoksa yataktan mı bilemedim ama rahat bir uyku olmadı benim için). İkisine de oldukça yakın. Ancak Ankara’da yollar hep tek yönlü olduğu için taksi mesafeleri maalesef uzuyor.
Kaldığım otelin çevresi oldukça hareketliydi(Benim Ankara’da yaşadığım yıllarda oralar sadece gecekonduydu). Bir sürü cafe,bar,club var. O bölgede çok fazla otel var zaten. Armada alışveriş merkezinin hemen arkasındaydı benim kaldığım otel. 12. katta kaldığım için camdan konsolosluğu görebiliyordum(Aşti’den otele giderken taksici sağolsun konsolosluğu gösterdi, büyük cam binanın yanı demişti. Bu yüzden pencereden baktığımda konsolosluğu görebiliyordum). Ancak sabah yürüyerek gitmek zor olacağı için ben taksi tercih ettim. Otel ile konsolosluk arasında büyük Konya yolu var. Üst geçit ile karşıya geçebiliyorsunuz. Ama hava aşırı soğuktu, meşhur Ankara ayazı vardı. Yürümek çok zor olurdu elimde dosyalarla. Bahar dönemi olsaydı ama keyifle yürürdüm muhtemelen.
Ancak herhangi bir otelden taksi ile konsolosluğa gidecek arkadaşlar Ankara’nın sabah trafiğini dikkate alarak tedbirli davransınlar derim. Konsolosluğun yeni binası Çukurambar’da trafiğin yoğun olduğu bir yerde çünkü.
Daha uygun fiyatlı otel arayan arkadaşlar olabilir. Konsolosluk tam okarak ETİ MADEN binasının kaşısında. Oteli buna göre arayabilirsiniz haritalardan.
Taksilere ödediğim ücretleride belirteceğim bütçe planlayan arkadaşlar için.
Aşti-Otel: 220 TL
Otel-Konsolosluk: 120 TL
Konsolosluk-Otel: 76 TL(ancak indir-bindire giriyormuş 100 TL’ye yuvarladı taksimetre)
Otel-Aşti: 240 TL
Benim randevum 08.30’daydı. Ben 07.22’de otelin önünden taksiye bindim ve 07.27’de konsolosluğun önünde oldum(Bunun 1,5-2 dakikası kırmızı ışıkta beklemekle geçti. Mesafeyi düşünenler tahmin edebilirler yakınlığı).
Vardığımda epey bir kalabalık, sıra vardı. Sıraya girdim ve beklemeye başladım. Ben yalnız gittiğim için görüşmeye, sadece belgelerimin bulunduğu dosyaları ve cüzdanımı aldım yanıma. Geriye kalan her şeyi otelde bıraktım. Zaten ısrarla çanta, telefon, akıllı saat, elektronik cihaz vs. İçeri almayacaklarını anons ediyorlar. Lütfen bunları göze alarak gidin. Çünkü bunca bildiriye rağmen(randevu mailinde de yazıyordu bunlar) istenmeyen eşyaları yanında getirenler olmuştu. Onları sıradan çıkarıp emanetçiye bıraktırdılar eşyalarını. Konsolosluğun hemen karşısında bir emanetçi varmış. Saati 200 TL’ye emanet alıyormuş.
Neyse sırada 20 dk kadar bekledikten sonra bir Türk polisi geldi ve 07.30 randevuları sıraya girsin dedi. O an anladım çokta erken gitmenin anlamı yokmuş diye.
Ardından 07.45, 08.00, 08,15 randevuları sırayla girsinler dedi. 08.30 randevularının sıraya girmesine gerek yok, bahçeye geçip bekleyebilirler, bu sıra bitince sesleneceğim dedi. Bahsettiği sıra oldukça uzundu. Yani 15’er dakikalık periyodlarla randevu verdiklerini anlamış oldum. Ama içeri almalar 07.45 gibi rötarlı başladı. Bahçede beklediğim için detaylı gözlemleme fırsatım oldu. Çoğunluk yabancı uyrukluydu. Türkler çok azınlıktaydı.
Ben 8.15 randevularının bittiği yeri gözlemledim ve sıra azalınca orda beklemeye başladım. İlk benim olmam gerekiyordu. Ancak (hala çok kızgınım), bir bayan ve iki kızı vardı. Benden epey ama epey sonra gelmişlerdi. Ellerinde çantaları vardı ve uyardım çantalarla almıyorlar emanetçiye bırakacaksınız diye(Bu yazımı okuyorlarsa hala kızgınım size!). Gİttiler bıraktılar ve hiç utanmadan bir baktım benim önüme kaynak yapmışlar! Bilin hangi ırk: Şark kurnazı bir Türk!
Lütfen kimse beni yanlış anlamasın ama işte bu fırsatçılık ve kurnazlık yüzünden dünya bize iyi gözle bakmıyor!
Çok önemli değil benim birkaç sıra önüme kaynak yapmaları ama bu kültürsüzlüktür, saygısızlıktır.
Neyse benim sıram geldi. En önce bir kapıdan geçiyorsunuz. Sadece pasaportunuzu camlı bölmenin önündeki çekmeceye koymanızı istiyorlar. Muhtemelen randevunuzu teyit ediyorlar. Sonra yan tarafta bir kapıdan giriyorsunuz. Dosyalarınızı, cüzdanınızı ve montunuzu çıkarıp bir kutuya koyuyorsunuz. X-Ray cihazından geçiyorlar. Sizde güvenlik kapısından geçiyorsunuz. Havaalanlarındaki gibi. Bu arada pasaportunuz geri veriliyor size. Bahçeye çıkıyorsunuz ve yaklaşık 150-200 metre bahçede yürüyüp başka bir binaya geçiyorsunuz. Lütfen seri hareket etmeye çalışın. Bazıları aşırı yavaş oldukları için arkadan gelenlerle yığın oluşuyor.
Diğer binaya girğinizde Türk görevliler sizi karşılıyorlar. Günaydın Hoşgeldiniz ile başlıyorlar. Gayet güler yüzlü ve içtenler. İlk olarak vize türünüzü soruyorlar. Göçmen olmayan vize türleri için,
*Adli Sicil Kaydı
*Vukuatlu Nüfus Kayıt Örneği
*Pasaport
*Vize türüne ait doldurulan belgenin onay sayfasının çıktısını(çoğunluk DS-160 formuydu)
istiyorlar. Bunlardan biri eksik olursa ne oluyor bilmiyorum. Benimle birlikte giren herkesinki tamdı çünkü.
Benimki göçmen vize olduğu için(CR-1)siz sadece pasaportunuzu verin ve şu tarafta(bir alan işaret ettiler) beklemeye başlayın dediler. Yaklaşık 30-45 dk bekledikten sonra göçmen vizesi için gelenlerin isimleriyle seslendiler ve sıra numarası verdiler. Ekrandan sıranızı takip edin dediler. Yaklaşık 20-30 dk kadar sonra sıra numaram göründü ve bir bankoya gittim. Türk bir görevli vardı.
Günaydın hoşgeldiniz dedi. İlk evliliğiniz mi diye sordu, Evet dedim. Eşinizin ilk evliliğimi? dedi. Hayır dedim. Bundan sonra,
Adli sicil kaydımı, vukuatlı nüfus kayıt örneğimi, bir tane fotoğrafımı ve eşimin önceki evliliğinin bittiğine dair boşanma evrağını istediler. Pasaportunuzu teslim almak istediğiniz PTT şubesini seçtiniz mi? Evliliğinizin gerçek olduğuna dair belge getirdiniz mi? Fotoğraf, whatsapp çıktısı gibi dedi. Ben de bir kanıt dosyası gösterdim ve bunların hepsi dedim. Kalın bir dosyaydı. Güldü ve ben onu almayayım sorarlarsa gösterirsiniz dedi. Mülakatınızı hangi dilde yapmak istersiniz diye sordu. Türkçe dedim ve belgelerin yanına not düştü.
Ardından konsolos dosyanızı inceleyecek sorun olmazsa sizi çağıracağız, ekrandan numaranızı takip edin ve şu tarafta bekleyin dedi.
Ben beklemeye başladım. Ama çookk uzun bir bekleme oldu. En sonlara kaldım gibi bir şey. Beklerkende benden önceki mülakatları gözlemledim. Çok az Türk vardı. Çoğunluk Afgan, İran, Somali gibi ırklardandı. Bazıları yanında yeminli tercüman ile gelmişlerdi. Eğer Türkçe ve Farsça mülakat yapıyorsanız onların kendi tercümanları size eşlik ediyor. Başka bir dil ise siz yeminli tercüman götürüyorsunuz. Benim oturduğum bölümün önünde 2 tane banko vardı. İkisi de Amerikalıydı. İngilizce mülakat yapanlarla zaten kendi dillerinde konuşuyorlardı. Farklı dilden olanlar için tercüman kullanıyorlardı.
Herkese önce verdiğiniz bilgilerin doğru olduğuna dair, sağ elinizi kaldırarak yemin ettiriyorlar. Parmak izinizi alıyorlar.
Ardından mülakat başlıyor.
Genel olarak şu soruları soruyorlar(ingilizce anlıyorum ama kendi dilimde kendimi daha iyi ifade edebilirim diye Türkçe talep ettim.Bu yüzden soruları algıladım),
*Eşinizle nerde ve nasıl tanıştınız?
*Birlikte mi yaşıyorsunuz?
*Birlikte yaşamayanlara ne sıklıkla bir araya geliyorsunuz?(Bir arada yaşamayanlardan kanıt istiyorlar).
*Daha önce başka bir ülkede yaşadınız mı?
*Amerika’ya gittiniz mi? Yaşadınız mı?
*Sponsorunuzun IRS, W-2, Tax Return, Tax Transcriprt belgelerini
soruyorlar. Şüpheli bulduklarını daha uzun sorguluyorlar(Örneğin bir bayan eşi ile sosyal medyadan tanışmış. Onu çok uzun soru yağmuruna tuttular. Red aldı).
Bazıları çok uzun sürdü. Bazıları direk red aldı, bazılarına şu belgeleriniz eksik tamamlayıp bize PTT yolu ile gönderin dediler.
Bana sıra çok geç geldi. Anladığım kadarıyla CR-1 olanları daha sonlarda çağırıyorlar. Benden hemen önce mülakata giren bir kişi sunduğunuz belgeler yetersiz, bunları tamamlayıp tekrar başvurun diye red aldı. Üzüldüm gerçekten.
Ondan hemen sonra aynı bankoda sıra gelince birazda tedirgin oldum açıkçası. Mülakatı yapan bey çok titiz ve Amerikalı’ydı. Gerçekten ince eleyip sık dokuyan biriydi. İnşallah onda sıram gelmez diye çok dua ettim ama ona denk geldim.
Sıram gelince,
İngilizce biliyor musunuz? dedi. Hayır dedim. Hemen tercüman çağırdı. Zaten sizi çağırmadan önce içerden ilk verdiğiniz belgeleri alıyorlar, başvuru sayfanızı açıyorlar önce(Benim ki DS-260).
Tercüman gelince önce yemin ettirdiler. Adımı Soyadımı, eşimin tam adını sordular.
İlk evliliğiniz mi? (Evet.)
Eşinizin ilk evliliği mi? (Hayır,dediğim için hemen berdiğim boşanma evrağını inceledi ve bu orjinali değil mi diye bastırdı. Bu konuda çok hassaslar.)
Ne kadar süredir evlisiniz?
Nerde tanıştınız?
Nasıl tanıştınız?
Eşinizle birlikte mi yaşıyorsunuz?
Daha önce Amerika’ya gittiniz mi?
Türkiye dışında bir ülke de yaşadınız mı?
Sponsorun kim?
Sponsorun neyin oluyor?
Eşin ne iş yapıyor?
diye sordular.
Ancak eşiniz nerde yaşıyor sorusuna, birlikte yaşıyorduk fakat Ağustos ayında eşim ön hazırlıkları yapmak için Amerika’ya gitti sorusunu tercüman tam çevirmedi! Bunun üzerine evlendikten sonra ayrı yaşadığımızı düşünerek ne sıklıkla görüşüyorsunuz sorusu geldi!
Lütfen bu kısımlara dikkat edin. Bende bastıra bastıra evlendikten sonra birlikte yaşıyorduk fakat Ağustos ayında Amerika’ya gitti ve Ocak ayında beni ziyarete geldi dedim ve eşimin uçak biletlerini gösterdim. Zaten görevli biletleri görünce gülümsedi tamam dedi.
Tercümanda çevirisini tam yaptı ve birkaç ay öncesine kadar birlikte yaşıyorlarmış dedi.
Bana başka soru sormadılar.
Benim tüm sürecimi eşim takip etti. Çok titiz davrandı. DS-260 ile birlikte eşim 296 tane belge ve kanıt yükledi. Her şeyi orjinal belge ile sundu. Çoğu belgeyi hem Türkçe hem İngilizce çeviri yaptırıp koydu. Sisteme yüklerken de detaylı açıklamalarını tam yaptı. Bu yüzden her şeyimiz çok net ve şeffaftı. Zaten ekrandan tüm kanıtlarımı ve belgelerimi gördü. Fazla sorgulamadı beni.
Hatta ben eşimin 2024 için IRS belgesini ve Co-sponsorumun 2024 W-2 belgelerini de getirdim, sunabilirim dedim(Çünkü sisteme 2023-22-21’leri yüklemiştik). Ekrana baktı ve burdakiker yeterli, onlara gerek yok dedi.
Ekranı incelemesi uzun sürdü çünkü eşim hiçbir şeyi şansa bırakmadan tüm detay belgeleri yükledi. Görevli de hepsini inceledi. Sonunda da,
“VİZENİZ ONAYLANDI!” dediiiiiiiiii!
Bana hemen bir kağıt verdiler ve,
“Amerika da eş olarak haklarınızı içeren bu belgeyi mutlaka okuyup inceleyin” dediler.
Tam o dakika saate baktım 11.27 idi. Toplam 4 saat sürdü konsolosluğa adım atmamla vizemin onaylanması.
Biz tüm başvuru sürecini ve ödemeleri online yaptığımız için bir ödeme çıkmadı orda.
Sizlere tecrübeyle edindiğim uyarılarım şunlar, her dosya ve her başvuru sahibi farklı. Bu yüzden herkese sorulanlar dışındaki sorular birbirinden farklı geliyor. Sisteme yüklediğiniz her belge yanınızda olsun. Kimden hangisini isteyecekleri değişebiliyor. Bildirdiğiniz her şeyin doğruluğunu ispatlayan belge ya da kanıt sunun. Biz balayında kaldığımız otellerin makbuzlarını bile(ikimizinde ismi yazacak şekilde) yükledik. Yaptığımız tatilleri, uçak biletlerimizi vs. her şeyi belgeledik.
Biz bu süreci ve her adımı çok şükür eşimin detaycılığı ve titizliği sayesinde sorunsuz atlattık. Bizi yoran şey sadece bekleme zamanlarının uzun olmasıydı. Elimiz güçlü tuttuk. Bu da bize tek seferde olumlu sonuçlar verdi.
Bekleyen, mülakata girecek olan herkese kolaylıklar diliyorum. Umarım bizler gibi dürüst ve şeffaf olan herkes kolay atlatır bu süreçleri.