Merhabalar, mülakat deneyimimden bahsetmeden önce süreç hakkında çok bilgi aldığım, kafamdaki soruları giderdiğim bu forumda emeği geçen herkese ve telegramdaki tüm adminlere teşekkür ederim.
22 Kasım 2022 tarihinde 1 Aralık tarihine mülakat aldığımı öğrendim. Yani 10 gün sonrasıydı. Fakat bir önceki mülakat o sıra daha yeni dağıtılmıştı yanlış hatırlamıyorsam ve ben yeni bir dağıtım beklemiyordum, olsa bile 10 gün sonrasına beklemiyordum çünkü mülakatlar genelde dağıtımdan 40 gün sonrasınaydı. Benim de iş için yurtdışına çıkmam gerekiyordu, mülakat almadan önce pasaportumu bir acenteye vermiştim bu seyahat için, mülakat da bu sırada gelmez, gelsede vaktim var sorun olmaz diye düşündüm. Fakat mülakat aldığımda pasaport bende değildi ve 10 gün sonra mülakata girecektim ertesi gün de pasaportum acenteden resmi aracı kuruluşa verilecekti ve benim de parmak izi vermem gerekiyordu, oradanda konsolosluğa gidecekti her şey. Hemen öncelikle işyerime haber verip durumdan bahsettim ve seyahati iptal etmek zorunda olduğumu bildirdim. Sabah da ilk iş acentenin kapısına dayanıp pasaportumu istiyorum, seyahatten vazgeçtim dedim İş yerinden bir mail gerektiğini falan söylediler bunları halledip pasaportumu almıştım mülakat haberinden bir gün sonra. Pasaport konsolosluğa gitmiş olsa sanırım öyle elimi kolumu sallaya sallaya gidip pasaportumu geri verin diyemezdim sanırım. Alırdım tabiki ama biraz daha uzun sürerdi muhtemelen. Sonuç olarak küçük bir adrenalin neticesinde henüz acentede olan pasaportumu kolayca ertesi sabah almıştım.
Mülakat evraklarının geneli kısa sürede toplanabildiği için 10 gün sonrasına veya kısa süre sonrasına mülakat almak büyük bir sorun teşkil etmiyor, tabii eğer yurtdışından TR'ye mülakat için gelmiyorsanız bu sürede. İlk iş hemen Unganlar randevusu aldım, en yakın boşluk 29 Aralık tarihineydi.
Unganlar randevusundan çok uzun bahsetmeyeceğim çünkü yazılanlardan farklı bir süreç geçirmedim. Kan verme, akciğer grafisi, aşılar ve kısa süren bir muayene.
Muayeneye gözlüklerimle gittim fakat doktor gözlüklü olduğumu farketmedi bile, bununla ilgili bir test vs yapılmadı dolayısıyla. Zaten genelde araba kullanırken takıyorum gözlük. Daha önce operasyon/hastalık geçirdin mi gibi klasik sorulardan sonra ABD' de ne yapacağımı sordu. Sonrasında aşılarımı yaptı ve bitti süreç. Ekstra bir bilgi verilmez ise ertesi gün 15:00-17:00 saatleri arasında raporumu alabileceğim söylendi ve ayrıldım oradan. Ertesi gün belirtilen saatler arasında gittim ve önceki günki yoğunluktan eser yoktu ve çok sakindi. O saatlerde öyle oluyormuş. Raporu aldım ve ayrıldım oradan, iki gün sonra mülakatım vardı sabah erkenden.
1 Aralık 2022 Mülakat Günü;
Ankara'da yaşadığım için Unganlar ve mülakat süreçleri operasyonel olarak daha rahat geçti benim için. Sabah erkenden oraya gittim ve beklemeye başladım, ilk giden bendim o gün yanlış görmediysem. Mülakata yaklaşık 1 saat vardı, bu esnada ben de içeride uzun kalırım vs diye 2-3 sigara içtim, vakit geçirdim. Sonra dışarısı kalabalıklaşınca ben de ufak ufak konsolosluk bahçesine geçtim. Orada bir kaç forumlu arkadaş ile kısa sohbet ettik. Sonrasında mülakat saatlerine göre içeri çağırdılar ve oraya doğru yöneldik. İlk bir kontrol noktası var. Pasaport veriyorsun orada ve sonra içeri alıyorlar seni Xray' den geçiyorsun, pasaportunu alıp mülakata gireceğin başka bölüme yürüyorsun.
Mülakatın gerçekleşeceği bölümde ilk olarak 330 USD yatırıyorsun ve sıra numarası alıp ikinci aşama olan evrak teslimi için ekrandan sıranı takip etmeye başlıyorsun.
Daha sonra evrak teslimi için sıram geldi. Talep edilen evraklar bekar bir erkekten istenen klasik evraklardı( yazı uzun olacağı ve bu konunun ilk iletisinde gerekli evraklar yer aldığı için madde madde yazmayacağım.) DS260ta GC adresi belirtmediğim için onu bilgisayardan yazıp A4 çıktı almıştım. Evrak teslim alan kişi bu kağıdı üstte görünce kendisi direk zaten '' adresi alıyım '' dedi ve uzattım. AIS kayıt çıktısı alınmadı bu arada. Evrak teslimi sırasında bana daha önce yurtdışında yaşayıp yaşamadığım soruldu. Almanya ve Amerika olduğunu söyledim. Ne kadar süre kaldığım soruldu. Almanya da yaklaşık 10 ay kalmıştım. Polis raporu alıp almadığım soruldu. 1 yıldan daha az kaldığım için almadığımı söyledim. Arkasından bununla ilgili bir soru gelmedi, bunu zaten araştırmıştım almam gerekmiyordu. Sonra ben eski pasaportum da burada istiyor musunuz diye sordum. ABD vizesi yoksa gerek yok dedi, geçerliliği olan bir vizemin olmadığını sadece eski Work and Travel ve diğer vizelerimin olduğunu söyledim ve sonuç olarak almamış oldu eski pasaportumu. Talep edilen evrakları ilgili kişiye verdikten sonra bir yandan da önümde yedek getirmiş olduğum evrakları düzenliyordum çünkü dağılmışlardı, bir yandan da eksik bir şey kaldı mı kesinlikle vermem gereken diye göz atıyordum kendi halimde. Yetkili kişi de orda ekranda işini yapıyordu, yani bu sırada benden bir şey beklemiyordu aslında. Birden bana onlarla uğraşmayı bırak dedi, peki dedim. Ama herhangi bir şey sormadı ve istemedi bu esnada, sanırım bi 30-40 sn geçti böyle, ben tekrardan evrakları alıp şöyle bi düzenledim ve dosyaya koydum o haliyle. Onu da gördü ve 'onlarla uğraşmamanı söylemiştim' tarzında bir şey söyledi tekrar. Ben tekrardan sakin bir şekilde peki deyip hazır olda bekler gibi beklemeye başladım, hiçbir şey yapmadan ancak böyle beklenirdi Mülakatı hangi dilde yapmak istediğimi sordu, Türkçe ve İngilizce ikiside uygundur dedim. Önünde bir kağıttan iki dili yuvarlak içine aldı, muhtemelen mülakat yapacak yetkilinin farketmesi içindi. Sonra bu süreç bitti ve yerime geçip tekrar ekrandan bu sefer mülakat sıramı beklemeye başladım.
Ben ekran önüne beklemeye geldiğim sırada, önümde olan arkadaşlardan biri yakınımda mülakatı yapmaya başladı, kısa sürdü ve aldı mülakatını. Hemen sonrasında benim sıram geldi aynı yetkilinin bankosunda. Güleryüzlü, sakin ve kibar birisiydi. Kendisi Türkçe başlamıştı mülakata, yemin ettim ve devam etti Türkçe olarak, nereye gitmek istediğimi, orada ne yapacağımı sordu. Cevap verdim bu sorularına. Orada tanıdığın var mı diye sordu, gideceğim yerde yok ama NY'da bir arkadaşım olduğunu söyledim. Zaten GC 'nin kargo edileceği adres de NY idi. Başka soru gelmedi. Sonrasında İngilizce konuşabiliyor musun diye sordu İngilizce olarak ve buradan sonra mülakat İngilizce devam etti. '' Evet konuşabiliyorum'' dedim. Sonrasında iyi güzel falan dedi ben bazen zorlanıyorum Türkçede çünkü karşımdakinin ne dediğini bazen anlayamıyorum zorlaşıyor dedi. Ben de '' anlıyorum haklısınız, sanırım İngilizceyi tercih ediyorsunuz'' dedim. Gülümseyerek ''evet'' dedi. Ben de gülümseyerek ''İngilizce devam edebiliriz'' dedim. Bu sırada ekrana da bakıyor ve bir şeyler yazıyordu. Sonrasında bana '' sana pasaportunu ve diploma aslını geri vereceğim ama endişe edecek bir şey yok '' dedi. Ben şaşırmıştım çünkü gidişata göre böyle bir şey beklemiyordum, eksik evrakım yoktu ve yaklaşık olarak üç kişilik bir aileye yetecek kadar da finansal durum göstermiştim nakit + araba olarak ( bahsi geçmişken araba için ruhsat aslı ve fotokopisi ve hepimiz bildiği satış sitelerinin birinden değer gösterir bir belge eklemiştim). Mülakat gidişatı da gayet normaldi, bir önceki arkadaşın mülakatını duymuştum ve ondan farklı değildi aslında, aynı sorular vs. Ben okay falan dedim ama şaşırdığımı anladı sanırım. Pasaport, diploma, ruhsat ve AP ye kaldığımı gösteren bir A4 kağıdını bana uzatırken '' bir sorun olmadığını, merak edilecek bir şey olmadığını '' tekrarladı. Bir mail alacaksın o maile cevap ver, ve sonrasında senden pasaportun istenecek onu bize gönder dedi. Tamam, çok teşekkür ederim deyip, pasaport vs alıp uzaklaştım. Montum ve diğer yedek evraklar oturduğum sandalyedeydi, onları da alıp hemen kendimi dışarı attım. AP'ye kalmıştım yani.
AP Durumu,
Aynı gün DS5535 formu gönderildi bana mail ile akşama doğru. Aslında içeriğindeki bilgiler DS260 ile hemen hemen aynı sadece kardeş bilgisi isteniyor ve seyahatlerinin detayı isteniyor farklı olarak. Bir de DS260ta olduğu gibi iş deneyimi, yaşamış olduğun adres kısımları da var. DS260 da eklemeyi unuttuğun bir nokta var ise ekleyebiliyorsun burada. Aynı gün Uğur abi ile iletişime geçtim ve beni telegram AP grubuna aldı ve süreç hakkında bilgi verdi, formu doldururken yardımcı oldu. Kendisi de endişe edecek bir şey olmadığını ve vizemi alacağımı belirtince biraz rahatlamıştım gerçekten, bunun çok yüksek ihtimal isim kontrolü( name check) olduğunu süreç bitince vizemi alabileceğimi söyledi. Dediğim gibi o anda bunları kendisinden duymak rahatlattı ve kendime tamam biraz daha bekleyeceksin yapacak bir şey yok dedim. Neyse detaylı bir şekilde seyahat bilgilerimi ve kardeş bilgilerimi ekledim ertesi gün formu gönderdim. Bu sırada AP grubundaki geçmiş mesajları vs okudum. AP hakkında biraz bilgi edinmeye çalıştım. Benim AP durum '' düz AP '' olarak adlandırılıyordu. Bu düz AP 'de anladığım kadarıyla neden AP ye kaldığını %100 net bir şekilde öğrenemiyorsun. Bir de eksik evraktan AP durumu var biliyorsunuz, bu olunca somut şekilde zaten size şu eksik deniliyor ve neden AP'ye kaldığınızı biliyorsunuz. Düz AP de böyle bir durum yok, genelini name check olarak düşünebilirsiniz. Ben neden acaba diye çok düşündüm fakat düşündükçe '' yok abi bunlardan da AP' ye kalınmaz '' demeye başladığımı farkedince bıraktım çünkü kafa yorunca beyin illaki bir şey buluyor mantıklı/mantıksız . Umutlu bir şekilde beklemeye karar vermiştim. Çünkü nedenini öğrenmenin bir yolu yoktu ve en iyisi sabırlı bir şekilde beklemekti. AP hususunda genel olarak söyleyeceğim aslında çok normal bir süreç ve üzerine çok düşünmeden beklemeniz yönünde. Yani eksik evrakınız var ve doğal olarak AP' ye kalıyorsunuz ya da işte benim örneğimde olduğu gibi name check durumu ya da başka bir ek soruşturma için düz AP ye kalıyorsunuz, doğal olarak sizden biraz daha süre istiyorlar aslında. Bu duruma böyle bakmak lazım. Umarım kimse kalmaz ama endişe edecek bir durum söz konusu değil.
Formu gönderdikten yaklaşık bir ay sonra mail ile pasaportum istenmişti, çok sevinmiştim. AP grubundan bilgi verdim, Uğur abi sürecin bittiğini belirterek gözün aydın demişti. Ama ben Issued ya da fiziki olarak pasaportu görmeyi bekliyordum tam anlamıyla sevinmek için :). Hemen tekrar AIS kaydı ile pasaportu gönderdim. Yıl sonu olması sebebiyle konsolosluk da bir yarım, ve bir de tam gün olmak üzere kapalıydı hatırlarsınız. Bu iki günde pasaportum ulaşmadı oraya. Aslında normalde de gecikmişti tatil öncesinde de ulaştırılabilirdi, ben kayıt falan açtım bu sebepten, gecikme için bir telefon numarası beni aradı hızlandıracağını iletti aslında hızlandı ama işte o sırada da tatiller girdi araya. Neyse gönderici Ankara, alıcı Ankara olan bir kargo 6 güne ulaştı konsolosluğa. Ben hemen artık alırlar pasaportu vizeyi basar gönderirler diye düşünüyordum ama o da beklediğimden biraz uzun sürdü. Çünkü kargo oraya ulaştıktan sonra IV Unit'e gitmesi bile kendi içlerinde 3 gün kadar sürüyormuş. Neyse pasaport teslim edildi 6 gün sonra ve beklemeye başladım tekrardan. 21 Aralıkta CEAC da durumum Refused dan AP ye döndü( AP'ye kaldığınızda durum Refused oluyor, endişe edecek bir şey yok, normal). Bu da çok güzel haberdi artık sona yaklaşmıştım, ama beni sevindirecek olan ISSUED durumuydu :). Your visa has been printed gibi bir şey yazıyor orda, onu görmek istiyordum :). O da 24 Ocakta oldu aynı gün pasaportum kargoya verildi. 25 inde ben teslim aldım vize basılı pasaportumu. Bu sürecin yarısı bitti denebilir, diğer yarısı da ABD'de sürecek diye bakıyorum bu duruma.
Umarım bekleyen herkes vizesine en kısa sürede, sorunsuz ve sıkıntısız kavuşur. Bol şans.
Sağlıkla, huzurla kalın.