Merhaba 2 eylül de 09,45 de mülakatım vardı. Mülakat aldıktan sonra heyecan ve gerginlik başladı. Kekelemeye konuşurken teklemeye başladım o hafta. Evraklarımın hepsini hazırladım ancak mülakat gününe kadar AIS kaydımı yapamadım. Teknik bir arıza olduğunu söylediler. Bende attığım maillerin hepsinin çıktısını aldım, Ancak çok gergin ve sinirliydim. 28 Ağustos da Ankara ya geldiğim günden 2 Eylül sabahına kadar taksiciyle tartışmalar, kahve alırken tartışmalar falan derken bir şeyler ters gidiyordu. Kötü enerji kötü enerjiyi de çekiyor olabilirdi bilmiyorum...
2 Eylül sabahı uyanış.
Çocukluk arkadaşımın Ankara Kızılay da evinde uyandım. Biraz heyecanlıyım. Bir duş aldım. Çocukluk arkadaşım uyandı, abim uyandı. Saçlarımı yaptım. Banyodan çıktım. Melih döndü bana dedi ki;
- Leeeen olummmm boşuna tribe giriyon. Sen aldın işte vize a**** dedi.
- Hadi inşallah.
Diyerek evden çıktım. Sanki bu diyalog beni rahatlatmıştı. Elçiliğin kapısına geldiğimde kuş gibiydim. Kapıda güvenlikle çok tatlı konuştum, enerjim harikaydı. Gözlerim gülüyordu. İçeriye girdim. Elçilik kapısından birisi çıkıyordu. Kapı tam kapanmasın diye kapıyı parmağımla tutmaya çalıştım. Kapı çok ağırdı tutamadım.... Orada biraz kendime güldükten sonra içeriye girdim. Girer girmez iki tane Türk genç karşıladı yaşları otuzu geçmez. Bana bir numara verdiler Numaram direkt yandı ve ödeme yaptım. Bir daha yandığında evrak vermemi söylediler. Bir kaç dakika içinde bir daha yandı ve evrakları vermeye gittim. Burada da bir Türk hanımefendi karşıladı. Bu mülakat hikayemi okuyan herkese söylemek isterim ki bu bölüm önemli Ne evrak vereceğinizi bilin çünkü benden KCC evraklarını istemedi ben zorla verdim. Evraklarımı verdikten sonra. Numaram yanınca mülakatımın başlayacağını söyledi. Bende içeriye gitti su içtim. Orada Musa abiyi ve farklı bir kaç kişiyi gördüm. Mülakatı hangi dil yapacağımızı konuşuyorduk. Abi ben Türkçe yapacağım dedim. Bankoda yazan numara 8 idi Musa abinin 9 muş . Numara birden 11 yandı ve gece arabayla giderken tavşanla karşılaşırsınız ya farları onun yüzüne vurur o şekilde karşısında durdum. Bence Breaking Bad dizisinde ki Skylera benzeyen bir hanımefendiydi Amerikalıydı, sarışındı, İngilizce konuşmaya başladık. Çok heyecanlı olduğumu söyledim thats why dedim Türkçe yapmak istiyorum dedim. Burası önemli çünkü Thats why benim aklıma nereden geldi... Arkadaşlar bir İngilizce konuşmaya başladım. Fiilin 2. 3. halleri aklıma geliyor. Geçmiş zamanlar falan dilim açıldı. Hanımefendi den şunu duydum. Harika konuşuyorsun dedi. Teşekküre edip anlatmaya başladım. Konu ne iş yaptığıma geldi. Ben kozmetik işi yaptım, Flormar, Clinique, Kiko, Sevil, bir kaç tane daha firmada Make up artist, parfüm experi, Cilt bakım uzmanı olarak beş yıl çalıştım. Bunu söyledim biraz yüzüme baktı üç beş saniye. excuse me dedim bu markalarda çalışırken fotoğraflarımı bastırmıştım fotoğrafçıda. Hanımefendiye verdim. Yumuşadı. Bundan sonrası herkesin ki gibi geçti. New jerseye gidicem ilk başta ne iş olursa yapıcam sonra kendi işimi yapacağım dedim. Okey dedi.
Bir kağıt çıkardı ve bir yeri daire içine alırken AP kaldığımı anladım ve sorun AIS idi orada İngilizcem biraz teklemeye başladı AIS probleminden bahsetmeye başladım. Teknik bir problem varmış dedim al abla dedim bunlarda çıktıları dedim. Bir dakika dedi ve arkaya gitti, beni de arkaya çağırdılar. Bir Türk ile konuşmaya başladım. Ben telaşlı telaşlı anlatırken bir saniye sorunu biliyorum. Ben sistemden AIS açıyorum çıkar çıkmaz yapın dedi.
+Tamamdır. Yani görüşme nasıl oldu. Vizemi aldım mı dedim
- Bir saniye .
içeriye gitti ve geldi. - Tebrikler.
çıkarken bankoda duran skyler ablama ;
- Thank you so much
diyip bir bakışımı attım.
- Congratulations
Dedi ve ben koşa koşa dışarı çıktım. Abim Pastahane de oturmuşken uzaktan ona okey işareti yaptım. Bakışmadan, uzaktan anlaştık. Dün vizemi PTT den aldım. Harika haller içerisindeyim, çok mutluyum. Umarım herkes bu mutluluğu tadar.
Bekarım. 10,064 USD
7,500 EURO
Gösterdim. New Jerseye gideceğim. 7 8 ay sonra Miami gitmeyi düşünüyorum.