Ankara'da 22 Eylül'de yaptığım görüşme içeriğini paylaşıyorum,
Gergin ve kalabalık bir grupla yeni yapılmış konsolosluk binasının giriş katında oluyor bütün her şey. Dışarıdaki güvenlik noktasında randevunuzdan en az yarım saat önce bulunmanızı tavsiye ederim. Ben orada iken görevli yarım saat sonra randevusu olanları anons etti! Dışarıda ki güvenlik noktasında avuç içiniz süprüntü örneği ve pasaportunuz alınıyor. Akabinde ana binaya yönlendiriliyorsunuz. Her şey ana binaya ulaştığınızda gireceğiniz kapının 10 metre ötesinde gelişiyor.
Size tavsiyem, başvuru tarihinizde çekilmiş fotolara ek olarak yeni fotoğraf çektirerek gitmeniz olur. İlk girişte Ds-160 formunuzu inceleyen bayan dikkatli şekilde fotoğrafın güncelliğini kontrol ederek yenisi çekilip gelin diyebiliyor. Bu bir çok kişinin başına geldi!! Ardından sizin pasaportunuzu kontrol edip dikkatlice kontrol edildiğiniz bölüme ( vezneye ) yönlendiriliyorsunuz, burada pasaportunuz alınıyor inceleniyor, hangi dilde mülakat yapacağınız soruluyor ve buna göre sıra numaranız veriliyor. Ardından artık son aşamaya geçiyorsunuz. Buraya kadar yaklaşık 15-20 dakika kadar bekliyorsunuz ve beklerken her şey gözünüzün önünde oluyor. Büyük bir salonda bölmelerde gelişen olayları izleyebiliyorsunuz. Ben gittiğimde son kararı veren bir bayan üç erkek görevli vardı ve maalesef bu bayan genelde ret verdi. 20 dakika kadar bekledikten sonra sıra bana geldi ve sarışın, gözlüklü, 40 yaş civarı olan görevliyle mülakatımı yaptım. Görevli benden daha heyecanlıydı desem abartmış olmam))) çok ciddiyim. Çünkü ben kendimi de şaşırtacak kadar sakindim.
İlk sorusu (K.G) : Daha önce Amerika'da bulundun mu?
(B) : Hayır, bulunmadım... Bu soruyu bana formaliteden sorduğuna ve cevapların doğru olduğunda sorulara verdiğimiz cevabı algılamak için sorulduğuna eminim!
(KG) Ne yapmaya gidiyorsun?
(B) : Gezmeye, (göz temasından hiç kaçmadan doğrudan hiç uzatmadan) Nereye, kadar kalacaksın falan bile demedi.
(KG) : Daha önce yurt dışına çıktın mı? Evet (E yani der gibi gözlerimi pörtleterek başımla onayladım) Bir sürü ülke gezilmiş, bir çok Schengen vizesi ile dolu idi pasaport... Bence bu soru da formalite sesinizi analiz edip doğruluğunuza önündeki ekrandan bakıyor aynı zamanda vucut dilinizi kontrol ediyor.
(KG) Evli misin?
(B) : Evliyim. Hemen sol elime baktı, ben de neye bakıyorsun der gibi sol elime baktım yüzük yok... "Hiç takmam çünkü takı takamam" Neden yüzüğün yok demedi. Ben hala rahattım.
(KG) : Eşin seninle gelecek mi?
(B) : Hayır, gelmeyecek. Neden diye sormadı!
(KG) : Çocuğunuz var mı?
(B) : Hayır yok.
(KG) : Ne iş yapıyorsunuz?
(B) : Milli eğitim Bakanlığına bağlı bir müzik okulum var, müzik öğretmeniyim.
(KG) : Önündeki işlemi bitirdi tamamen bana dönüp, bence kişisel son sorusunu sordu: Ne tür müzik öğretiyorsunuz?
(B) : Batı müziği dedim ve o anda bana vizenizi bir hafta içinde teslim alacaksınız dedi. Teşekkür ettim vezneden ayrıldım. Hiç bir evrak vs. ne verdi ne de bu mülakatta benden istedi. Koca dosyayı boşuna taşıdım./
Orada gördüğüm kadarıyla tutarlı bir duruşa ve hikayeye sahip herkese verdiler diyebilirim. Heyecanlı ve yüksek sesli konuşanlar, gereksiz ayrıntıya girenler maalesef alamadı. Kişisel tecrübemi ve fikirlerimi paylaştım. Bu arada ben gerçekten turist olarak gidip fırsat buldukça gezme amacıyla başvurmuştum.
Umarım az da olsa fayda sağlarım. Her şey gönlünüzce olsun. Başarılar dilerim.