DV2022 Kısa Hikayesi
Not: Yaklaşık 2 aylık bir koşuşturma sonucunda yolda bazı hikayeler birikti. Bu yüzden kısa bir hikaye türünde oldu deneyimim.
BOSNA
8 aydır ha bugün ha yarın mülakat gelecek diye bekleyerek geçti günlerim. Bir şeyler yapmanın vakti geldi Yasin diyorum kendi kendime. 29 Temmuz, işten 2 hafta ücretsiz izin alıyorum, aynı gün Bosna için bilet bakıyorum. 1 Ağustos İstanbul Havalimanından Sarajevo’ya 07.25 uçağıyla yola çıkıyorum. İlk yurtdışı deneyimim, waoww (Nusret’in seslendirmesiyle).
Uçak piste tekerlerini koyuyor. Yanımda 60’lı yaşlarında bir teyze ile yolculuğu tamamlıyorum. İsmi Şefika, inşaat mühendisi, köprü yapımı alanında uzman. Gideceğimiz yerler yakın, birlikte taksiye biniyoruz fonda Vaya Con Dios-Nah Neh Nah çalıyor. Lobide kahvelerimizi yudumlarken yaptığı projeleri anlatıyor (Nissibi Köprüsü ve Kemaliye Köprüsü). Kemaliye Köprüsü deyince Ayşe Kulin’in “Köprü” kitabı aklıma geliyor. Kemaliye köprüsü bu Erzincan’daki olan köprünün adı değil mi, diye soruyorum. Evet orada diyor. Üç ay önce okuduğum romanda hikayesi anlatılan bu köprünün, proje müdürüyle bu vesileyle tanışmış oluyorum.
Airbnb’den tuttuğum eve geliyorum. U.S. Embassy Sarajevo’ya mail atıyorum. “Ben geldim Bosna’dayım lütfen bana mülakat verin.” Oralı olmuyorlar. Ertesi gün Embassy’nin kapısına gidiyorum. “Bana mülakat verin lütfen.” Mail atın diyor, güvenlik. İnanıyorum, eve gelip bir mail daha yazıyorum. Yine cevap yok. Üçüncü gün Üçüncü Balkan harbine başlıyorum. Balkanlardaki bütün konsolosluklara sırayla yazıyorum. KCC desteğini de arkasına alan konsolosluklar galip geliyor. Hepsi olumsuz dönüyor. Kesinleşen bu mağlubiyetin ardından Blablacar ile Sırbistan cephesine oradan İtalya’ya plan yapıyorum.
SIRBİSTAN
05.08 Cumartesi, Dragan Vasilevic 3 saat rötarlı olarak geliyor. Dialog kafenin oradan beni alıp Belgrad’a doğru yola çıkıyoruz. Fonda Dr. Khonji-Golestan çalıyor. 5 saat süren yolculuğun ardından 00.00’da Belgrad’a varıyoruz. Rezervasyon yaptığım hostele gidiyorum. Kimse yok. Yataklar dolu. Adamı arıyorum, “Hello, I had a reservation on booking, I came here, can you help?”. We are full, diyor. “But I made reservation to your hostel, why did you approve it?”. Sorry bro we are full, diyor. “Biiiiiiiiiiiiiiipppppppp” diye cevaplıyorum. Hırsımı alamıyorum “biiiiiiiiiiiiiippppppppppppppppp” demeyi ihmal etmiyorum ve telefonu kapatıyorum. 02.00’ye kadar hostel otel ne varsa arıyorum ama bulamıyorum. Şehrin ortasındaki büyük parkta yıldızların altında uyuyan, farklı milletten insanlar görüyorum. Daha iyi bir hayat yaşamak ümidiyle kim bilir nerelerden gelmişler buraya diye düşünüyorum. Allah’ım sen onlara yard… Uyanıyorum. Allahım sen bana yardım et, Greencard işimi hallet, İtalya’dan mülakat nasip et, amin. Belgrade Nikola Tesla Havalimanına doğru yola çıkıyorum.
İTALYA
Roma Ciampino havalimanına iniyorum. Trenle Roma Termini’ye geçiyorum. Buradan Avrupa’nın her yerine trenle gidebilirsiniz. Trenden iniyorum, yürüme mesafesinde bulunan hostele geçiyorum. Hemen Napoli U.S. Konsolosluğuna mail atıyorum, “Lütfen ben mülakat alabilmek için Roma’ya kadar geldim, bana mülakat verin, please make my American dreams come truee, pleaseee…” Ertesi gün cevap veriyorlar, “Due to resource limitations …” devamını okumuyorum. Acaba boşuna mı uğraşıyorum bu kadar diye düşünmeden edemiyorum. Bu ümitsizlik hali ile Avrupa’daki tüm konsolosluklara bir kez daha mail atıyorum ve cevaplara yarın toplu bakmak için bilgisayarı kapatıyorum. Zil çalıyor, resepsiyona bakan Pakistanlı dostum yerinde olmadığı için kapıya ben bakıyorum. 1.95 boyunda beyaz sakallı, plastik ve ipliklerden yapılmış kuş ve çiçek desenli şapkası, elinde asası ile bir adam kapıda duruyor. İçimden, Allah’ım bari şu mübarek adamın yüzü suyu hürmetine mülakat nasip et diyorum. “Hello” diyor. “Hi, welcome but the guy is not here now” diyorum ve içeri davet ediyorum. Oturuyor, “Nereden yolculuk diye soruyorum”. Dört aydır yolda olduğunu İspanya’dan, Hac’dan geldiğini söylüyor. Orta çağdan beri Hristiyanların en önemli hac güzergahlarından biri olan El Camino de Santiago yolu burasıymış meğer. Adını varış yeri olan İspanyada ki , Santiago de Compostela Katedrali’nden alıyor. Allah kabul etsin Hacım, deyip odama geçiyorum. Uyanıyorum. Saat 10 gibi bilgisayarı açıp konsolosluklardan gelecek cevapları okuyorum, içim açılıyor. Hepsi olumsuz. Elbette şaşırmıyorum, kalan 3-5 günde İtalya’yı gezip, ayın 15’inde İstanbul’a dönüyorum.
ISTANBUL
Welcome to Sabiha Gökcen. Taksiye atlıyorum, taksici abi Hulusi Kentmen’nin gençliğini andırıyor. Fonda Timuçin Esen-İtirazım Var çalıyor. Tüm konsolosluklara gelsin.
Eve geliyorum. Yiğit yazıyor, kanka Hindistan’a gidiyoruz birkaç arkadaşla orada şansımızı deneyeceğiz, sende gel. Tamam diyorum başta, Hindistan vizesi almam gerekiyor. Vize için gerekli evraklara bakıyorum, o kadar zor geliyor ki bunları hazırlamak, yeni bir maceraya atılmak. Kafam, aklım, elim , kolum, iç organlarım… hiçbirimiz buna hazır hissetmiyoruz. Onlar gidiyor. Onların sayesinde konsolosluk onlarca kişiye daha mülakat veriyor.
İşi bırakıyorum. 11 Eylül doğum günümde Cancun’a tatile gidiyorum. E bunu hak ettim ama.
MEKSIKA
17 saatlik uçuşun ardından Cancun’a varıyorum. Otele yerleşiyorum. Daha önce sildiğim DV2022 grubuna alması için Gucaslana yazıyorum. Gruba giriyorum Barbados’tan mülakat alanlar varmış helal olsun adamlara diyorum. Son kurşunu buraya sıkıp sıkmamak arasında çok kararsız kalıyorum. Mail atıyorum, 38 dakika sonra cevap geliyor, 21 Eylül’den önce burada olursanız yardımcı olabiliriz. Hala çok kararsızım, 1 haftadır orada olup mülakat alamadığını söyleyen bir arkadaş var. Arıyorum kendisini, beni rahatsız etme diyor. Tamam diyorum. Barbados’a bilet bakıyorum.
BARBADOS
17 Eylül Cumartesi, Panama’da tanıştığım Gizem, Çağdaş ve Mesut abiyle birlikte Barbados’a giriş yapıyoruz. Konsolosluğa giriş stamplerini atıyoruz.
19 Eylül Pazartesi, yaklaşık 1.5 senedir görmek istediğim mail eliyor. 23 Eylül’e mülakat veriliyor.
20 Eylül Salı, Medplus’ta sağlık muayenesine giriyoruz. 405 usd ödeme yapıyorum.
23 Eylül Cuma, 330 usd ödeme yaptıktan sonra belge teslimi yapıldı. Apotsil veya noter olmamasına rağmen izah edince yardımcı oldular ve kabul ettiler belgeleri. Mail atınca gelip pasaportları alabileceğimi söylüyor.
27 Eylül Salı, durumum issued olduktan sonra konsolosluğa gidiyorum. Henüz mail almamış olmama rağmen yardımcı oluyorlar.
DV2022'nin son gününde son satırlarımı New York John F. Kennedy havalimandan yazıyorum. Billboardlarda @gucarslan ’nın turuncu kapüşonlu fotoğrafı beliriyor. Bir kez daha sonsuz teşekkür ediyorum.