@emre911
Merhaba,
Yazdıklarınıza ve sonrasında eklenen yazılardaki görüşlere bir açıdan hak veriyorum. Ancak ben olaya sadece maddi açıdan bakmıyorum. Hepimizi etkileyen ekonomik gidişat, bu ülkenin tek ve en önemli sorunu değil. Maddi açıdan rahat olan (mesajlarda belirtildiği gibi "evini, arabasını, yazlığını almış") insanlar için de bu ülkede yaşamak çok zor.
Demografik yapının ve kültürün korkunç bir hızla değiştiği, bir gram hukukun kalmadığı, insanların can ve mal güvenliğinden endişe duyduğu; yaşlarına, sağlık durumlarına bakılmaksızın “nedensizce” hapse atıldığı bir ülkede yaşamayı istememek herkesin hakkı. Medeni bir insan için bu tür bir coğrafya bir cehennem, bir çeşit tımarhane.
Ben mesajı yazarken özellikle yaş meselesindeki bakış açısını yanlış bulmuştum ama DV Lottery sonrasında, kişilerin vizeyi almasına engel teşkil edecek konulardaki (sabıka kaydı, bulaşıcı hastalıklar vb.) belgelerin önceden istenmesi daha mantıklı gerçekten.
"Herkes başvurmasın" düşüncesini anlamlı bulmamamın diğer ve daha önemli nedeni ise bunun tam anlamıyla bir “lottery” olması. Evet, sonuçları açısından bir oyun olmayabilir, insanların -en azından varsayımsal olarak- hayatlarının kurtulması söz konusu ama bu sistem, işleyişi bakımından bir “piyango“
Bir şeyin sayıya/orana dönüştürülebiliyor olması, bu şeyi rastlantısallıktan kurtarmaya yetmez. Örneğin, iki kişinin girdiği bir çekilişte tarafların şansının %50 olması bir şey ifade etmiyor çünkü sonuç, -seçim araçları ve yöntemlerinde hile olmadığı sürece- her durumda %100 rastlantısal olacaktır. Girenlerin sayısı artınca da rastlantısallığın yüzdesi değişmiyor ne yazık ki. Yani aslında romantiklik değil, son derece ve de kaskatı bir rasyonellik söz konusu bu bakışın arkasında
Diğer taraftan ben ABD olsam daha nitelikli bir göçmen profili talep ederdim, o konuda söylenenlere kesinlikle katılıyorum.
Seçilme ya da başvuruda belli kriterlere göre puanlama sistemi olsaydı bu daha objektif olurdu ve o zaman “herkes başvuramasın” önerisini (ya da dileğini) haklı bulabilirdim. Halihazırda dil bilmek (İngilizce bilmek dışında -ABD çok uluslu bir devlet olduğu için kişinin katma değeri daha yüksek olacağından- ikinci üçüncü bir dil bilmek), lisans, yüksek lisans, doktora mezunu olmak, (eğitime bağlı olmaksızın) bir meslek dalında, sanatta uzmanlaşmış olmak gibi koşullara dayanan bir puanlama sistemi olabilirdi mesela. Bu gibi koşullar, "belli bir mantığa, rasyonel bir temele" dayalı çünkü. Fakat diğer gerekçeleri, yukarıda anlatmaya çalıştığım nedenlerle biraz temelsiz ve “onlar şanslıydı, biz değiliz” düşüncesini de özellikle göreceliği nedeniyle romantik buluyorum. (Tekrar hatırlatmak isterim, ben meseleye sadece ekonomik açıdan bakmıyorum).
Bu arada, “bu kişiler başvurmasa daha iyi olur” görüşünün altında listelenen grupların hiçbirine (yaş, eğitim ve anılan diğer kriterler bakımından) dahil değilim. Yani bu gerekçelerle insanların elenmesi -işin içinde şans faktörü olmasaydı- benim için de avantaj olurdu. Sadece zaten şansa bağlı olan bir çekilişte kişinin yaşı(1), pasaportunun olmaması(2), cebinde parasının olmaması(3), makul ve gitmeye niyetli kişilerin potaya sokulması(4) gibi düşünceleri mantıklı bulamıyorum.
herkese selamlar
——————
(1) medeni bir ülkede insanca yaşamak -bir yıl ömrü kalmış olsa bile- herkesin hakkı
(2) insanlar bir yere turistik amaçla gitmeyi düşünmedikleri için pasaport çıkarmak, eski pasaportlarını yenilemek istemiyor olabilir; kazanırlarsa çıkaracaklardır.
(3) başvuru anında parası olmayan biri, hak kazandığında bir şekilde kaynak bulmayı umut ediyor ya da planlıyor olabilir.
(4) @Emre-Kurtulmuş “Bugün gitmeye en niyetli kişi sizken yarın hayatınızda bir şey olur ve vazgeçebilirsiniz.”
anahtar kelime: çekilişin her durumda şansa bağlı olması