Merhaba,
Sağlık muayenesi ve mülakat deneyimlerimi paylaşıyorum
27 Mayıs Cuma Sağlık Muayenesi Deneyimi
Eşimle birlikte 27 Mayıs Cuma günü 11.30 ve 11.35 olarak almış olduğumuz sağlık kontrolümüz için sabaha karşı İstanbul'dan arabayla yola çıktık. Sabah 8 civarı Ankara'ya vardığımızda aracımızı Unganlar'ın yakınındaki otoparka park edip Kuğulu Park'ın içindeki kafede kahvaltımızı yaptık. Randevu saatimize yakın Unganlar'a giriş yaptık. İlk olarak evraklarımızı teslim ettik, sonrasında eşim ve beni ayrı ayrı odalara alıp doktor kontrolüne aldılar. İkimize de ikişer aşı yapıldı. Ben bebeklik ve çocukluk dönemlerimden kalan aşı kartlarımı da evrak olarak teslim ettim. Eşime ekstra olarak alkollü araç kullanmaktan ehliyetinin daha önce alınıp alınmadığı soruldu. Benden 280 dolar, eşimden ise 310 dolar ödeme aldılar. Sonrasında kan testi için Düzen Laboratuvara indik. Kan tahlili için ikimizden de ayrı ayrı 47,5 dolar alındı. En son olarak ise röntgenimiz çekildi. Sonrasında tekrar 4. kata çıktığımızda raporlarımızı ertesi gün 11.00.-12.00 arası teslim alabileceğimiz bildirildi ve çıktık. O geceyi Ankara'da geçirip Seven Deep Otel'de konakladık. Ertesi gün yola çıkacağımız için 10.30 gibi raporumuzu almaya gittiğimizde hemen teslim ettiler ve yola çıktık.
3 Haziran Cuma Mülakat Deneyimi ve sonrasındaki süreç
İlk olarak 2 Haziran Perşembe olarak belirlenen mülakat tarihimiz daha sonrasında 3 Haziran Cuma olarak değiştirildi. Mülakat saatimiz sabah 08.00 olarak belirlendiği ve İstanbul'dan gelecek olmamız sebebiyle bir önceki gün yola çıkarak Ankara'ya vardık. Bir hafta önce de konakladığımız için yine Seven Deep Otel'den yer ayırtmıştık. Otel, çok gürültülü bir yerde bulunduğu için müzik seslerinden uyuyabilmek biraz zor olabiliyor. O gece konaklamamızın ardından ertesi sabah erkenden uyanıp konsolosluğa 07.30 civarı yürüyerek vardık. Kapının önünde çok bekleyen kişi yoktu, biz de sıraya girip beklemeye başladık. Zaman geçtikçe kuyruk uzamaya başladı. Çoğunlukla İranlılar mevcuttu, sağlık kontrolünde de olduğu gibi. Zaman yaklaştıkça stres seviyesi yükselmeye başladı Kapıda bekleyen güvenlik tek tek herkesi içeri almaya başladı. Girişte isimlerimizi sordu ve sonrasında güvenlik kontrolünden geçerek içeri girdik. İçerde verilen numaraya göre (şu an kaçtı unuttum) sıramızı beklemeye başladık. Bu sırada tabii ki stres daha da artmaya başladı, kapıya gelene kadar hiçbir stres yaşamamıştım. O an öyle ki sanki adımı sorsalar unutacak gibiydim Bir de İranlıların hep ceket-pantolon giyip daha resmi geldiklerini görüp de benim "biker tayt" giyip geldiğimi düşününce daha da stres olmuş olabilirim :))) Bu düşüncelerle 10-15 dk bekleyişin ardından numaramız yandı. Eşim ve ben kişi başı 330 dolarımızı ödedik. Sonrasında numaramızın ikinci kez yanması için tekrar beklemeye başladık. Tekrar yandığında evraklarımızı teslim etmek için sarışın hanımefendinin olduğu bankoya gittik. Greencard sonrası evlilik yaptığımız için evliliğimizi kanıtlayıcı belgeler de sunmamız gerekiyordu. Bu sebeple birlikte olan fotoğraflarımızı, birlikte gittiğimiz yerlerin biletlerini vs teslim ettik. Bu sırada birkaç belgenin olup olmadığını sordu, nüfus kayıt örneğini tek bir adet basıp getirmişiz, eşimin askerlik belgesini ise hiç koymamıştık (evrak mailinde yazmıyordu). Eksik belgeleri mail ile iletebilirsiniz diye belirtti. Mülakatımızı Türkçe mi İngilizce mi yapmak istediğimizi sorunca İngilizce olarak yapmak istediğimizi belirttim. Sonrasında 3. defa tekrar beklemeye başladık ve numaramız yandığında Amerikalı genç beyefendinin olduğu bankoya geçtik. Yemin ettikten sonra birkaç soru sordu. -Nereye gideceksiniz? -Hangi işi yapacaksınız? -Tanıdıklarınız var mı? gibi. Bir de ben Avustralya doğumlu olduğum için orada ne kadar yaşadığımla ilgili sorular sordu. Bu konuşmaların ardından bize eksik belgelerin belirtildiği kağıdı ve de pasaportlarımızı geri verdi. Eksik belgeleri ve pasaportlarımızı PTT ile kargolamamızı söyledi. Sonrasında konsolosluktan çıktık ve hemen kırtasiyeye giderek eşimin eksik olan nüfus kayıt örneğini ve askerlik belgesinin çıktılarını aldık ve de PTT'ye giderek pasaportlarla birlikte kargoya verdik. Sonrasında tam yola çıkacakken direk kargoya veremeyeceğimizi öğrenince AİS kaydını yapıp o kağıtlarla PTT'ye giderek onlarla birlikte göndermelerini isteyip yeniden kargolattık ve İstanbul'a dönüşe geçtik. Bunun sonrasındaki süreç benim için daha da stresli olmaya başladı. Pasaportlarımıza vizelerimizin basılıp gönderilmesini beklerken PTT'den gelen mesajla Levent PTT şubesine gidip pasaportları teslim alınca vizelerimizin basılmadığını ve bu sefer de benden eksik belge olarak Avustralya'dan doğum belgemi ve kopyasını talep ettiklerini öğrendik. Pasaportlar geldiğinde tarih 17 Haziran olmuştu ve benim 20 Haziran'da Schengen vize randevum vardı Paris seyahatim için. Seyahatim ise 31 Temmuz tarihinde olacaktı. Bu tarihler arasında Schengen vizemin basılması, sonrasında ABD Büyükelçiğiline tekrar pasaportlarımı gönderip vizelerimizin basılması ve 31 Temmuz'da Paris seyahatime gidebilmem gerekiyordu. O kadar ki artık seyahate gidemeyeceğimi kabullenmeye başlamıştım (2020 yazı için planladığım covid sebebiyle 2 yıldır gidemediğim seyahat planımdı). Schengen randevumu da yoğunluk sebebiyle erteleyemiyordum ve ödemiş olduğum ücret sebebiyle de iptal etmek istemeyerek 20 Haziran'da Schengen vizesi için pasaportumu verdim. Pasaportum 29 Haziran tarihinde vizem basılıp teslim edildi. Bunun sonrasında ABD konsolosluğuna eksik belgemi göndermek için yeniden AİS kaydı yapmam gerekiyordu fakat sistem izin vermiyordu, arayıp ulaştığımıda teknik servise mail atmam söylendi, sürekli her yere mail atarak geçen stresli günlerin ardından 7 Temmuz tarihinde anca gönderebildim pasaportlarımızı ve stresli bekleyiş başladı çünkü Temmuz ayında araya bayram tatili vs girdiği için yetişmesi çok zor gözüküyordu. Tatil sonrasında vize statümüzü günde 100 defa kontrol etmeye başladım, hala refused olarak gözüküyordu. 22 Temmuz'da sonunda Ready, 25 Temmuz'da AP ve 26 Temmuz'da Issued oldu ve o gün PTT'den gelen mesajla pasaportların kargolandığını öğrendim. Artık 31 Temmuz'daki seyahatime de yetişebileceğim için mutluydum. Tabii ki yine o kadar kolay olmadı, çok kısa sürede İstanbul'a ulaşan kargomuz 2 gün boyunca Levent PTT'ye teslim edilmedi ve araya hafta sonu da gireceği için toplam 100 km'den fazla gidiş-geliş yol yaparak pasaportlarımızı teslim alma umuduyla PTT Arnavutköy Merkez Müdürlüğüne gittik. Güvenliklerin yardımıyla kargomuzu teslim aldık (normalde bu şekilde gecikmemesi gerektiğini belirttiler kargonun özellikle de pasaportların, bekleseymişiz seyahate yetişmeyecekmiş) ve sonunda sarı zarflarımıza ve pasaportlarımıza kavuştuk. Zorlu ve stresli uzun sürecin ardından Paris seyahatimin de sonrasında deneyimlerimi anca yazabiliyorum. Umuyorum sürece dahil olan herkes vizesine bir an önce kavuşur. Yardımı dokunan herkese tekrar çok teşekkürler
Sevgiler