Merhabalar. 20 Ocak 08:15'te girdiğimiz mülakatımıza ilişkin yaşadığımızı deneyimleri paylaşmak istiyorum. Umarım bundan sonra aynı süreci yaşayacak arkadaşlara bir yardımı dokunur. Biz eşimle 08:15'teki randevumuz için 07:15'te elçilik binası önüne geldik. 07:30'da ortalık kalabalıklaşmaya başladı ve saati bıraktığımızdan dolayı net olarak bilemesem de tahmini olarak 8'e doğru güvenlik personeli saat 8 randevularının sıraya geçmesini istedi. Bu noktada nacizane tavsiyem randevu saatiniz 08.15 de olsa siz de o sıraya geçin çünkü biz öyle yaptık ve bu sayede hem dışarda soğukta beklemedik hem de işlemlerimiz daha erken başladı. Tabii bunda biraz da biz şanslıydık diyebilirim çünkü biz sıraya girip kontrolden geçtikten sonra bizim gibi düşünen çok insan olmuş olacak ki güvenlik personeli bir noktada bunu farkedip dışarıya çıktı ve sadece 8:00 randevularını alacağız dedi. Ama öyle olsa da bişey kaybetmezsiniz en fazla sıradan çıkar biraz daha beklersiniz o yüzden bence denemeye değer :). Kontrolden geçtikten sonra içerdeki ana binaya girdik ve ilk olarak pasaportlarımıza bir barkod yapıştırıldı ve okumamız gereken bir bilgi formu verildi. Akabinde ücret ödemek için sıraya girdik ve yaklaşık yarım saatlik bi beklemenin ardından ben ve eşim için toplamda 660 $ ödeme yaptık. Ödeme sonrası verilen sıra numarasıyla yan taraftaki bekleme kısmına geçmemiz söylendi. Sonrasında ekranda numaramızın yanmasıyla kabine giderek evrak teslimi aşamasına geçtik ve biraz ciddi görünümlü bir Türk hanımefendi evraklarımızı istedi. Hanımefendi evrakları kontrol etti ve en sonunda mali kanıtlara ilişkin sunduğum hesap cüzdanlarını bana geri verdi. Bunları almayacakmısınız diye sorduğumda ise konsolosluk görevlisi eğer isterse sunarsınız diye cevap verdi ve böylelikle aynı sıra numaramızla tekrar bekleme kısmına geçtik. Burda bir detayı daha paylaşmak istiyorum. Hanımefendi evrakları alırken ingilizce biliyormusunuz diye sorduğunda bilmeme rağmen hayır bilmiyorum mülakatı türkçe yapmak istiyorum cevabını verdim ve sonrasında ingilizce yapsanız daha iyi demesine rağmen net bi şekilde ingilizce bilmiyorum türkçe istiyorum dememden dolayı türkçe'yi işaretledi. Bu şekilde söylememin nedeni ise geçmiş mülakat deneyimlerinde birkaç arkadaşın biraz biliyorum ama türkçe tercih ediyorum demesine rağmen ingilizceyi işaretlemeleriydi o yüzden bende riske girmeden direk bilmiyorum dedim. Bu detayı da belirttikten sonra sürece devam ediyorum evet artık evraklarımızı teslim etmiş ve mülakat için bekleme kısmına geçmiştik. Ekranda numaramızın yanmasıyla kabine yöneldik ve hafif çekik gözlü, açık tenli ve türkçe bilen amerikalı bir bey güleryüzlü bir şekilde bizi karşıladı.
Görevli: G Ben: A Eşim: E
A: Merhabalar
G: Merhaba. Öncelikle ellerinizi kaldırıp söylediklerinizin doğruluğuna yemin eder misiniz?
A ve E: Yemin ederiz.
Sonra parmak izlerimiz alındı.
G: Amerika'da nereye gitmeyi düşünüyorsunuz?
A: Washington DC
G: Neden Washington DC ?
A: Kuzenim orda yaşıyor ve onunda yanında kalacağız.
G: Kuzeniniz ne zamandır Amerika'da?
A: Yaklaşık 20 yıldır.
G: O nasıl gitti ?
A: O da green kartla gitti. (Burada ben green kart diyince önce bi anlamadı sonra lottery diyince hıı ok dedi )
G: Mesleğiniz nedir?
A: Tarım Bakanlığında memurum.
G: Pozisyonunuz tam olarak nedir?
A: Uzman
Sonrasında eşime döndü ve aynı soruyu ona yönelterek mesleğini sordu.
E: Özel bir firmada insan kaynakları uzmanıyım.
G: Orda ne iş yapmayı düşünüyorsun?
A: Başlangıçta hizmet sektöründe çeşitli işlerde çalışıp sonrasında kendi uzmanlık alanımla ilgi işlere geçmeyi düşünüyorum.
G: (Burda gülerek) hizmet sektöründe çalışmayı düşünüyorsan biraz ingilizce gerekebilir. İngilizcen nasıl ? (Bundan sonrası ingilizce devam etti)
A: Little bit.
G: İngilizceyi nasıl öğrendin?
A: ODTÜ'de dil okulunu bitirdim.
G: (Eşime dönerek) sen de biliyormusun?
A: Evet.
G: Her şey güzel görünüyor. Vizenizi onaylıyorum. Haftaya PTT'den teslim alabilirsiniz.
Ve teşekkürler diyerek yüzümüzde o mutluluğun verdiği gülümsemeyle elçilik binasından yavaş adımlarla keyfini çıkararak ayrıldık
Bu konuşma yazıya döküldüğünde biraz uzun gibi gözükse de toplamda 2-3 dakika sürdü arkadaşlar. Gerçekten çok çabuk bitiyor. Kendinizden emin ve doğru cevaplar verdiğiniz sürece korkmayı gerektirecek gerçekten bir şey yokmuş. Biz green kart çıktıktan sonra evlendik ve yazışmalarımız, fotoğraflarımız, hediyeler, rezervasyonlar vs. hepsini bir poşet dosyanın içine koymuştuk ama galiba hiç bakılmamış çünkü ne bir soru geldi ne de dosyadaki en ufak bir şeyin yeri değişmişti. Zaten eşime mülakata girmeden önce o kadar kanıt sunduk ama hiç gerek yok görevli sana bakışlarımı görse kanıt diye önündeki bilgisayara yazar vizeyi onaylar diyerek iltifatla karışık bi espri yapmıştım ve heralde görevli de mülakatta o bakışı yakaladı :)) Sözün özü bizim gibi yeni evli arkadaşlarımız varsa inanmazlarsa diye fazla stres olmamaya çalışın. Birbini seven iki insanın verdiği enerjiden daha büyük bi kanıt yok bence ( Ama siz sırf enerji demeyip yine nolur noolmaz birkaç fotoğraf, konuşma vb. şeyler ekleyin tabi:) . İnşallah hepiniz o vizeyi alıp bu satırlara yenilerini eklersiniz bunu kalben diliyorum. Yazımın sonunda da forumda ve telegram grubunda bıkmadan usanmadan her sorumuza cevap veren, kocaman bir göçmen ailesinin bir üyesi gibi hissetmeme vesile olan sayın @gucarslan ve tüm yönetici arkadaşlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum. İyi ki varsınız.