İlk Kan filminde Rambo, Washington eyaletinin Hope şehrinde bir şerifle karşılaşır. Rambo'dan hoşlanmayan şerif, Rambo'nun üzerini arar ve bir bıçak bulur (meşhur "rambo bıçağı"). Böyle bir bıçağı neden taşıdığını sorar. Rambo "hayvan avlıyorum" gibi bir cevap verir. Şerif bu cevabı tatmin edici bulmaz, bıçağı da bahane ederek Rambo'yu gözaltına alır. Konuyla ilgili bilgim bundan ibarettir.
saulgoodman tarafından gönderilen en iyi iletiler
-
RE: ABD'de çakı bıçak taşımak
-
RE: ⚖️ 🇺🇸 USA - Hukuk Egitimi ve Avukatlik - Baska Ulkelerde Alinan Hukuk Egitiminin Denkligi
Gayet yerinde ve ufuk açıcı sorular... Ben kendimce, şu anki sınırlı bilgimle sorulara biraz çalakalem de olsa sırayla cevap vermeye çalışayım, hatalı/eksik bilgi verirsem düzeltilsin:
US'te law school gitmeden dogrudan Bar sinavina girilebilecek eyaletler (NY gibi) vardi, oncesinde saglam bir hazirlik ile denemek icin ne dusunursunuz (sizin ve bu basligi okuyacak meslektaslariniz icin) ?
California'da avukatlık yapan Sn. Aylin Demirci tarafından ve şuradaki videoda D.C.'de avukatlık yapan Sn. Kaan Kocaoğlu tarafından özetle bu konuda şu bilgiler veriliyor:
ABD'de "olağan" yollardan nasıl avukat olunur?
Önce 4 senelik mühendislik, sosyal bilimler ve sair bir fakülte bitirdikten sonra The LSAT (Law School Admission Test) sınavına (mantık ve dil becerilerini ölçen bir sınav) girerek hukuk fakültelerine başvuruluyor ve 3 senelik hukuk öğreniminden sonra J.D. (Juris Doctor) derecesi alınıyor. Bu derece baro sınavına (Bar Exam) girme hakkı veriyor. Baro sınavı zor bir sınav, bu sınav (Bar Exam) ve CA barosu sayfasında okuduğum ek sınav olan MPRE ("Multistate Professional Responsibility Examination") sınavları kazanılırsa avukat olunuyor.
ABD'de öğrenim görmeyen bir Türk avukat, ABD'de nasıl avukatlık yapabilir?
California'da avukatlık yapan Sn. Aylin Demirci'nin verdiği bilgiye göre California Barosu ve New York Barosu yabancı avukatlara belirli şartlarla doğrudan baro sınavına girme imkanı veriyor: Türkiye'de ruhsatlı bir avukatsanız ve uluslararası kabul gören bir hukuk fakültesinden mezunsanız doğrudan baro sınavına girilmesine izin veriyor.
Diğer taraftan Amerika'nın Sesi kanalında yayınlanan videoda, ABD'de J.D. derecesi yok ise California ve New York'da LL.M. derecesiyle de baro sınavına girilebildiği ifade edildi; USA'de J.D. veya LL.M. sahibi olmadan sınava girmenin mümkün olduğundan bahsedilmedi.
Ben bu videoları izledikten sonra California Barosu web sayfasını inceledim ve şu ifadeyi okudum:
"These guidelines do not apply to attorneys who are already admitted to the active practice of law in a foreign country or in another U.S. jurisdiction and are in good standing. These attorneys are qualified to take the California Bar Examination without having to complete any additional legal education."
Kaynak: Guidelines for Applicants with a Foreign Law Degree
Diğer taraftan yine California Barosu sitesinde şu sayfada yabancı hukuk lisans derecesi sahiplerinin alması gereken ek öğrenim/denklik gerekliliklerinden söz ediliyor.
Anladığım kadarıyla Türkiye'de ruhsat sahibi bir avukat California'da doğrudan sınava girebiliyor; ruhsat almamış bir hukuk fakültesi mezunu ise bazı ek gerekliliklere tabi. Ancak bu konuda güncel, net bilgiyi doğrudan barodan sormak veya güncel tecrübesi olan birinden dinlemek sanırım en iyisi olur.
Ben ABD'de avukat olmakla ilgili ne düşünüyorum?
ABD'de avukatlık zor ama iyi kazandıran bir meslek (giriş seviyesi saatlik mesai ücreti $39 ile $51 arası). Bir Türk avukatın orada avukatlık yapmasına gelince... California veya New York barolarının LL.M. gerektirmeden doğrudan sınava kabul ettiklerini varsaysak bile, bu sınavlar çok zor, özellikle bizler (Türk avukatlar) için. Çünkü ABD'nin hukuk sistemi bizim hukuk sistemimimizden tamamen farklı. Bizim hukuk eğitimimiz ve uygulamamız, Roma/İsviçre kökenli, Kıta Avrupası hukuk sistemi içerisinde. Bu sistemde hukukun kaynakları temel olarak meclisten çıkan yasalardır. ABD ise Anglosakson hukuk sistemi içerisindedir ve hukukun kaynakları temel olarak içtihatlar, mahkeme kararlarıdır. Hukuk eğitimi de uygulaması da bizimkinden çok farklıdır (tümdengelim/tümevarım). Bu sebeple ABD'de başarılı bir avukat olabilmek için ya bir J.D. yapmak gerekir, ya da kendini bu konuda çok iyi yetiştirmek, bu büyük eksiği kapatmak gerekir. Bu her iki yol da uzun emek ve zaman ister. Baro sınavlarını geçmek için de bu çalışma süreci gereklidir. Baro sınavları -internetten aldığım bilgilere dayanarak- en az 6 aylık çok sıkı bir hazırlık/kurs süreci gerektirmekte, sonuçların açıklanması ve MPRE sınavıyla birlikte (baro sınavı dışında girilmesi gereken ek sınav) toplam süreç sanırım 1 yılı bulmakta. Bu süreden sonra ancak iş görüşmelerine gidilebilecektir.
Baro sınavının zorluğuna kanıt: Yabancı avukatların CA Bar Exam'deki başarı oranı Feb 2018'de %10,7'dir ve CA ABA onaylı ABD hukuk fakültesi mezunlarında bile bu oran sadece %33,8'dir.
Bu zor süreç aşıldığında ve nihayet iş ilanlarına bakıldığında da durum yine kolay değil bizler için maalesef. İlanlarda genellikle ABD'de bir hukuk fakültesinden mezuniyet arandığını gözlemledim. Mutlaka istisnalar vardır; ancak ABD'de avukatlık yapan birisi şayet bir ABD hukuk diplomasına (J.D.) sahip değilse, oradaki avukatlarla rekabet edebilmekte ve oradaki hukuk bürolarında iş bulabilmekte/iş bulsa da barınabilmekte göreceli olarak zorlanacaktır diye düşünüyorum. Bu kaçınılmaz bir şey çünkü hukuk sistemi tamamen farklı. Hukuk sistemi tamamen başka olduğundan orada hukuk eğitimi almamış olmanın eksikliği meslek hayatı boyunca kişiyi takip edebilir diye tahmin ediyorum. Bu bakımdan oradaki meslektaşlara göre handikap içinde oluruz, patronlar gözünde ise bize kuşkuyla bakılabilir, kendimizi kanıtlamak için ekstra çalışmamız gerekebilir.
Son olarak kültür, dil ve network meselesi var. Avukatlık sadece hukuku bilmenin yeterli olduğu bir meslek değil. Toplumun kültürüne, diline (argosu, lehçesi, esprisi, deyimi, mimiği, beden dili vs.) hakim olmayı, anlama ve anlatmada kusursuz bir beceriyi, insanlarla kolay ilişki kurabilmeyi gerektiriyor. Buna ek olarak ABD'de kimseyi tanımayan göçmen bir avukat, aileden ABD'li, eşi dostu, arkadaşları orada olan bir avukata göre kuşkusuz networking konusunda dezavantajlı olacaktır. Avukatlıkta networking olmadı mı serbest avukatlık zor, çok zor. ABD'de de sanırım bu çok farklı olmasa gerek. Ancak maaşlı avukatlık düşünülebilir. Zaten ABD'de bireysel avukatlık (solo practice) sanırım oldukça sınırlı, genellikle kurumsal hukuk büroları piyasaya hakim gibi görünüyor uzaktan.
Tüm bunlar aşılamayacak zorluklar değil, ancak çetin bir yol ve devamlı bir mücadele olduğu da kuşkusuz.
-
RE: Mülakat Başarısızlık Deneyimleri
@arnblt Mülakat Başarısızlık Deneyimleri içinde söyledi:
@caglaror Çağlar hocam paylaşımın için kendi adıma çok teşekkür ederim. Çok faydalı bir paylaşım ve bu konunun çok rağbet göreceğini düşünüyorum.
İzniniz ve affınız olursa forumda sizin gibi Sn. @saulgoodman gibi değer verdiğim hayali yazılım geliştirme olan arkadaşlara nacizane tavsiyelerim olacak.
Benim yazılım geliştirme alanında bu sene 21.nci yılım. Uzmanlığım boyunca hep Oracle tabanlı yazılımlar geliştirdim.
Şu anda yönettiğim projelerde BPM tabanlı Java PrimeFaces framework ile yazılmış banka kredi modülü, Oracle Forms/Reports tabanlı muhasebe ve sigorta modülleri,
SAP tabanlı ABAP diliyle yazılmış Hazine-Finansman modüller var. Yaklaşık 6 senedir de yönetici olduğum için kod yazmaktan çok proje yönetme durumundayım.İnanın bana sizin kadar cesaretli değilim:). O mülakatlardan çoğunda bende takılırım. Sırf bu yüzden de gidişimi 1 sene erteledim. Müdürlük görevlerim artık günümün kısa bir bölümünü alıyor. Bende arkadaşlarımla birlikte kod yazmaya tekrar döndüm ve 1 senenin yeterli olup olmayacağı konusunda çooook ciddi tereddütlerim var.
Size nacizane tavsiyem, veri giriş, Office yazılımları (Excel makro), book keeping, inventory, accounting tarzı konularda ilk başlarda iş aramanız.
O bahsettiğiniz, Node.js, Angular, Devops, microservices,PHP gibi konularda çok çabuk elenme durumunuz olur. Bu konular yeni mezun IT cilerin çok rahat bulabileceği işler. Alacakları parada asgari ücret olur. Ucuza adam bulmanın çok fazla olduğu konular.
Ama sağlam bir iOS developer sanız tek başına bu bile yeter.
Umarım mutlu olacağınız bir işi en kısa sürede bulursunuz.
Saygılar,Not : Bu başlık bence çok önemli. Her türlü paylaşım çok değerli olacaktır.
Değerli tavsiyeleriniz için çok teşekkürler... Ben de kendi adıma bu konuda gerçekçi olmaktan yanayım. Üstelik bir ailenin sorumluluğuyla gidiyorum ben de pek çoğumuz gibi, maddi imkanlarım da sınırlı, bu nedenle böyle olmak bir zorunluluk benim için...
Önceliğim tutunmak olacak... İlk dönemde veri girişi, tercüme gibi işlerde memnuniyetle çalışabilirim. Lisan, yazılım ve teknolojiye yatkınlık, hızlı klavye kullanımı gibi becerilerimden yararlanmayı deneyebilirim. Yazılım geliştirme konusunda gönüllü çalışma ve stajyerlik gibi pozisyonları da düşünebilirim. Bütçeyi rahatlatmak için Lyft, Amazon Flex gibi işleri de part time olarak yapabilirim. Kim bilir belki de bir hukuk ofisinde bir iş bulurum. Belki de uzun bir süre iş bulamam. Her şey mümkün. Ne yaparsam yapayım kendimi yetiştirmeye ve geliştirmeye zaman ayırmak, başladığım noktada kalmamak arzusu taşıyorum.
Bu arada ben de bu ay sonu artık gidiyorum. Düşündüm taşındım, dereye atlamadan karşıya geçmenin mümkün olmayacağına karar verdim. Macera başlasın bakalım...
-
RE: ABD de Yaşanabilecek En iyi 10 Şehir
Geçen sene yayımlanan araştırma 2018 için güncellenmiş. Bu defa ölçütler biraz değiştirilmiş ve nüfusu 300.000 ve üzerindeki şehirler ele alınmış.
Sıralama şöyle:
- Austin, Texas
- Raleigh, North Carolina
- Virginia Beach, Virginia
- Mesa, Arizona
- Seattle, Washington
- San Diego, California
- Colorado Springs, Colorado
- Lexington, Kentucky
- Jacksonville, Florida
- Columbus, Ohio
Detaylar yazıda.
Liste belirlenirken izlenen yönteme dair diğer ayrıntılar:
Methodology
To create MONEY’s Best Big Cities ranking, we looked only at places with populations of 300,000 or greater. We eliminated any city that had more than double the national crime risk, less than 85% of its state’s median household income, or a lack of ethnic diversity. We further narrowed the list using more than 8,000 different data points, considering data on each place’s economic health, cost of living, public education, income, crime, ease of living, and amenities, all provided by research partner Witlytic. MONEY teamed up with realtor.com to leverage its knowledge of housing markets throughout the country. We put the greatest weight on economic health, public school performance, and local amenities; housing, cost of living, and diversity were also critical components.
Finally, reporters researched each spot, searching for the kinds of intangible factors that aren’t revealed by statistics. To ensure a geographically diverse set, we limited the Best Big Cities list to no more than one place per state. -
25 soruda İngilizce seviyenizi ölçün
25 soruluk ücretsiz bir online test ile İngilizce seviyenizi ölçerek hangi dil sınavına hazırlanmanın sizin için uygun olabileceğine dair bir fikir edinebilirsiniz.
-
RE: ABD'deki Turk Youtuber tavsiyeleri
Ben Can Çolpan’ı gayet samimi bulmuştum. Kanaatime dair birkaç dayanaktan söz etmek gerekirse, yaşadığı zorluk ve olumsuzluklardan çekinmeden bahsetmek, İngilizce seviyesini açıkça dile getirmek, ABD deneyimlerini artısıyla, eksisiyle anlatmak, kendi hayatının, evinin kapılarını - elbette belli ölçüde - hepimize açmak yeterince samimiyet göstergesidir.
Yorum ve e-postalara cevap vermedi mi, yoksa veremedi mi bilmiyorum. Vermek zorunda olduğunu da sanmıyorum. Bunları kendisinden henüz cevap alamamış biri olarak yazıyorum. Kim bilir ne sebeple, ne koşullarda cevap vermedi bilmiyorum ve vermedi diye onu asla yargılamıyorum.
İnternette yoruma ve geri dönüşe açık içerik yayımlamak gerçekten sabır istiyor., kendimden biliyorum. Hele gelişmekte olan ülke lisanlarında içerik yayımlamak galiba ilave sabır istiyor.
Can Bey’e buradan selamlar... Umarım kanalını yorumlara kapatarak yeniden açar.
-
Göçmenliğin 5 Hali: Balayı, Endişe, Mücadele/Kaçış, Alışma, Uyum
Ayşe Acar tarafından T24'de yayımlanan yazının başlığı bu... Aşağıdaki linkten yazıya ulaşabilirsiniz:
-
RE: 25 soruda İngilizce seviyenizi ölçün
@heavenblue 25 soruda İngilizce seviyenizi ölçün içinde söyledi:
@saulgoodman benim de sirf bu yuzden etrafimdan gizli yaptigim tek sey budur. Sadece gitmesini istedigim kisilere Green Kart cekilisinin oldugunu soylemistim. Ilgili tarihleri de ilettim. Tekrar sordugumda kimse basvuru yapmamisti. Bir tek basvuran benim aralarinda cikarsa da soylememeyi ve anlatmamayi dusunuyorum.
Bence bu sadece Turklere has bir durum. Kanada, Amerika ve Meksikadan da arkdaslarim var konusur sohbet ederiz arada. Olaylara ya da durumlara verdikleri tepkiler bizimkilerden cok farkli motive edici ve pozitif yonde oluyor. Biz negatife programli gibiyiz.Size katılıyorum. Ayrıca neden doğru bir karar verdiğinizi düşündüğümü anlatayım izninizle:
Green card'ın size "çıktığını" öğrendikten sonra ("you have been randomly selected" mesajını okuduğunuz o unutamayacağınız andan söz ediyorum) ABD'ye gidişinize kadar çok uzun bir süre geçecek. Bu süre zarfında birçok aşama olacak, hepsi belirsizlik içerecek ve sabırla beklemeniz gerekecek (özellikle case numaranız düşük değilse). Eğer çekilişte kazanırsanız ve bunu çevrenize söylerseniz sürekli bu süreçle ilgili sorularla karşılaşacaksınız. Bu konu etrafınızdaki herkesin gündemi haline gelebilecek. Cesaretinizi, şevkinizi kırabilecek bir çok yorumla, negatif yaklaşımla da karşılaşabileceksiniz. Herhangi bir konuda karar/plan değiştirmek isterseniz bunu bir de çevrenize izah etmekle uğraşacaksınız. Zaten yorucu ve stresli bir süreçtir bu, daha da zorlaştırmış olacaksınız.
O yüzden doğru kararı verdiğinizi düşünüyorum. Çok yakınlarınız dışında, çok gerekmedikçe mümkünse -gidene kadar- kimseye söylememek bence huzurunuz için en iyisidir.
Belki size yardımcı olabilecek insanların size yardımcı olmasına ilişkin bazı fırsatları kaçırırsınız böyle yaparak ama ben bunun hem birçok kişi için yüksek bir ihtimal olmadığını, hem de göze alınabilecek bir bedel olduğunu düşünüyorum.
Her şeyi ifşa etmenin çok normalleştiği bir çağda bunu başarabilirseniz sizi kutlarım. Biz öyle yaptık, yapıyoruz ve başımız fazla ağrımıyor.
-
RE: Mevcut ABD yonetiminin yasal gocmenlerin vatandasliga gecmelerini engellemek/guclestirmek icin uygulamaya calistigi yeni politika
@barış Mevcut ABD yonetiminin yasal gocmenlerin vatandasliga gecmelerini engellemek/guclestirmek icin uygulamaya calistigi yeni politika içinde söyledi:
sayın @saulgoodman Paylaşım için teşekkürler ne kadar beni mutlu etmese de haber :)) Bana nabız yoklaması gibi geliyor Türkiye'de de böyle işliyor sanki süreçler bazen bazı şeyler çıktı çıkacak şeklinde kamu oyu yoklaması yapılıp eğer çok fazla kendine oy veren insanlardan çatlak sesler çıkıyorsa sesiz sedasız geri çekiliyor. Sanki Trump yönetimi de aynı mantıkla ilerliyor çatlak seslerin serzenişlerin ne boyutta olduğu ölçülüyor gibi. Hayatımda ilk defa çekilişe katıldım bari çekiliş sonucu öğrenmek nasip olsaydı :))))
Amerikalılardan böyle tepki geldiğini görmek insana iyi hissettiriyor. Değerlerine sahip çıkıyorlar. Tepki vermekten çekinmiyorlar. Adlarıyla sanlarıyla çalıştıkları yere kadar yazarak açıkça eleştiride bulunuyorlar. Türkiye'den, buradaki şartlardan bunları okuyunca bunların bana biraz "inanılmaz" geldiğini itiraf edeyim.
Ayrıca, her ne kadar Amerika'daki mevcut yönetimin göçmen karşıtı politikaları olsa da, aslolanın Amerikan toplumu tarafından sahip çıkılan yerleşik "Amerikan değerleri" olduğunu düşününce, "hukuk devleti" ilkesinin Amerika'da ne kadar güçlü olduğunu hatırlayınca, bu yorumları okumak Amerika'daki geleceğe dair umutlarımı arttırıyor...
-
Çocuk yüksek ateşlenince nereye götürülür?
ABD'ye gittik, çocuk birden bire yüksek ateşlendi diyelim, serum takılması, ateşin düşürülmesi, muhtemelen tahlil yapılması, sonucuna göre belki antibiyotik yazılması gerekiyor... Mesela böyle bir durumda ne yapmalıyız? Acil servisler çok pahalı oluyor diye duyuyoruz. "Urgent care" merkezine mi gitmeliyiz? Orada bu hizmetler verilir mi? Ne kadara mal olur ortalama?
-
RE: Green Card çekilişini kaçıncı başvurunuzda ve kaç yaşındayken kazandınız?
GC çıkması talih olmakla birlikte başvurarak ve takip ederek aslında bu fırsatı kendinize siz yaratıyorsunuz. Belirli bir vizyonla oluyor bu da... Sonrasında süreci takip etmek dikkat, özen, araştırma, ilgi istiyor. Ve tabii ki asıl mücadele Amerika'ya geldikten sonra başlıyor. Maddi ve manevi zorlukları var. Birçok kişi bütün eğitim ve kariyerini bir bakıma "sıfırlayarak" geliyor. Burada geçerli olmuyor. Birikim, kendini yetiştirme, uyum sağlama, tek başına ayakta durma, kültür şoku vs... Güçlü olmak, azim ve sabır gerekiyor. Belirli bir yaştan sonra kurulu düzeni bırakıp aile sorumluluğuyla, hele kariyeri sıfırlayarak bunları çok uzak bir ülkede başarmak kolay iş değil. Ancak imkansız da değil. Yapabilenleri kutluyorum. Bu forumda dayanışma içinde oluyoruz ve bu zorlukları bir nebze hafifletiyoruz. Bu yola giren herkese başarılar ve bol şans diliyorum.
-
RE: Amerika'da göçmen olmalı mıyım? (Kararsızlıklar / Artılar ve Eksiler)
Söz konusu videodaki ABD eleştirileriyle ilgili benim düşüncelerim kısaca şöyle:
-
Sağlık sigortası meselesi ABD'de en çok eleştirilen konulardan biri, hiç kuşku yok... Öte yandan Medicaid, Medicare, CHIP, Obamacare'den, düşük gelirlilere yönelik ücretsiz imkanlardan hiç söz etmemek videonun eksiği...
-
İyi bir araştırmayla düşük sayılabilecek bir gelirle de düzgün bir muhitte oturulabilir, orta halli bir okul bulunabilir. ABD'nin orta halli bir okulu bile bence büyük avantaj sayılır. Amerika'ya göç eden çocuklu Türk ailelerin en önem verdikleri konulardan biri okul bölgesi oluyor, oturacakları yeri seçerken bu nedenle genellikle çok özenli davranıyorlar. Amerika çok büyük bir ülke ve yerleşim yeri seçmek için çok seçenek var. Bu konuda iyimser olabilirsiniz.
-
Bireycilik, rekabet, kapitalizm, evet bunlar var. Ama bunlar ne kadar kötü, ne kadar iyi, bir de bunun üzerinde durmak gerek... Sosyal devlete çok önem verenler imkanları varsa başka gelişmiş ülkelere bakabilirler, ama oralarda da yine bireycilik ve rekabetle yüzleşeceklerdir. Gelişmiş bir ülkeye göç etmek, kendini geliştirmeye, rekabete, mücadeleye açık ve hazır olmayı gerektirir. Hem zaten birçoğumuzun öyle ülkelerden ülke seçmek gibi bir lüksü yok.
-
Gelir düşükse hayat daha zordur, doğru. Peki Türkiye'de düşük gelirle hayat kolay mıdır? Türkiye'de orta gelirle hayat kolay mıdır? Veya dünyada düşük gelirle hayatın kolay olduğu neresi vardır?
Özetle, iyimser olun. Her konuyu iyi araştırın. Göçmenlik yeni bir ülke, yeni bir hayat, her konuyu baştan öğrenmek demektir ve en basit şeyleri bile sabırlı bir şekilde araştırmanızı gerektirir. Duyduğunuz iyi yönleri de, kötü yönleri de enine boyuna araştırın.
-
-
RE: Texas, Austin
@umutaga, içinde söyledi: Texas, Austin
Şu anda Austine gelmenin bir anlamı yok o zaman gibi bir fikir canlandı kafamda
Houston daha mantıklı olabilir.
Austine sıcak bakmamın nedeni yazılım sektörünün Houstan’dan daha yaygın olduğu izlenimi vardı bende ancak kariyer sitelerini incelediğimde Houston’da da bir çok developer pozisyonu var gibi duruyor.Houston ile Austin arası 3 saatlik bir karayolu. Halkalı'dan Pendik'e o sürede gidiyorsunuz yoğun saatlerde. Houston'a gelince Austin'de de iş arayabilirsiniz, şehirler arasında geçiş yapabilir, taşınabilirsiniz. Bunlar birbirine çok ayrı ve uzak yerlermiş, iki şehir arasındaki tercih çok önemli bir yol ayrımıymış gibi, birine gidince diğerinden yoksun kalıyormuşsunuz gibi düşünmeyin.
Ayrıca imzanızdan gördüğüm kadarıyla size daha green card isabet de etmemiş. Çok çok çok erken şehir seçimine bu kadar kafa yormak için.
-
RE: 25 soruda İngilizce seviyenizi ölçün
@caglaror 25 soruda İngilizce seviyenizi ölçün içinde söyledi:
Ben de yukarıdaki testten 17 doğru ile çıktım. Ama bir süredir kafamı meşgul eden bir soru var. İngilizce seviyesi "yes/no" olan ve beginner seviyesine gelmemişleri liste dışı tutarsak, hangi İngilizce nelere yeterli gelir, özellikle İngilizce konuşulan ülkelerde yaşayanlar örnekleyebilir mi? Bir seviyedir gidiyor, evet her seviyenin tanımlanmış göstergeleri vardır elbette ama benim gibi -garip bir- İngiliz eğitimi ardından 3 yıl milli ve yerli ortaokul sonra 3 yıl da milli ve yerli liseye eğitimi alınca çorba bir seviyeye sahip oluyor. Şu an İngilizce'min bir seviyesinin bile olduğuna emin değilim. Kelime, gramer ve pratikteki eksik bilgiler bir yana, büyük oranda kirlenmiş ve karıştırılmış bir İngilizcem var.
Gelelim soruma. Aşağıdaki örneklediğim durumlarda hangi seviyeler karşılık gelir sizce ve USA'da ne kadarı yeter/işe yarar.
Üst seviyeleri çizmek gerekirse eksik ve fazlalıkları ekleyip-çıkartarak maddeleri seviyelendirebilir misiniz?:- Yolda birileri ile karşılaşınca saati sormak ve iyi günler dileyip hal hatır sormak seviyesi
- Alış verişte kasiyerle ürünler hakkında konuşabilmek ya da ilgili ürün standında görevliden detaylı bilgi sorabilip anlatılanı anlamak
- Mesai arkadaşına dünkü sinema filmini anlatabilmek.
- Telefonda kablotv görevlisine TV deki sorunu anlatıp anlatılanları anlayabilmek.
- Bir polis memuruna bir konuda bildirimde bulunmak ve soruları cevaplamak.
- Resmi dairede bir form isteyip, doldurup, takıldığın yerleri görevliye sorabilmek.
- Kendi mesleğinizle ilgili bir iş başvurusunun mülakatına katılmak.
- Bir işte callcenter'da çalışıp müşterilerin sorunlarına çözüm üretmek.
- Bir konferansta sözlü bildirim sonrası sorulan soruları cevaplamak
ve örnek vermek isterseniz hangi seviye İngilizce hangilerine yeter siz de örnekler misiniz?
Umarım anlatmak istediğimi anlatabilmişimdir.
Benden çok uzun süre yurtdışı deneyimi olan arkadaşlar varken benim cevap vermem biraz abes olabilir ama yine de ben de size bu konuda kendimce cevap vermek isterim.
Öncelikle fikir vermesi için söylüyorum: Ben İngiltere'de 1 yıla yakın kaldım, Amerika'da da 2 haftaya yakın. İnglizcem KPDS 95-100 arası bir seviyede. İngilizce hukuki toplantılarda, sözleşme görüşmelerinde, yazışmalarda sorun yaşamıyorum.
ABD'de 2 haftalık deneyimimde yaşadıklarım şunlardı: Banka hesabı açarken 2 saat civarında sürdü işlemim. Uzun uzun ve detaylı konuşmalar yapıldı. Yer yer formlardaki ifadelerle ilgili sorular sordum, vergiyle ilgili konularda mesela, ve bunlarla ilgili cevaplar aldım. Herhangi bir yardım almadan ve sanırım hiç tekrar da ettirmeden bütün işlemi kendi başıma hallettim.
Telefonda bir resmi görevliyle görüşmem gerekti, 10 dakikalık önemli bir konuşmaydı sanırım, bunda da hiçbir sorun yaşamadım. Telefon konuşmalarında anlaşmak yüzyüze anlaşmaya göre çok daha zor olmasına rağmen (ses kalitesi, yüz-mimik ipuçlarından yoksunluk) yine sorun yaşamadım.
Şimdi de size sorun yaşadığım yerleri söyleyeyim: Subway'den sandviç alırken, otobüste siyahi şoförle konuşurken, havalimanında görevliyle konuşurken pürüz yaşadım. Söylediklerini anlamakta birkaç defa zorluk çektim ve tekrar ettirmem gerekti.
Demek istediğim şu: ABD'de çok çeşitli insan var ve herkes aynı net ve durulukta aynı İngilizceyi konuşmuyor. Bazıları yuvarlıyor, bazıları çok hızlı konuşuyor, bazılarının İngilizcesi ise sizinkinden kötü. Sandviç satan Meksikalı sizin söylediğinizi anlamayabiliyor, yarısını paket yapın yarısını burada verin diyorum net bir şekilde, sandviçi dörde bölüp bana veriyor mesela... Nasıl öyle anladığı tam bir muamma...
Konuşma ve anlama pratiği bambaşka bir şey. Bunu ancak o toplumda biraz zaman geçirdikten sonra, kulak aşinalığı kazandıktan sonra akıcı bir seviyeye getirebilirsiniz ve kendinizi rahat hissedebilirsiniz. Sınavlarda ölçeceğiniz seviyeniz ne olursa olsun, isterseniz en iyi seviyede olun, başlangıçta bu gibi pürüzlerle karşılaşabilirsiniz.
17 doğru ile çıktısaysanız sanıyorum B1-B2 arası bir seviyeniz var. Bu seviye ile yukarıdaki işlemlerin ilk üçünü, biraz pratiklik kazandıktan sonra rahatlıkla yapabilirsiniz diye düşünüyorum. Diğerlerinde de pürüz yaşayarak da olsa işinizi görebilirsiniz sanırım. İş görüşmelerinde de bir şekilde anlaşırsınız ama özgeçmişinize "English: Fluent" yazdıysanız bunun tam olarak doğru olmadığı düşünülecektir. Diğer taraftan bu seviye İngilizce ile IT sektöründe çalışmakta da ciddi bir sorun yaşayacağınızı hiç sanmıyorum. Ancak önemli ve resmi işlemlerde hata yapmamak için tercüman istemeniz iyi olabilir.
-
Yurt dışındaki Türklerin dayanışma eksikliği
Konu hakkında ekşi sözlük’te bir başlık açılmış: https://eksisozluk.com/yurtdisindaki-egitimli-turklerin-birlik-sorunu--7074887
Ben de bu konuyu burada tartışmaya açmak, sizlerin gözlemlerini ve samimi düşüncelerinizi öğrenmek isterim.
Sizce diğer milletlere göre Türklerin birliği, beraberliği, dostluğu, dayanışması yurt dışında ne seviyede? Yeterli düzeyde mi? Değilse sebepleri nelerdir? Nasıl daha iyi hale getirilebilir?
-
RE: ABD-Türkiye Arası Para Transferleri
Arkadaşlar ABD'de banka hesabı açmak için ne ABD adresi ne SSN ne de green card gerekiyor. Gelir gelmez hesabınızı açabilirsiniz.
Para transferi için gördüğüm kadarıyla iki tane basit ve baş ağrısız yöntem var:
-
Parayı elden getirip buradaki açılan hesaba yatırmak. Hesap açıldığı anda elinize bir tane geçici banka kartı veriyorlar zaten, günlük harcamalarınıza ve nakit ihtiyaçlarınıza onunla devam edersiniz.
-
Elden getirilemeyen para için SWIFT. Bu işlem kolay ama maliyetini unutmayın: Hem Türk bankanız sizden masraf kesiyor hem de ABD bankanız... Örneğin Cepteteb'in swift ücreti sitelerinden gördüğüm kadarıyla 30 TL. Buna bir de ABD bankasının masrafını eklemeniz gerekiyor. Toplu para gönderimlerinde SWIFT kullanabilirsiniz.
TEB kartıyla ABD bankasındaki ATM'den çek yatır gibi işlemleri denemek de mümkün ama insanların tecrübelerinden okuduğumuz kadarıyla bazıları sorun yaşıyorlar ve parasız kalıveriyorlar. Bu nedenle TEB yetkilileri size ne derse desin tedbirli olun ve sadece bu yönteme bel bağlamayın.
Ek olarak, ABD'ye gelirken TR'den getireceğiniz VISA, Mastercard veya American Express kartları da burada acil durumlarda hayatınızı kurtarabilir. Hayat bu, ne olacağı belli olmaz.
-
-
RE: ABD'deki Doğal Afet Bölgeleri ve Doğal Afetlere Hazırlık
Doğal afetlerin hangi bölgelerde etkili olduğunu görmek için, esasen bir kiralık/satılık ev araştırma sitesi olan ama aynı zamanda bölgelerin suç oranları, okulların eğitim kalitesi gibi birçok kullanışlı veriyi de sunan trulia.com sitesini de kullanabilirsiniz.
Örneğin Houston'da sel felaketi riski olan bölgeleri görmek için aşağıdaki bağlantıya tıklayabilirsiniz:
-
RE: ABD'ye Yeni Taşınmış Göçmenlerin İlk Aylardaki Deneyimleri
@Kramer @Not_Born_Yesterday Özgeçmişinize vize statünüzü yazmanıza gerek yok. Bu durumu işveren açısından bir an önce netleştirmek için ya da başvurulan pozisyonunun özel bir gerekliliği varsa bunun için yazmayı tercih edebilirsiniz. Bence bu konuda gereksiz yere detay vermekten kaçınmak daha iyi olabilir.
Özgeçmişten laf açılmışken, bir de isim konusu var... Nasıl okunacağı anlaşılmayan bir adınız varsa bunun yerine bir takma isim kullanmak şansınızı artırabilir. Günümüzde ilk işi bulmak çok zorlaştı. Hele bizim gibi göçmenler için durum iyice zor. Networkümüz yok ve birçok açıdan dezavantajlıyız. Gereksiz yere şansımızı azaltmasak iyi olur. Bunu da genel bir not olarak buraya bırakayım.