Ben de her gittigimde bir oncekinden daha farkli geliyor. Yeni binalar yapilmis oluyor, yeni isyerleri acilmis oluyor ve heryer daha da kalabaliklasmis oluyor. Tabii ki fiyatlardan bahsetmeye hic gerek yok, malum artik haftalik degisiyor, ama disaridan birkac yil ara ile varinca, bir sok yasiyorsunuz ister istemez.
Orada devamli yasayanlar, yavasca isinan sudaki kurbaga deneyindeki gibi, herseye alismislar ve sanki normalmis gibi davraniyorlar. Belki de baska secenekleri olmadigi icindir. Ama birkac yil aradan sonra disaridan gelince, tipki kaynayan suya birden atilan kurbaga gibi soka giriyorsunuz.
Benzetmelerim biraz tuhaf olabilir ama aynen de oyle hissediyorum ben oraya varinca.
Sanirim bunu farkedebilen ve bir sekilde imkani olan insanlar da ozellikle buyuk sehirlerden ve ozellikle Istanbul'dan Ege ve Akdeniz'deki kucuk koylere tasiniyorlar. Youtube da yuzlerce bu konuda video var. Bazen izliyorum, koyde bir yerde kucuk bir arsa alip, ev yaptiriyorlar, hatta prefabrik evler de olabiliyor, sonra da kopek, kedi alip, kucuk bir bahcede meyve sebze yetistirip yasiyorlar ve iste hayat bu diyorlar. Sonunda mutlulugu ve sakinligi bulduk diyorlar. Bilmiyorum anlasilabildi mi ama su anda bizim burada oldukca siradan bahceli single family house daki yasantimizi orada koy hayati seklinde videolarda yansitiyorlar. Bence oldukca ilginc bir durum. Eskiden apartmanlarda cok katli binalarda yasami ozendiriyorlardi, simdi geriye koye gocu, koy hayatini ozendiriyorlar. Koy kahvaltisi diye birsey uydurmuslar, millet hep nerede koy kahvaltisi yapsak derdinde
Bakiyorum ne var menude diye, sucuklu yumurta, iki cesit zeytin, iki cesit peynir, iki cesit recel, bal, tereyag, patates kizartmasi, sikma borek...Hepsi evde rahatlikla hazirlanabilir. O kadar para bayilmaya da gerek yok. Zaten onceki musterinin bitiremedigi tabaklari, bir sonraki musteriye iteliyorlarmis. 🫠
Cope atacak halleri yok heralde. Buyuk ihtimalle sizden onceki masanin ucundan bir kasik aldigi bali yiyorsunuz veya tereyagini. 