Herkese çok teşekkür ederiz. Eşimin mayıs ayında greencard talihlisi olduğunu öğrendiğimde foruma üye olmuştum. Her şeyi okudum, takip ettim ve bu bilgiler sayesinde işimiz kolaylaştı sonrasında da olay kabul olup olmayacağına kaldı. 3 Nisan Çarşamba günü kapıdan giren onlarca insan gibi heyecanlandıydık ve sonunda vizemiz verildi.
Salı günü Ankara'ya inip doğrudan Düzen'e gidip eşim, ben ve kızımızın sağlık sonuçlarını aldık. CD ile A4 sayfasını çıkarıp zarfı diğer belgelerin arasında koyduk.
Mülakat sabahı heyecan yoktu ta ki kapıya gelene kadar. Emanet için siyah megane aradım ancak bulamayınca heyecanlandım. Bahçeye girip 'Emanet veren oldu mu?' diye sordum. Siyah megane sahibi abinin kardeşi de gri arabayla bu işi yapıyormuş. (Seneye dükkana geçeceklermiş. Bunun da bilgisini paylaştı ) Pasaportları verip sonrasında güvenliğin bizi çağırmasını bekledik. Eşim ve ben xray'dan geçtikten sonra bebek arabasında gizli bölme olup olmadığını sordular. Sanırım kızılötesiyle her türlü görüyorlardır her şeyi. Rahat şekilde o binaya giden yoldan geçtik.
Kapıdan girince sıraya girdim. Birer fotoğraf ve DS260 onay kağıdıyla birlikte pasaportları verdim. Ödeme için listeye alındık. Bilgilerimiz girildi telefondan. Ödeme için sıraya girdik. 990 dolar ödeyip ardından sağ tarafa geçip belgelerimizi verdik. Uzun boylu, hafif bıyıklı beyefendi teker teker belgeleri istedi. Belgeleri çıkarırken bankodan uzak şekilde çıkardım çünkü daha önce mikrofondan dolayı ses gidiyor diye sert yapanlar vardı. Hiç böyle bir şey yaşamadık. 9 aylık bebek için de nüfus kayıt örneği istedi. O olmadığı için vermedik. Listeye not aldı. Ancak gelen mailde böyle bir istek yoktu -ki zaten e-devlet'te de bebeğimiz için nüfus kayıt örneği çıkmıyor.
Belgeleri verdikten sonra bankoların önünde beklemeye başladık. 3 kişilik aile olunca sarı dosyaların içerisinde hazırlanması uzun sürdü. Bizden önce iki çift, 3 de single bireyler görüşmelere girdi. En solda kadın görevliden çekildim. Sertti ve bir genç arkadaşı epey zorladı, sanırım ona da vize vermeyip sarı bir kağıtla gönderdi. O arkadaş epey üzgün ayrıldı, üzüldüm açıkçası ve stresim daha da arttı. Tansiyon hastası olarak ensemde baskıyı hissetmeye başladım.
Sonra bizim belgeleri alan beyefendi kalın dosyayı getirdi. Kel olan görevli bizim dosyayı eline alınca rahatladım. Numaramız onda yandı ve cam önüne geçtik.
Eşime ne iş yaptığını, ne mezunu olduğunu sordu. Ardından ikimize de daha önce olan bir evlilik var mı diye sordu. Eşime yurt dışında yaşama durumunu sordu. Bana soru sorulmadan konuşmamaya çalıştım ama bu soruda atlayıp 4 ay ABD'de de yaşadığımı söyledim. Belki bir avantaj getirir düşüncesiyle o heyecanla. Birikim sormadı. Zaten önündeki kağıtlara baka baka gitti. Ne iş yapacağımızı sordu, ben hizmet sektörü dedim. Eşim de 2-3 yıl bebeğe bakacağını ardından hizmet sektöründe çalışmaya başlayacağını belirtti.
Son olarak bebek için olmayan belgeye 'No problem, we accept' dedikten sonra o 'Tebrikler' diye başlayan ve 'Bir haftaya PTT' ile biten sihirli cümleyi kurdu. Çok mutlu olduk. Gerçekten vizeyi alan herkes yüzünde güller açarak ayrıldı oradan. Herkese hayırlı olsun. Umarım yeni hayatlarımız daha da güzel olur. Bekleyenler de umarım bizim bu yaşadığımız heyecanı ve mutluluğu yaşarlar.