USCIS Formlarini doldururken artik nasil yazacagiz?
Gocmen ofisinde calisan memurlarin bu degisiklikten haber olmamasi durumunda sizce sorun yasar miyiz? Inanilmaz buyuk hatalar yapabiliyorlar o yuzden bu kadar ince dusunmek zorunda kaliyorum.
Merhaba arkadaşlar biz New York upstate’de Albany’de yaşıyoruz ama buraları sevemedim. 2.5 yaşında bir kızım var sürekli aktivite kovalıyoruz. Çocuklar için gidilecek yerler çok kısıtlı ve kasvetli havalardan da bunaldık. SC öven de var N.C öven de. Oralarda yaşayanlar varsa biraz bilgi verebilir misiniz? Okul puanı, çocuklar için alanlar, ev kiraları, hareketli mi sessiz mi ne tarafları önerirsiniz. Benim için önemli olan nokta çok böcek yılan haşere var mı? Über falan yoğun mu? Şimdiden teşekkür ederim
@Ayşenur-Zaza 2006 da Türkiye Antalya da izlemiştim. Bu gün Montreal de açık bir havada izledik ve gerçekten etkileyiciydi. Güneş in ve aydınlığın çok kıymetli olduğunu hissettim. Ve nedense geçmiş çağlarda tutulmalara yüklenen anlamlar (anlık kararma ve ortamın ısı ve ışık değişikliği ) kimbilir bilmeyenler için çok ürkütücü gelmiştir diye düşündüm🫣
@mehmetatal bu konuda size katılmıyorum. Örneğin birkaç ileti önce bahsedilen Hamdi Ulukaya'nın Türkiye'deki genç girişimcilerin iş fikirlerini hayata geçirmeleri için her yıl Amerika'ya davet ettiği, eğitim ve para desteği sağladığı bir proje/destek programı var.
Hamdi Ulukaya Girişimi@MySea, içinde söyledi: USA-TURK.com ve Forumuna Ne Oldu?
Eskiden birde Mezun Forum vardi. Ona ne oldu bilgisi olan var mi?
Benim green card başvurumu onlar yapmışlardı 10 dolar ücret alarak.
@crazycells Mükemmel bir arşiv. Fotoğraflara bakarken merak edip başka bilgilere de ulaştım. Çok teşekkürler...
Trump doneminde Amerika'da yasamadim ama yasayan tanidiklarim ekonominin Biden donemine kiyasla cok cok daha iyi oldugunu soyluyor. Biden doneminde pandemi oldu ve hersey tepetaklak oldu ama iyilestirme anlaminda da su an kendim Amerikada yasadigim icin cok bir umut gormuyorum. Ev fiyatlari, faiz, benzin ve diger fiyatlar halen cok cok yuksek umarim bir sekilde kim secilirse secilsin olumlu yonde isler degismeye baslar.
Geçen sene aralık ayında yayınlandıktan "Generative AI" alanında bir çağ başlattı resmen. Sadece içerik üretiyor, içeriği özetliyor vs. için küçük çaplı öneriler veriyor diye düşünmeyin. Yazdığım kodu input olarak verdiğim zaman gözümden kaçan hataları vs. tespit edip bunları düzeltip bir çıktı sağlıyor. Eksikleri var mı? Tabi ki. Bazı durumlarda sonucu değiştirmeye çalışırsanız "halüsinasyon görmek" dediğimiz duruma geçip kafasına göre cevaplar üretebiliyor. Bu haliyle bile inanılmaz bir araç. Yayınlandıktan sonra eski yöneticim şöyle demişti: "Arkasında çalışan tüm teknolojileri biliyoruz, ancak halen nasıl çalıştığını anlayamıyorum"
Yapay zeka geliştirilmelerinin durdurulmasını desteklemiyorum. Çünkü bence sorun bu geliştirmelerin geldiği/geleceği nokta değil, insanlığın buna ne kadar hazır olduğu. Yanlış hatırlamıyorsam ChatGPT'nin yayınlanmasından birkaç hafta sonra OpenAI bir yazı yayınlamıştı, "Elimizde GPT-4'ten de çok karmaşık ve yüksek parametreli modeller var, ancak insanlık buna etik açıdan hazır olmadığı için yayınlamaktan çok uzaktayız" diye. Maalesef linkini şu an bulamadım.
@Amedh Eski sayfalar arasında bulup merak ettiğim bu kahve halen aynı kalitede ise bulup denemek isterim. Önerdiğiniz bir site var mı öğrenmek isterim 🙂
Evet bu spor gerçeten maliyetli bir spordur. Çok büyük hacimlere çıkacaksanız.
Sağlığımız için iyidir ve sizin fiziksel yorgunluğunuzu aldığı kesindir. Çok yoğun bir iş gününden sonra kendinizin spor salonuna girerken ki bitkinliğinizi ve o spordan çıktığınızdaki enerjinizi hissedince çok şaşıracaksınız. Oysaki mantıken içeride muazzam performans ile kendinizi daha çok yoracak olacakken işler hiç de böyle olmuyor. Kendinizi daha maskülen ve stresten arınmış olarak bulacağınıza garanti veririm. Amacınızı doğru belirlemeniz şarttır. Yarışmalara katılmayacaksanız günlük öğünlerinizin bir tık üstüne çıkarak ideal görünümü yakalayacaksınızdır. Tabi bunda en büyük etkenlerden biri de fiziki yatlınlığınız.
Spor candır ve mutlaka herkes yapmalıdır.
Dipnot: Lütfen spor günlerinzin birinde mutlaka 15 -30 dk arası kardiyo ile kalp sağlığınızı da destekleyin. Bu kas gelişiminizi de doğrudan etkilecektir.
@kartalveat togg şu ana kadar bir kaç kazaya karıştı. Sorularınıza aşağıdaki Twitte cevap vermişler
@gucarslan elinize saglik sayin @gucarslan , ilginc bir istatistik...
grafiklerde 2020 oncesini de gormek iyi olurdu. dediginiz gibi pandemi doneminde genel olarak seyahatin azalmasi anlasilir bir durum...
ilk insanli yerli/milli supersonik jet ucagimiz, Hurjet'imiz. Tamamen Tusas tasarimi ve uretimi. Avionic'ler ve ucus bilgisayari Aselsan'dan.
@paramedik Merhaba, daha önce seyahat amaçlı 3 kez ABD ziyaretim oldu. Sadece New York gezecekseniz araba kiralamanıza gerek yok, Manhattan da arabayla gezmek imkansız zaten, hem trafik çok yoğun, hem de otoparklar çok pahalı. New York un 24 saat çalışan harika bir metro sistemi var, metroyla gidemeyeceğiniz hiçbir yer yok.
Şehirler arası ulaşım da ise araba kiralamak şart. Toplu taşıma imkanları az ve pahalı, araç kirası 2 kişi toplu taşımayı kullanmaktan daha hesaplı oluyor.
New York da gezilecek yerlerin çoğu Manhattan adasında, çoğu yeri yürüyerek bile gezebilirsiniz. Vaktiniz olursa bir gün de Brooklyn tarafına geçin, özellikle Bushwicks tarafını çok seviyorum ben, bütün mahalle grafilerle boyanmış, tam bir hipster bölgesi. Dumbo, Brooklyn Köprüsü, Greenwich Bölgesi, Grand Central Terminal, Times Meydanı (özellikle gece görün), Central Park mutlaka görün. Bir gün batımını Rockefeller Center'a çıkıp (mutlaka önceden web sayfasından biletinizi alın) oradan izleyin muhteşem Manhattan manzarasını.
@Sabri-FT no problem 🙂
benim bu konuda yazacaklarım normal olmayacağı için yazdıklarımın anormal şeyler olacağı için ve her şeyden önce kız babası olduğum için sadece ALLAH belasını versin diyorum. çünkü içimdeki kin öfke nefret ve kızgınlık kelimelerle ifade edilemez. yaşama hakkı elinden alınanların ALLAH rahmet eylesin mekanı cennet olsun...
Yüreğinize ve Centilmenliğinize sağlık sayın @azuleverde
bu ülkede kadın cinayetleri niye var çünkü erkekler konuşarak bişeyleri çözmeyi ya da haklıysa mahkemeye gidip hak aramayı (adalet olmasa da) bilmediği için
bu ülkede kadın cinayetleri niye var çünkü erkek her yaptığında haklıdır düşüncesi olduğu için
bu ülkede kadın cinayetleri niye var çünkü yapan namus meselesi deyip indirip af haklılık payeleri aldığı için
ve en önemlisi bu ülkede kadın cinayetleri namus sadece kadına has bişey erkek için ise kadın üzerinden düşünüldüğü için var biter mi bitmez cezalar caydırıcı yapılmadığı için bitmez bir kadın 23 kez ben ölüm tehdidi yaşıyorum dediği halde koruyamıyorlarsa bitmez
@aysegul ek olarak, Şule Çet'in annesinin hayatta olmadığını biliyorum. Bir abi, bir baba ve kendisi. Düşünüyorum belki de zaten birbirine tutunmuş insanlar, cahilin biri çok büyük bir acı daha yaşatıyor. Ceren Özdemir'i duyunca inanır mısınız "hangisiydi bu?" dedim. Ceren Damar aklıma geldi anlamadım onun katili belli değil miydi zaten dedim. Daha iyiye gitmesi gerekirken bu hale gelen ülkemizde bir insanın şans eseri başına bir iş gelmese bile akıl sağlığını koruması zor.
Elimiz kolumuz bağlı oturacak mıyız? Hayır. Herkes kendince çaba gösterecek. Bahsettiğiniz korkuyu yaşamayana dek toplumdaki her birey çaba gösterecek
@HockeyUmpire2 sizin de centilmenliğinize sağlık sayın @HockeyUmpire2 (:
@yapay-zeka Özgecan'dan sonra bir şeyler değişir diye düşündüğümü hatırlıyorum 4 sene önce. Saflık
Özgecan dan önce de neler neler vardı ama gün yüzüne bile çıkartmıyorlardı sevgili adalet sistemimiz... @HockeyUmpire2 toplumumuzda Kadın kelimesini malum iş sanan bir "Kadın" kitlesi bile var anlatmaya çalışıyorum ama ne diyorsun sen terbiyesiz diye tersleniyorum her seferinde
Bir suredir basligi okuyup okuyup kendimde yazacak enerjiyi bulamadigim icin geri cikiyorum.Simdi de epey uzun ve biraz daginik yazacagim kusura bakmayin.
Her ne kadar uzun suredir istiyorduysam da Ozgecan haberini okudugum gun benim kendi ulkemden artik tasinmam gerektigine emin oldugum gundu. O gunu o kadar net hatirliyorum ki, haberi okuduktan sonra erkek arkadasima aglaya aglaya ben bu ulkede bu sekilde olmek istemiyorum demistim.
Eger kiz cocugu iseniz maalesef size basiniza gelen seylerin sizin hareketlerinizin sonucu oldugu toplum tarafindan surekli empoze ediliyor. Cocuk iken anlamlandiramadiginiz (evet cocuk iken dahil taciz hayatinizin bir parcasi. oglan cocuklari taciz ediyor.) ergenlikte artik ne oldugunu farketmeye basladiginiz seylerin bir sekilde hep sizin yaptiginiz bir sey yuzunden oldugunu dusunuyorsunuz.
Ben inanilmaz derecede koruyucu bir aileye sahibim. Yanlis anlasilmasin kisitlayici degil koruyucu. Annem, babam, benden 8 yas buyuk abim hayatim boyunca etrafimda fir donduler. Her zaman yapmak istediklerimi yapmam konusunda cesaretlendirilirken bir yandan da 'ama kizim bak simdi' vardi bir kenarda, cunku benim goremedigim seyleri goruyorlardi. Buna ragmen, boyle bir aileye sahip olmama ragmen hayatta oldugum su 29 yil boyunca basima gelen sozlu, fiziksel tacizleri saysam sayfalar yetmez. Tanidigim butun kadinlarin da oyle. Sonra basiniza gelen seylerin sizin hataniz olmadigini farkettiginiz bir yasa geliyorsunuz. Benim bunu farketmem lisenin ortalarinda, kabullenmem ise universite yillarimda gerceklesti. Sonra agresiflesmeye basliyorsunuz. Sesiniz cikmaya basliyor. O ses var ya o kadar onemli ki... Bagirabilmek, cevap verebilmek, tepki gosterebilmek. Cunku bunca zaman bu tacizlerin sizin hataniz oldugunu sandiginiz icin hicbir seye tepki verememistiniz.
Hani biz bunu degistirebilmek icin ne yapabiliriz diyoruz ya. Oncelikle yozlasmamis bir hukuk sistemine ihtiyacimiz var, bunun icin elimizden bir sey gelemiyor. Bunun disinda ne yapabiliriz.
Hep birlikte yapabileceklerimiz;
Dipnot: Cocuk gelisimi hakkinda egitimim yok, cocugum da yok. Sadece kendi tecrubelerimden yola cikarak ben cocukken neler farkli olsaydi iyi olurdu diye dusunerek yola ciktim.
Kadinlar;
Erkekler:
Buraya kadar okuduysaniz tesekkur ederim, kendimce fikirlerimi belirttim. Biraz da dolmusum.
Dipdipnot: Amma cok bagirmaktan bahsetmisim. Beni tanisaniz sinirlarim asilmadigi takdirde nasil sessiz biriyim.
@gallifrey, içinde söyledi: Kadın Cinayetleri
z bunu degistirebilmek icin ne yapabiliriz diyoruz ya. Oncelikle yozlasmamis bir hukuk sistemine ihtiyacimiz var, bunun icin elimizden bir sey gelemiyor. Bunun disinda ne yapabiliriz.
Hep birlikte
yazdıklarınızı okurken bir o kadar geri kafalı bir o kadarda düşünceli bir erkek kardeşe sahibim sosyal çevreden kaynaklı aşırı agresif bir tip ben evlenmeyeceğim çocuklarıma eziyet olurum aynı babama benziyorum diyen birisi kendisi ama geçen gün şu cümleyi kurdu çocuğun bir suç işlediğinde baba olarak sen birşey yapmayacaksın gerekiyorsa annesi cezayı verecek sen onun dayanağı olacaksın çocuk anneden korkacak sense yol göstereceksin demişti ilgincime gitti hiç beklemediğim bir söz kendisinden ama doğruluk payı da yok değil gibi.
Azalarak bitsin istediklerimiz: The ‘Adamlık’
Son yıllarda özellikle sosyal medyada çok yükselen ve her yeri hızla saran korkunç bir akım var. Azalarak bitmesini çok istediğim bu akıma adamlık edebiyatı diyeceğim kısaca. ‘Her erkek adam olamaz, adam dediğin kadınına sahip çıkar, adam dediğin kadınını tokadan bile kıskanır, adam gibi adamları sevin, çay seven adamları sevin’ gibi cümlelerle bezenen ve yanında otomatik olarak nargile dumanıyla gelen bu cümlelere gülüp geçebilirdim eğer gencecik insanların hayatındaki tahminlerin ötesindeki etkisine şahit olmasaydık.
Yaşadığımız her şiddet olayında (ki epey fazla maalesef) bu cümleleri arka arkaya kuran bir takım insanlar beliriyor etrafta. ‘Çocuğunuza baba olması için adam gibi birini bulun, erkekler adam gibi olun, ananıza bacınıza nasıl davranıyorsanız kadınlara öyle davranın’ türünde medeni dünyada herhangi bir yeri asla olmayan bu cümleleri kuranların çoğunluğunun kadınlar ve hatta genç kadınlar olması ise canımı çok sıkan bir konu. Bu adamlık edebiyatı bir de ‘Seven kıskanır’ gibi yersiz klişeler, ‘O eteği sana giydirmem kızım’ türünden mesajlarla, bu mesajları internete atıp ‘Bunu yapmayan da erkeğim demesin’ konuşmaları ile bolca destekleniyor tabii. Düpedüz şiddeti aşk diye tutku diye göstermek, normal bir insanın duyar duymaz kaldırım değiştirmesi gereken cümleleri sevgililik müessesesine mal etmek günümüzde hiç yabancı olmadığımız bir durum.
Bu adamlık edebiyatının sosyal medyadan sonraki en büyük beslenme kaynaklarından biri de televizyon tabii. Sürekli racon kesen bir takım adamlara, ‘Biz namusumuz için dünyayı yakarız’ diye gezen şüpheli karakterlere, kadınlara türlü çeşitli zulmü yapıp bu sırada kadın sorunlarına dikkat çektiğini iddia eden senaryolara, ‘Bizim adamlığımız aşkımızdan büyük’ diyen kim olduğu belirsiz tiplere o kadar doyduk ki ekranlardan taşıp sokağa, mahalleye doluyorlar adeta. ‘Aman kanalı değiştir geç’ diyemeyeceğimiz kadar büyük bir sorun bu. Yaşımı ortaya çıkartmak gibi olmasın ama Deli Yürek meşhurdu biz ortaokuldayken, çocuğun biri başka bir çocuğa uzun palto giyiyor diye ‘Miroğlu musun lan sen?’ diye girişmişti. Öteki çocuk da Miroğlu’ndan özenip almış gerçekten paltosunu ve geri adım atmamıştı. Üzerinden 20 yıl geçti, fazla bir yol kat etmiş gibi görünmüyoruz.
Hiçbir kadının güvenle yaşaması, canı ne istiyorsa onu yapması için kimsenin anası bacısı olması gerekmediği gibi, hiçbir aklı başında erkek de kadınların zaten çoktan hakları olan bir eşitliği onlara bahşediyormuş davranıp üstüne bir de buna adamlık hikayeleri yazmaz. Kadınların ihtiyacı onlara iyilik lütfedecek, onları koruyup kollayacak, kadınları nedense ‘namusu’ olarak gören bir takım adamlar değil, hukuki haklar ve işleyen kanunlardır.
Dilerim özellikle de genç insanlar ortalığı saran ve 2019 yılında herhangi bir yeri olmadığına emin olduğum bu akımı bir an evvel bitirirler de işimize gücümüze bakarız.
•••Dijital topuklar platformunda paylaşılan bir yazı durumu güzel özetlemiş. Devlet kadına hakkını hukukunu vermez. Üstüne birde böyle dizilerle körüklerde körükler. Verirse @gallifrey in dediği gibi kadının sesi çıkar. Benim korunmaya ihtiyacım yok deme cesaretini bulur bunu yüksek sesle söyler. Bastıralamaz, sindirilemez,korkutulamaz. Git gide Daha gür sesli, beyni dolu, aydın toplumlar yetişir. Kaostan beslenenlerin işine gelmez bu.
Yine blogcu annenin kaleminden diğer bir bakış açısı...
“Böyle olaylardan sonra şöyle yorumlara rastlıyorum: "Erkek annelerine sesleniyorum, lütfen oğullarınızı şöyle şöyle yetiştirmeyin." Ben de bu çağrıyı yapanlara sesleniyorum; lütfen sadece "erkek anneleri"ne seslenmeyin. Öncelikle nasıl kız çocuklarına "kadın" demiyorsanız oğlanlara da "erkek" demeyin çünkü #erkekçocukdeğiloğlan . Ve olan biteni sadece oğlan anneleri, ya da anneler ya da genel olarak kadınlar çözebilirmiş gibi göstermekten de vazgeçin. Bunun adı ataerkil şiddet; bu kadınları erkekler öldürüyor. Bu erkekleri anneler tek başlarına yetiştirmiyorlar. Tekil/bekar anneler olsalar bile, etraflarındaki erkek-egemen zihniyetten, ataerkil kodlamalardan, küçücük çocuklara sırf pnisle doğdular diye "erkek adam" muamelesi yapan acımasız insanlardan bağımsız değiller. Anneler, kadınlar, tek başlarına bütün sistemi değiştiremezler. Direnebilir, ses çıkarabilir ancak kalıcı bir değişikliği tek taraflı yapamazlar. Sorun kadınlarla başlamadı, sadece kadınlarla da bitmeyecek. Erkekleri ilgilendiren, faillerin büyük çoğunluğunun erkeklerin olduğu bir sorunu sadece kadınların çözmesini beklemek hakkaniyetli olmadığı gibi gerçekçi de değil. Kadınların omuzlarında yeterince yük varken, gerek fiziksel, gerek psikolojik şiddet görüp öldürülüyorken bir de yaratmadığımız sorunları tek başımıza çözmemizin beklenmesinden rahatsızım. Kadınlar tek başlarına dünyayı değiştirebilseydi, değişirdi. Ya hep beraber, ya hiçbirimiz.”
@bidünya, içinde söyledi: Kadın Cinayetleri
Azalarak bitsin istediklerimiz: The ‘Adamlık’
Son yıllarda özellikle sosyal medyada çok yükselen ve her yeri hızla saran korkunç bir akım var. Azalarak bitmesini çok istediğim bu akıma adamlık edebiyatı diyeceğim kısaca. ‘Her erkek adam olamaz, adam dediğin kadınına sahip çıkar, adam dediğin kadınını tokadan bile kıskanır, adam gibi adamları sevin, çay seven adamları sevin’ gibi cümlelerle bezenen ve yanında otomatik olarak nargile dumanıyla gelen bu cümlelere gülüp geçebilirdim eğer gencecik insanların hayatındaki tahminlerin ötesindeki etkisine şahit olmasaydık.
Yaşadığımız her şiddet olayında (ki epey fazla maalesef) bu cümleleri arka arkaya kuran bir takım insanlar beliriyor etrafta. ‘Çocuğunuza baba olması için adam gibi birini bulun, erkekler adam gibi olun, ananıza bacınıza nasıl davranıyorsanız kadınlara öyle davranın’ türünde medeni dünyada herhangi bir yeri asla olmayan bu cümleleri kuranların çoğunluğunun kadınlar ve hatta genç kadınlar olması ise canımı çok sıkan bir konu. Bu adamlık edebiyatı bir de ‘Seven kıskanır’ gibi yersiz klişeler, ‘O eteği sana giydirmem kızım’ türünden mesajlarla, bu mesajları internete atıp ‘Bunu yapmayan da erkeğim demesin’ konuşmaları ile bolca destekleniyor tabii. Düpedüz şiddeti aşk diye tutku diye göstermek, normal bir insanın duyar duymaz kaldırım değiştirmesi gereken cümleleri sevgililik müessesesine mal etmek günümüzde hiç yabancı olmadığımız bir durum.
Bu adamlık edebiyatının sosyal medyadan sonraki en büyük beslenme kaynaklarından biri de televizyon tabii. Sürekli racon kesen bir takım adamlara, ‘Biz namusumuz için dünyayı yakarız’ diye gezen şüpheli karakterlere, kadınlara türlü çeşitli zulmü yapıp bu sırada kadın sorunlarına dikkat çektiğini iddia eden senaryolara, ‘Bizim adamlığımız aşkımızdan büyük’ diyen kim olduğu belirsiz tiplere o kadar doyduk ki ekranlardan taşıp sokağa, mahalleye doluyorlar adeta. ‘Aman kanalı değiştir geç’ diyemeyeceğimiz kadar büyük bir sorun bu. Yaşımı ortaya çıkartmak gibi olmasın ama Deli Yürek meşhurdu biz ortaokuldayken, çocuğun biri başka bir çocuğa uzun palto giyiyor diye ‘Miroğlu musun lan sen?’ diye girişmişti. Öteki çocuk da Miroğlu’ndan özenip almış gerçekten paltosunu ve geri adım atmamıştı. Üzerinden 20 yıl geçti, fazla bir yol kat etmiş gibi görünmüyoruz.
Hiçbir kadının güvenle yaşaması, canı ne istiyorsa onu yapması için kimsenin anası bacısı olması gerekmediği gibi, hiçbir aklı başında erkek de kadınların zaten çoktan hakları olan bir eşitliği onlara bahşediyormuş davranıp üstüne bir de buna adamlık hikayeleri yazmaz. Kadınların ihtiyacı onlara iyilik lütfedecek, onları koruyup kollayacak, kadınları nedense ‘namusu’ olarak gören bir takım adamlar değil, hukuki haklar ve işleyen kanunlardır.
Dilerim özellikle de genç insanlar ortalığı saran ve 2019 yılında herhangi bir yeri olmadığına emin olduğum bu akımı bir an evvel bitirirler de işimize gücümüze bakarız.
•••Dijital topuklar platformunda paylaşılan bir yazı durumu güzel özetlemiş. Devlet kadına hakkını hukukunu vermez. Üstüne birde böyle dizilerle körüklerde körükler. Verirse @gallifrey in dediği gibi kadının sesi çıkar. Benim korunmaya ihtiyacım yok deme cesaretini bulur bunu yüksek sesle söyler. Bastıralamaz, sindirilemez,korkutulamaz. Git gide Daha gür sesli, beyni dolu, aydın toplumlar yetişir. Kaostan beslenenlerin işine gelmez bu.
Bu tip insanların zamanında ve şuan da devam eden mafya dizilerinden etkilendiklerini düşünüyorum (hatta %100 eminim) zamanında hayali karaktere cenaze namazı kıldıracak kadar fanatikleşmiş özenmiş bir kitleden bahsediyoruz. O tipte insanların kurduğu cümleler tamamen bunlar.
Dun esim dizi websitelerinden birisi uzerinden Turkiye'deki dizilerden birisini izliyordu. Arada reklam cikti ve bende kulak misafiri oldum. Adamin birisi reklamda tore dizilerinin ratinglerinin dustugunu, o yuzden sonlandirilabilecegini ve bunu engellemek icin lutfen TV'de yayinlandiginda mutlaka izlemeniz gerekiyor diye resmen gaz veriyordu. Esime sordum sen tore dizileri mi izliyorsun diye, yok ben mafya dizileri falan izliyorum dedi
@Rhonster Bunların tesadüfen yapıldığını hiç zannetmiyorum. Zaten gazla çalışan bir milletiz, boş beyinleri böyle dolduruyorlar işte!
Namuslu cumhuriyetci insanlarin silah kullanmayi ogrenmesi lazim bu ulkede .ki eger hala burayi sahiplenmislik aidiyet duygusu var ise fakat ikikelime yabanci dil bilen ortasinif herkes bir sekilde ulkeyi terketmeyi dusundugunden buranin gelecegi malesef afganistan olacak.bayanlara yapilan bu asagilik muameleler bir kulturun sonucu.bu kulturu yaratanda arabin masali ve dini.
Kadına şiddete dikkat çekmek için Şili de başlayıp dünya geneline yayılan lastesis dansı
İstanbul ve Ankara daki protestolarda polisin müdahalesi ile dağıtılmışlardı. Bu da burada polis konuşuyor diye susturulmaya çalışılan ama susmaya n izmir
Bu da meclisteki kadın milletvekillerinin protestosu bana hiçte samimi gelmedi
yine kadın cinayeti olmuş istanbulda bu sefer adam kendini öldürmüş keşke bir zamanlar sevdiklerine şimdi kurşunu layık görmeseler
Powered by NodeBB | Copyright © 2023 Yesilkart Forum