Üyelik oluşturma ve foruma giriş konusunda sorun yaşayan üyelerimiz [email protected] adresine email gönderebilirler!

  • @Sefa Şu green card işi tatlıya bağlanırsa, sözüm olsun 😉

  • ⭐⭐⭐

    @kingocali, içinde söyledi: Amerika'daki ilginc deneyim ve gozlemleriniz

    Merak ettiğiniz ikinci anekdotu göz önünde daha iyi canlandırabilmek için vermem gereken ön bilgiyle, "şanslı anekdotlar" bittikten sonra, sırf siz beni genelgeçer olarak "şanslı olmak"la itham etmeye başlamayın diye, hayattaki gerçek "şans"ıma dair vereceğim üç örnekten birinin detayı, bu başlığın kapsamı altına giriyor. Zannederim, başlıkla içeriği uyumlandırma işini, kimseyi üzmeden, kimseyi kızdırmadan halletmek mümkün olabilecek 🙂

    İkinci Anekdot İçin Ön Bilgi: San Diego'dan (ABD), Tijuana'ya (Meksika) giden karayolları (I-5 ve I-805) San Ysidro'da birleşiyor ve bizdeki köprü / otoban gişelerine benzeyen bir sınır kapısından Meksika'ya giriyor. Meksika dönüşü, ABD'li kardeşlerimiz, her şeritte bir memur olacak şekilde teşkilatlanmış. Memur, gelene geçene bakıyor. Tipini beğendiğine (California plakalı, içinde kadınlı - erkekli 1-2 beyazın bulunduğu binek araç), çoğu zaman pasaport bile sormadan, eliyle "Geç" diyor. Beğenmediğini (Meksika plakalı, içinde 3-4 esmer abinin oturduğu ticari araç) ikincil muayeneye gönderiyor. İkincil muayene (Secondary Inspection), pek güvende hissedilecek bir yer değil. Her yerde "Memur size gelmeden aracınızdan inmeyin. Aleyhinizde ölümcül güç kullanılabilir" falan gibi uyarı tabelaları var. Meksika'ya girerken ise, sınırda tek Allah'ın kulu durmuyor. Meksikalı kardeşlerimiz, sınır kapılarına köpek bağlama ihtiyacı dahi hissetmemiş. Öyle bir rahatlık 🙂 [Bu paragraf, 2001 - 2004 arası durumu özetlemektedir. Sonrasında, hele ki Trump zamanında, durumun nasıl olduğuna dair bilgi sahibi değilim.]

    İkinci Anekdot: Amerika'da 5. ayım. Hala dil okuluna gidiyorum. Hala yurtta kalıyorum. Amerika'ya gelmeden önce, diş hekimime gitmiş, gereken tüm kontrol ve tedavileri yaptırmışım; Amerika'dayken de dişlerime son derece iyi bakıyorum, ki gol yemeyeyim. Okulun zorunlu tuttuğu sağlık sigortasını yaptırmışım. Diş tedavisini kapsamıyor. Bir sabah, okula gitmeden önce dişlerimi fırçalıyorum. Dilime, dişlerimden birinin dünyaya bakan yüzünde bir oyuk takıldı. Hemen ağzımı çalkaladım. Dudakları çekiştirip, önce dişi, sonra deliği buldum. Çürümüş.

    Hakem penaltıyı vermiş. Gol kesin. Bari dedim, beraberliğe oynayayım; en kötü, az farkla mağlup olayım da, tur şansı ikinci maça kalsın. Dil okulunda, rahmetli Kyle Conroy'un Advanced Grammar sınıfından tanıdığım ve memleketinde (ama San Diego'dan 2.800 km uzakta olan Mexico City'de) diş hekimi olduğunu bildiğim Meksikalı kızı ("Kız" dediğime bakmayın. Ben 23 yaşındayım; o 29 yaşında) buldum. Durumu anlattım. "Daha rutin (6 aylık) kontrol zamanı bile gelmedi. Nasıl olur?" diye sordum. "Diş macununu, kullandığın, içtiğin suyun evsafını, yediğin yemeğin asit, şeker oranını değiştirirsen, böyle şeyler olabilir" dedi. Can havliyle, "Memleketinde diş hekimi olduğunu biliyorum. Ama Mexico City'de olduğunu da biliyorum. Acaba sınıf arkadaşlarından falan, Tijuana'da çalışan var mıdır?" diye sordum. "Ben haftasonları Tijuana'da diş hekimliği yapıyorum. Dil okulunun parasını oradan çıkarıyorum" dedi. Vallahi Allah gönderdi!

    Kız (Sarı boya saçlı, beyaz tenli. Ben zaten kumral, yeşil gözlüyüm. O zaman saç var; sakal yok) beni Cumartesi sabahı arabasıyla (California plakalı) yurttan aldı. Tijuana'ya götürdü. Dişlerimi muayene etti. 4 dolgu, 1 kanal tedavisi gerektirecek kadar berbat durumdaymışım. Ben dilimle çürüklerden yalnızca birini tespit edebilmişim. 7 seanslık işim varmış. Allah razı olsun; 7 hafta boyunca, beni her Cumartesi yurdun kapısından aldı. Tijuana'ya, Dra. Myrna Aguilar'ın ağız ve diş sağlığı polikliniğine götürdü. Dolguları kendisi yaptı. Kanal tedavisi için, endodonti uzmanına yönlendirdi. İşimiz bitince, Kuzeybatı Meksika'nın görülmeye değer yerlerine götürdü (ör: Rosarito Beach). (Ben polikliniğin terasında saatlerce kendisinin işinin bitmesini beklediğim için, o saate kadar kuruyan dolgular sağ olsun) Denemeye değer lezzetlerini tattırdı (ör: Sokak tezgahından fish taco, adını hatırlamadığım ünlü bir restorandan Meksika usulü steak). Sonra da getirip, yurdun kapısına bıraktı.

    Ömrümdeki ilk ve tek kanal tedavisini Meksika'da yaptırdım. Evveliyle, nasıl yapıldığına dair en ufak fikrim olmadığı için, İngilizce bilmeyen endodontist, çeneme, beni konuşamaz hale getiren uyuşturucuyu enjekte ederken; dişimi ortadan ikiye kesip, içini oyup, içine sinir ölsün diye zehir koyup, kapatırken; ertesi hafta açıp, ölü sinir parçalarını çıkarıp, kalan dokuyu mühürlemek için yakarken, üç buçuk atmadım değil. Ama 1. Amerika'da, tedaviden sonra geçirdiğim 3 yıl boyunca bir daha diş hekimi yüzü görmem gerekmedi, 2. Türkiye'ye döndükten sonra, olayı kendi diş hekimime anlattım; diş(ler)i kendi diş hekimime gösterdim; "Bundan daha iyi yapılamazdı" dedi. Panoramik ağız ve çene röntgeniyle de teyit etti.

    Aynı işi Amerika'da yaptırsaydım, bana maliyeti 4.000 Dolar olacaktı. (Tania olmasaydı) Canımı tehlikeye atıp, Meksika'da toplam 800 Dolar'a yaptırarak, 3.200 Dolar (zarardan) kar etmiş oldum (Yol masraflarını, aldığım bedava şoförlük ve tur rehberliği hizmetlerini, en önemlisi de, komple paketin "hayatı kolaylaştırma primi"ni saymıyorum bile). Allah Tania'dan razı olsun!

    Şimdi baktım. Dra. Myrna Aguilar da paranın nerede olduğunu fark etmiş. Bir yolunu bulup, muayenehaneyi Poway, CA'ya taşımış. Kendisine de hayırlı olsun...

    Üçüncü Anekdot: Bu, 2004'te Türkiye'ye dönüp, piyasada ayda 1.450 Lira'ya Satış Mühendisi, ayda 1.500 Lira'ya İthalat Müdürü, ayda 1.500 Lira'ya İhracat Müdürü olarak çalışıp, Türkiye'de bir halt olunamayacağını fark edip, kendi kendimi erken emekli ettikten sonra yaşanıyor (Aslında, bu iş hikayeleri de müthiş hikayeler ama, bırakın başlığı, maalesef forum kapsamına bile girmiyor). Sene 2009...

    Spora gittim. Antrenmandan sonra, çantamı omzuma asmış, spor salonundan eve yürüyorum. Hiçbir şeyden haberim yok. Eve vardım. Facebook'tan mesaj gelmiş. Orta Hazırlık ve Orta 1'de aşık olduğum kız, "Bugün evimin önünden geçtin. Balkonda kızımı uyutuyordum. Uyanmasın diye seslenemedim ama, müsait olduğunda bir kahve içelim mi?" yazmış. Kocasından boşanmış. Baba evine dönmüş. Ben evin önünden geçmişim falan... Kahveyi içtik. Devamı da geldi. Sırf o gün spora gitmiş olmam, çok uzun sürmemiş olsa da, güzel bir birlikteliğe vesile oldu. Orta Hazırlık ve Orta 1'den miras "içimde kalmışlık" son buldu.

    Amerika'da da buna benzeyen bir hikayem var ama, bende duygusal hiçbir iz bırakmamış olduğundan, benim için bir kıymeti yok. Doğal olarak, "şansımın yaver gittiği olaylar" listemde de değil. Üstelik, o bu kadar masum da değil. Onu buralarda kaleme almasam daha iyi 🙂

    Şimdi de, sırf Qualcomm'da 8.800 Dolar, dişçide 3.200 Dolar kar ettik; bir de, spora giderken kız arkadaş edindik diye, beni "şanslı" zannetmemeniz için, şansımın gerçekte nasıl olduğuna dair 3 örnek vermek isterim: Ben, normalde, ücretsiz staj yaptığı şirketten, 7. iş gününde kovulmayı (başlıkla ilgili olduğu için, birazdan detayına gireceğim); internette benimle yazışmaya başladıktan sonra, Facebook status'ını "How I Met Your Father" olarak değiştiren kızı elinden kaçırmayı; 13. denemesinde, green card çekilişini 38 bin küsuruncu sıradan kazanıp, onu da, bir virüsün dünyada 2,3 milyon insanı öldürüp, Trump'ın Amerika'ya başkan olduğu yıla denk getirmeyi başarmış / başaran / başaracak bir insanım. Yani, "Öyle şanslısın", "Böyle talihlisin" demeyin; külahları değişiriz 🙂

    Ömrümdeki tek kovulma hikayemi de anlatarak, paylaşımımı noktalayayım: Sene 2003. Okul bitmek üzere. Olursa iş, olmazsa staj arayışım sırasında, ama Qualcomm'dan önce, SMS.ac adında, pazara en hızlı giriş yapan şirket ödülü almış (Tabii, o zamanın şartlarıyla... Bugünün şartlarıyla kıyaslandığında, son derece ilkel) bir sosyal medya girişimine, sırf deneyim kazanmak için, ücretsiz stajyer olarak girdim. University Town Center'da, normalde patronun evi olan bir suite'in salonunda, SMS ve MMS üzerinden sosyal paylaşım yapılmasını sağlayan bir sosyal mecra yönetiyoruz. Ben Türkiye'deki partnerlerle ilişkileri yönetiyorum ( 2005'te, Türkiye'deki partnerde de işe girdim. O da fazla uzun sürmedi 🙂 ). Patronun (son derece fit), call girl fiziğinde (son derece fit), call girl isminde ("Brandi", with an "i") bir kız arkadaşı var. Abla, aynı zamanda, şirketin İş Geliştirmeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı. Gün içinde, sürekli, "Burada yeterince yerimiz yok", "Burada yeterince yerimiz yok" diye söyleniyor. 7. iş günümde işe bir geldim. (Müşteri İlişkileri Müdürü, Mali İşler Müdürü, Mühendislik Müdürü dahil) Şirketteki bütün şişmanların işine son vermişler. Ben stajyer olduğum için, bana para bile vermedikleri için, akşamdan beni arayıp, "Yarın hiç gelme" demeyi ihmal etmişler. Gittim. "Günaydın" dedim. "Kovuldun" dediler. Eve döndüm 🙂

    Şimdi baktım. Michael'la Brandi hala fit. Bruce hala şişman. Mali İşler Müdürü'yle Mühendislik Müdürü'nün isimlerini hatırlamıyorum 🙂

    Arkadaşım şansızlığına gülsem mi üzülsem mi bilemedim. İkisini de yaptım 😁
    Deneyim sahibi arkadaşları bekleriz der sahneyi onlara bırakırım.


  • Pazartesi yani 31 Mayis, ABD'de Memorial Day olarak adlandirilir (Her yil Mayis ayinin son Pazartesi) ve simdiye kadar gorev sirasinda hayatini kaybetmis olan silahli kuvvetler mensuplarina adanmistir. Ayni zamanda federal holidaydir. Resmi kurumlar kapalidir.

  • ⭐⭐

    harplerde canlarini kaybetmis askerleri saygiyla analim,hepsi ana kuzusudur... bizim buradada memorial day oluyor 11 inci ayin 11 inci gunu saat 11,00 de sabah,bir kac dakikalik saygi durusu oluyor.

  • ⭐⭐⭐

    Dün sabah iş yolunda;


  • @FreeWoRLD Yazik ya, carpilmistir karsi tarafta gecerken..

  • ⭐⭐⭐

    @MySea Karşı yol boşaldı sonrasında ama yinede bilmiyorum. Umarım sağ salim geçmiştir.


  • @FreeWoRLD, içinde söyledi: Amerika'daki ilginc deneyim ve gozlemleriniz

    Dün sabah iş yolunda;

    Iki tarafta ucuz atlatmis. Gecmis olsun.

  • ⭐⭐⭐⭐

    @kingocali, içinde söyledi: Amerika'daki ilginc deneyim ve gozlemleriniz

    Okul bitmek üzere. Olursa iş, olmazsa staj arıyorum. Sabahtan akşama kadar, internet başında, Yahoo Jobs senin, Monster benim (o zaman bunlar vardı), ilan kovalıyorum. Haftada bir, okulun kariyer ofisine uğruyorum. Bir gün "Bölümün de ayrı bir kariyer ofisi var. Oraya gittin mi?" dediler. "Haberim bile yok. Nerede ki o?" dedim; yerini öğrendim; gittim.

    İşletme binasının en üst katında bir oda var. Ortasında bir masa var. Üstünde bir dosya var. İçinde hep POP ve gerilla pazarlama elemanı arayan ilanlar var. H1 getirecek hiçbir şey yok. H1 getirecek işe kaldıraç olacak staj da yok. Tam küfredip kalkıyordum; dosyanın arka kapağına ters konmuş bir ilan olduğunu fark ettim. Neymiş diye baktım. San Diego'nun en büyük 15, Amerika'nın en büyük 500 şirketinden, Amerika'nın en çok tercih edilen ilk 400 iş vereninden (o zaman ilk 100'deydi) biri olan Qualcomm'da bir staj var. 3 aylık proje. Projenin sonunda, bir kereye mahsus 800 Dolar para veriyorlar. Hemen aradım. "Yarın gel, başla" dediler.

    Henüz mezun olmadığım, OPT'ye hak kazanmadığım için, profesörlerden birinden aldığım "Bu staj, bu adamın akademik gelişimi için gereklidir" yazısı ve okuldan aldığım özel izinle gitmem gerekiyordu. Tamamlar tamamlamaz gittim. İnsan Kaynakları'nda girişimi yaptılar. Masamı, bilgisayarımı, telefonumu hazır ettiler. İş başı yaptım. Haftanın iki günü gitmeye başladım. 10 - 15 gün sonra okul bitti. Müdürüme, "Okulum bitti. Yapacak başka işim de yok. Sizden, anlaştığımızın dışında hiçbir şey istemiyorum ama, tam zamanlı gelebilir miyim?" dedim. "Olur" dedi. Bir yandan OPT işlemlerini tamamladım; diğer yandan işe her gün gitmeye başladım. Yasal statümü kaybetmemek için, OPT evrakını İnsan Kaynakları'na gönderdim. Haftanın sonunda, İnsan Kaynakları'ndan çağırdılar. "Zaten zar zor bulduk. Bu iş de buraya kadarmış" dedim; kurbanlık koyun gibi gittim.

    İnsan Kaynakları'nda, karşıma Çin göçmeni bir abla çıktı. "İş veren olarak, bizim standartlarımız var. Sen mezun olmuşsun. Biz yüksek lisans mezunu stajyeri 3 ayda 800 Dolar'a çalıştıramayız" dedi. Ben "Kısmetimiz buraya kadarmış. N'apalım?" falan derken, "Biz sana ayda 3.200 Dolar vermek zorundayız. Kabul ediyor musun?" dedi. "Sen ciddi misin? Bunu gerçekten soruyor musun?" dedim. Çinli olduğu için anladı; gülümsedi; "Ama ben bunu sormak zorundayım" dedi. "Tabii ki kabul ediyorum. Sen deli misin?" dedim.

    3 ayda 800 Dolar için anlaştığım işten, 3 ayda 9.600 Dolar kazandım (Belki mezun olmadığım ilk 10 - 15 günden kesinti yapmışlardır. Orasını çok net hatırlamıyorum. Üzerinden 18 sene geçti). Bu vesileyle, Qualcomm'un (o zaman) neden en çok çalışılmak istenen ilk 100 şirket arasında olduğunu da öğrenmiş oldum.

    42 senelik hayatımda, şansımın yaver gittiği (yalnızca) 3 olaydan biri olması hasebiyle, bu anekdotun bende ayrı bir yeri vardır. Bu 3 olaydan biri daha Amerika'da başıma geldi. Uygun başlık altında yeri gelirse, onu da anlatırım.

    Ucu ucuna şanslı ve ucu ucuna şanssız çok anımız var böyle ama Tamamı Amerikan toprakları dışında geçiyor. Bazlıları sebebiyle mitçi olmakla suçlanmışlıklarım var. Amerikada da değişik anılar biriktirebilmek dileğiyle. Bi mantı yiyemedik be @kingocali Kasım sonu yine bi İstanbul yapmayı planlıyorum. Yerim dersen yap planını.

  • ⭐⭐⭐

    @TMG Tesekkurler


  • @FreeWoRLD Prince William Pkwy mi?

  • ⭐⭐⭐

    @Erdoğan-Çelik North Carolina Highway 16

  • ⭐⭐⭐⭐

    @FreeWoRLD, içinde söyledi: Amerika'daki ilginc deneyim ve gozlemleriniz

    Dün sabah iş yolunda;

    Yanılmıyorsam youtube kanalını kapatan özgür ile amerika mı amerikanın özgürü mü, bir arkadaş vardı, Virginia da yaşıyordu galiba, Ya o, Ya İdris usta, ya da o yoğun olarak youtube videosu izlediğim dönemde arada gördüğüm birinin videosunda, evlerin ardındaki ağaçlıkların arasından evin bahçesine kadar inip ot yiyen karaca-ceylan türü hayvancıkları göstermişti, kaçmasın diye sessiz sessiz konuşuyordu videoda. O gün bi daha bitmiştim Amerikaya..


  • @FreeWoRLD Ayni gun yolun solunda yatan sanssiz bir tanesini gormustum umarim sizinki daha sansli cikmistir


  • @ibrahimasar, içinde söyledi: Amerika'daki ilginc deneyim ve gozlemleriniz

    @FreeWoRLD, içinde söyledi: Amerika'daki ilginc deneyim ve gozlemleriniz

    Dün sabah iş yolunda;

    Yanılmıyorsam youtube kanalını kapatan özgür ile amerika mı amerikanın özgürü mü, bir arkadaş vardı, Virginia da yaşıyordu galiba, Ya o, Ya İdris usta, ya da o yoğun olarak youtube videosu izlediğim dönemde arada gördüğüm birinin videosunda, evlerin ardındaki ağaçlıkların arasından evin bahçesine kadar inip ot yiyen karaca-ceylan türü hayvancıkları göstermişti, kaçmasın diye sessiz sessiz konuşuyordu videoda. O gün bi daha bitmiştim Amerikaya..

    Idris usta 🙂


  • En guzel olaylardan birisi, kurumlarin genel olarak yapilan yorum ve sikayetleri dikkate almalari. Ben kopegimle hemen hemen hergun evin yakinlarindaki bir parkta yuruyus yaparim. Gecen gun gec saate kaldik, hava kararmaya basladi ve farkettim ki parktaki sokak lambalarinin 4-5 tanesi artik yanmaz olmuslar. Belediyenin ofisine email gonderdim. Ertesi gunu hemen ilgileneceklerine dair cevap verdiler ve kendilerine haber verdigim icin tesekkur ettiler. Daha ertesi gun yuruse gittigim de parktaki tum lambalar yaniyordu. Hemen ampulleri degistirmisler! 🙂

  • ⭐⭐⭐⭐

    @MySea, içinde söyledi: Amerika'daki ilginc deneyim ve gozlemleriniz

    evap verdi

    Buna benzer bir anı bende de var. Amerikada değil ama anlatmazsam yarılırım. Bulunduğumuz yer, yani dükkanımız Bodrum otogardan 100-150 metre kadar yukarıda.
    Bodrum - Bodrum otogardan sonra aşağı, çarşıya doğru inmeye başlayınca vücut buluyor. Bizim olduğumuz yer az sapa. Yaya trafiğinin az olduğu bir yer. Yazın saat 21:00 da hava kararıyor, bizim sokak lambaları 22:30 - 23:00 gibi yanıyor. Yüz metre aşağımız ışıl ışıl. Bizim taraf karanlık. Millet de ıssızda çarpılmayalım diye koşar adım geçiyor. Yazın akşam açık 2-3 tane esnafız. Sıra sıra belediyeyi arıyoruz, açtırana kadar uğraşıyoruz. Bakalım edelim diyorlar. Bir süre sonra açılıyor lamba. Onun da biri yanıyor biri bozuk.. En sonunda 153 den belediyeyi aradığımızda telefona cevap veren adam dedi ki kardeşim bizi ne arıyosunuz, o bölgelere elektiriği veren Aydem şirketini arayacaksınız. Başladık Aydemi aramaya. Bi karşı komşum arıyor, bir ben.. Zaten telefonu düşürmek imkansız. Mafya gibi bi şirket. İşine gelirse bakıyolar. Bi müddet de onlarla gördük işimizi. Ama saat 22:30 - 23:00 den önce halledemiyoruz. O saatten sonra da müşteri kalmıyor. Artık yaz bitmek üzere, sezon bitti bitiyor. hava daha erken kararmaya başladı. Bizim lambayı da 21:30 gibi yaktırtmaya başladık. Ama artık Aydem de bizi fırçalamaya başladı. En sonunda akıllı zeki bi çocuğa denk geldim. Dedi ki, abi, biz belediyeye elektriği veriyoruz, lambaların yakıp söndürmesi onların elinde. Adam bizi başından sallamış ama iş gene belediyede bitiyor. Ulan bunda bi iş var. Hava erken karardıkça lambalar da erken açılıyor ama hava karardıktan sonra yaklaşık 2-2,5 saat sonra yanıyor. Kalktım belediyeye gittim. Aydınlatmayla ilgilenen birimi buldum. Birim bi sekreter bi amir bi masa iki sandalyeden ibaret. Sekreterden zor zahmet geçip amire ulaştık. Anlattık derdimizi.

    Arkadaş, sokak aydınlatması aha bu eski bilgisayardan ayarlı otomatik açılıp kapanıyo ışıklar, Ben bişeyini ellemiyorum bozulur diye. Galiba bilgisayarın saati geri. Böyle idare ediyoruz dedi.

    Ben bişe diyemeden çıktım. Diyecek bişe kalmadı zaten. Neyse ki sonra herhalde yeni belediye başkanı gelince o birimin başına işi bilen birini getirdiler. Aydınlatmalar normale döndü, çalışmayan lambalar yapıldı. Bu yaz tüm direk ve lambalar değişti, beyaz ledli güzel bir aydınlatma sistemi takıldı. Işıl ışıl oldu cadde.


  • @MySea, içinde söyledi: Amerika'daki ilginc deneyim ve gozlemleriniz

    En guzel olaylardan birisi, kurumlarin genel olarak yapilan yorum ve sikayetleri dikkate almalari. Ben kopegimle hemen hemen hergun evin yakinlarindaki bir parkta yuruyus yaparim. Gecen gun gec saate kaldik, hava kararmaya basladi ve farkettim ki parktaki sokak lambalarinin 4-5 tanesi artik yanmaz olmuslar. Belediyenin ofisine email gonderdim. Ertesi gunu hemen ilgileneceklerine dair cevap verdiler ve kendilerine haber verdigim icin tesekkur ettiler. Daha ertesi gun yuruse gittigim de parktaki tum lambalar yaniyordu. Hemen ampulleri degistirmisler! 🙂

    Türkiyede de yanmayan sokak lambaları 24 saat içinde onarımı yapılmıyorsa 2017 de yanmayan lamba başına 500 TL kuruma ceza kesilmesi için yasa maddesi çıktı. Bu gün bu ceza miktarı artmış olmalı.

    Ayrıca elektrik dağıtım kurum dışında e devlet üzerinden de Aydınlatma Şikayet Başvurusu ve Takibi yapılabilmektedir.
    Bizim şehir dışında oturduğumuz sokakta lambaların çoğu yanmıyorken bu yasa çıktıktan sonra bir kez müracat sonrasında hepsi yanar hale getirildi.Hala sorunsuz bir şekilde çalışıyorlar.

    Ben asıl sizin oralarda sokak lambasının onarılmasına değil, o lambaların yanmadığını biri uyarmadan önce rutin kontrol edilip onarmamalarına şaşırdım.


  • @ibrahimasar, içinde söyledi: Amerika'daki ilginc deneyim ve gozlemleriniz

    Ucu ucuna şanslı ve ucu ucuna şanssız çok anımız var böyle ama Tamamı Amerikan toprakları dışında geçiyor. Bazlıları sebebiyle mitçi olmakla suçlanmışlıklarım var. Amerikada da değişik anılar biriktirebilmek dileğiyle. Bi mantı yiyemedik be @kingocali Kasım sonu yine bi İstanbul yapmayı planlıyorum. Yerim dersen yap planını.

    İnşallah! Allah gönlüne göre versin abicim.

    15 kere çekilişe başvurduk. 14'ünde çıkmadı. Gidemedik. 13.de çıktı. Önce virüs, sonra Trump, sonra Biden taş koydu. Gidemedik. Dava açtık. Kazandık. Hakim 2.250 kişi için 481 vize rezerve etti. Gidemedik. Bu saatten sonra Amerika'da anı biriktirebileceğimi zannetmiyorum kendi adıma. Bu aralar bırak evi, yataktan çıkma gereği bile duymuyorum valla. Foruma bile bugün tesadüfen baktım. Sen benim yerime de ye; sana afiyet şeker olsun abicim. Bu vesile ile, mantı üstadımızın da ellerinden öperim.


  • @kartalveat Bu konuda haklisiniz. Normalde bu parklarda haftanin belirli gunlerinde calisanlar vardir. Cimleri keserler, cop kutularini bosaltirlar, kislari kar temizlerler falan...

    Ama tahminimce aksamlari hava kararmadan ayrildiklari icin lambalara dikkat etmemis olabilirler. Yinede islerinin bir parcasi da bu olmali.


Benzer Başlıklar

Forum kurallarına uymayan veya forum düzenine aykırı davranan üyeler uyarılmadan forumdan çıkarılabilirler. Özellikle gereksiz yeni başlık oluşturacakların dikkatine!

137
Çevrimiçi

39.8k
Kullanıcı

5.7k
Konu

418.2k
İleti


| | | |

Powered by NodeBB | Copyright © 2023 Yesilkart Forum