Üyelik oluşturma ve foruma giriş konusunda sorun yaşayan üyelerimiz [email protected] adresine email gönderebilirler!

Amerika'ya büyük umutlarla gelip mutlu olamamak


  • @eesra sunu da ekleyeyim calisan emeginin karsiligini da fazlasiyla aliyor. Turkiye'de durust bir sekilde bir seyler yapmaya calisiyorsaniz rekabet etme basarma sansiniz da yok!


  • @YollardakiAdam ah ah söyleyecek o kadar çok şey var ki ama neyse yorulduk artık gerçekten yordular hiç olmazsa diyoruz ki artık bari biz gördük mücadele mücadele bir yere varamıyorsun çocuklar için zaten hiç bir sebep olmasa bile sırf çocuklarım için🙏☺


  • ABD'de is konusunda firsat her zaman var. Ilk gelenler icin eger dil ve egitim durumu yeterli degilse, belirli bir alanda onceden bir kariyeriniz yoksa, delivery yaparsiniz, restaurantta bulasik yikarsiniz, burgercide patates kizartirsiniz, oto yikamada araba yikarsiniz, tamircide lastik degistirirsiniz, baskalarinin kopeklerini bile gezdirirsiniz ama bir is mutlaka bulursunuz. Fakat asgari ucret tabir edilen minimum wage civari bir geliriniz olur. Zamanla is tecrubesi arttirarak ve calisacaginiz alana gore egitim takviyesi yaparak, daha iyi isleri bulursunuz. Cok fazla korkacak ve kafada buyutup bunalim takilinacak bir durum yok bence. Kacaklar ve turist vizesiyle gelenler bile is bulup calisabiliyorlarsa, yasal oturumlu, greencardli olanlarin onunde hicbir engel yok. Tek engel aslinda siz kendinizsiniz!


  • @MySea Aynen bende onu diyorum açıkçası benım bir mesleğim yok yanı oarada yapacağım türkiyede polis memuruyum bana bir faydası yok orada - keşke farklı bir tecrübem olsaydı diyorum .

    Yapacağım işler Mysea dediği gibi işler öncelikle ilk 3 yılı gözden çıkardım sadece elime kiramı ve yemek ve arabamı verecek zorunlu giderler geçse yeter - 3 yıldan sonra bir şeylerin yerine oturacağını düşünüyorum .

    Çıkarsa bakalım bu yılda bekleyeceğiz .


  • @MySea eğer greencard çıkarsa bende arkadaşlarımin yanına delawer glascow a gelmeyi planlıyorum eyalet iş ve iklim açısından nasıl paylaşırsanız sevinirim.


  • @Tongel Glasgow kucuk bir semt. Biz daha once orada 2 yil kadar yasadik. Zaten Delaware kucuk bir eyalet, o yuzden neresinde yasadiginiz cok bir onemi yok.

    Is konusu ne is yapmak istediginize bagli. Glasgow'da degisik firmalarin oldugu bir bolge var, labor office de orada. Oradan is bulunabilir. Ayrica Siemens'in fabrikasi var. Yine yakin mesafede Dupont'in fabrikasi var. Sahibinin Turk oldugu Troy mermer sirketi var.

    Bu arada orasi Maryland sinirina cok yakin. O taraflardada is bulunabilir.


  • @serkanist Yani, gideceğin yer de New Jersey. Ben olsam, Paterson Emniyet Müdürü'ne uğrar, bir şansımı denerdim 🙂 (Bkz. Chief of Police)

    http://patersonpd.com/contacts.html


  • @kingocali, içinde söyledi: Amerika'ya büyük umutlarla gelip mutlu olamamak

    @serkanist Yani, gideceğin yer de New Jersey. Ben olsam, Paterson Emniyet Müdürü'ne uğrar, bir şansımı denerdim 🙂 (Bkz. Chief of Police)

    http://patersonpd.com/contacts.html

    Dedektiflik isi de olabilir. Bu alanda calisan ozel dedektifler var. Genelde private investigator diye geciyor. Saatleri ortalama $50 bucks.

    https://www.angieslist.com/research/private-investigator-services/


  • @MySea Şimdi spotları @serkanist 'in kariyerine çevirmiş olmayalım ama, kelime seçimlerinden benim edindiğim izlenim, kardeşimin "Yok, benden olmaz" diyeceği yönünde. Kendisi karar verecek tabii. İnşallah olur. "Serkan P.I."... Yakışır kardeşime... 🙂

    Off-duty polislerin yaptığı bir takım güvenlik işleri var (Stratejik önemi olan bir takım özel şirketlerin, öğrenci yurtlarının güvenliği gibi. "Rent-a-Cop" şakası da oradan geliyor). Benim yaptığım, saati 7 Dolar'lık maç / konser güvenliğinden daha kalifiye iş. Özel dedektifliği beğenmezse, o olabilir. İlk yardım sertifikası alıp, saatlik ücretini arttırabilir. Trafik yönetimi sertifikası alıp, Noel öncesi gibi yoğun dönemlerde, şehir merkezinde festival gibi yoğun yerlerde polise yardımcı olabilir (talep, güvenlik şirketine, polis departmanından geliyor). Onun saatlik ücreti biraz daha fazla. İngilizce işini de çözdükten sonra, supervisor olur. Command post'a, telsiz başına geçer. Ekip yönetir.

    Yine, pek silahlı görev yaptığı izlenimi edinmedim ama, silahlarla arası iyiyse, gereken izinleri aldıktan sonra, silahlı güvenlik olur. Daha da fazla kazanır.

    Silahlarla arası çok iyiyse, pratik becerisi yüksekse atış eğitmeni, mekanik becerisi yüksekse gunsmith olur. İngilizce'yi geliştirip, biraz da sunum becerilerini keskinleştirdi mi, polislik geçmişini rekabet üstünlüğü olarak kullanıp, bu alanlardan da iyi ekmek yiyebilir.

    Başka başlıklar altındaki paylaşımlarından sporcu olduğunu biliyoruz. Hangi sporun sporcusu olduğunu bilmiyoruz. Dövüş sporlarıyla arası iyiyse, bunların eğitmenliğinden de ekmek yiyebilir. Tabii, bunun için de biraz dil ve pazarlama becerisi lazım.

    Amerikalı, asker ya da polis olduğu zaman, onu yalnızca karnını doyurduğu bir araç olarak görmüyor. Ağırlık çalışıyor. Dövüş sporları çalışıyor. Atış çalışıyor. Mesleğiyle ilgili alanlarda kendini geliştiriyor. Sözleşmesi bittikten sonra, silah meraklılarına, güvenlik görevlilerine, polislik sınavına hazırlananlara, vs ders veriyor. Sözleşme sonrası işi hazır oluyor.

    Bizde ise, yalnızca düzenli aylık maaş alma aracı (özel sektörde çalışsan, onu da alacağın garanti değil, malum) olarak görülüyor. Devlet sicilini parlak bulup, bir derse / kursa göndermediği sürece, kimse kendisine yatırım yapmıyor. "Al, poligona git; bunların hepsini at" diye devletin kendisine verdiği (özel harekatçılara verdiğini biliyorum; diğer şubelerden emin değilim) fişekleri atıp, atış becerilerini formda tutmak yerine, gidip, o fişekleri birilerine satıyor. Emekli olan, profesyonel apartman yöneticiliği falan yapıyor. Kardeşim de "Mesleğim yok. Polis memuruyum" yazdı. Vallahi çok üzüldüm (Zira, ben de aynı durumdayım. Ama benim hakikaten "şuyum" diyebileceğim bir mesleğim yok). Aslında, filmlerden fırlamışçasına ideal bir poliste olması gereken becerilere yatırım yapmış olsa (Adam 36 yaşında. Hala çok geç değil. Green card'ın da ne zaman çıkacağı belli değil. Keşke şimdi yapmaya başlasa), polislik geçmişini iyi pazarlayarak, ne paralar kazanılabilir Amerika'da (Daha önce, SAT komandoluğu ile ilgili bir başlık altında da, benzer görüşler dile getirmiştim. Kısmen destek de bulmuştu. Beni bu sonuca ulaştıran düşünce silsilemi, o başlık altında, daha detaylı okuyabilirsiniz)...


  • Bende Kıbrıs’ta polis memurum. Şayet kazanırsam ABD’de polis memuru olamaz miyim? Hakan diye biri var polis memuru. Ve bulunduğu eyalette gc olması yeterli


  • @omondoles Ben ilgili eyalette şartları sağlıyorsanız olursunuz diyorum. Velev ki an itibariyle sağlamıyor olun; vatandaş olana kadar idare edersiniz; vatandaş olduktan sonra başvurursunuz. Paterson Emniyet Müdürü, bildiğim kadarıyla, naturalized citizen.


  • Turkiye'de is bulmaktan daha zor değil anladigim kadariyla. Asıl merak ettiğim bir işte çalışabilmek için ingilizcenin yeterliliği. Buradan giden insanlar bir an önce is bulma derdine düşüyor fakat ingilizce konusundan hiç bahsedilmiyor. Bir şirkette çalışmak isteyen bir insan ingilizce konuşabilmek için nasıl bir süreçten geçiyor?


  • @kingocali abi @MySea Dostlarım abilerim kardeşlerim... 2014 den bu yana amerikaya 3 defa gittim ve en son geçen yıl gidip 3 ay kaldım.

    Benım gördüğüm şu şekilde , hiç bir yardım almaksızın ortalama 3 yılda anca kendine gelirsin diye düşünüyorum ,yeni bir ülkede ama tanıdık akraba abi kardeş olsa o çok farklı ,enerjimi açıkçası sadece dil kursu ve ortama ayak sağlamak alsa ve kendimi @kingocali dediği gibi konularda geliştirsem işler farklı olur bunun farkındayım ,ama benim hayatımı kazanmak ve hayatta kalmam lazım, o yüzden beni AŞAR dememın sebebide bu ,

    Bu arada polisliği aktif bir şekilde yapıyorum masa başa değil yanı aşayiş'de çalışıyorum hem teknik ham adam almada adam bulmada iyiyizdir yani:) ama bu işi bıraktıktan sonra başka ülkede yapmak istermiyim öyle bir şans gelse bile HAYIR 🙂 ama baktım issizlik ve aile var ne olursa yapacağız artık. 😕 ailem için.

    36 yaş bu yaştan sonra ZOR, iş zor değil ben istemediğim için ZOR , ben kendimi ticaret konusunda geliştirmek istiyorum zaten yapmak istediğim şeyleri belirttim çıkarsa kendime ortalama 10 yıl verdim ve belli bir miktar para biriktirmek ve o süredede güzel temiz sağlıklı bir yaşam sürmek istiyorum:) bir kaç hobim var spor yüzme orta halli kamp gibi şeyler, bunları düzenli yapıyorum şükürler olsun, ama orada bazı şeylere ulaşmak daha kolay olduğundan bisiklet motor gibi şeyleri yada kayak gibi şeyleri denemek isterdim burada ulaşmak ve yapmak zor .

    Herneyse , ortalama usa da bir polis memuru orta halli yaşar diye düşünüyorum hatta geçen bir arkadaşımız güzel video yayınladı oradaki bir türk abimiz sanırım rütbece müdürdü orada gerekli bilgileri vermişti bizlere .

    video şu :

    türkiyedeki polislerin sorunları toplumla olan ilişkileri ve gelecekleri durumları emeklilikleri eğitimleri içerde ve dışarda olan olayları açıkçası farklı bir konu hiç birine değinmek bile istemem toplumla iç içe olunca ilk göze batan sen oluyorsun iyi yada kötü 😕

    bu mesleği 12 yıldır yapıyorum isteyerek girdim pişmanıyım evet ama türkiye şartlarında yinede iyi , ama bir gün usa gideceğim şansı olsa dediğim gibi benı kurtarmıyor bir tır söförü yada bir iş makinesi kullanmayı bilmek isterdim beni ciddi kurtarırdı ama polislik sanmıyorum 😕

    tek faydası girişte sınır polisine polis olduğumu söylemek oldu söylemiştim yani - sanırım sadece benım elimi sıktı ve gideceğim adrese nasıl gideceğini biliyormusun dedi bana yoksa kalkıp yol gösterecekti bende arkdaşım gelip benı alacak demiştim 🙂

    ama usa da Asker yada polis faydaları belli yaş sınırları olmaması Biraz yüksek sanırım yanı esnek olması ek faydalarının buraya göre çok olması sanırım polislerin ve askerlerin sigortaları full ortalama başlangıç maaşları en kötü 3000 dolardır diye düşünüyorum .

    ne desek boş - kul görecek

    hepinize teşekkür ederim

    hepimiz iyi olalım mutlu olalım sağlıklı olalım mutlu olalım 🙂

    selamlar saygılar.


  • En basta bunun bir surec oldugunu unutmamasi lazim gelen insanlarin. Kisa sure icerisinde buyuk bir ziplama beklemek hayal kirikligi yaratir. Bir cok etken var, bunlar dil, aile baglari, bekar ya da evli olma durumu, sermaye, gecerli meslek, hayattan ne beklediginiz vs. ilk geldigimde bende buyuk hayal kirikliklari yasamis biri olarak surecte size yardimci olabilecek seyleri toplamak istedim.

    Yani geldiginiz zaman 1-2 ya da 3-5 yil icinde su noktaya gelebilirim demek icin bir cok faktor var. surec herkes icin farkli isliyor, onun icin ilk basta baskalarinin tecrubelerinin sizi negatif ya da pozitif etkilemesine izin vermemelisiniz.

    bekar bir insan gundelik islerde calisip istediklerine sahip olabilirken, evli ve cocuklu bir insan bunlar icin cok zorlanabilir. ya da ayni sekilde meslegi ve dili olmayan bir bekar insan cok zorluk cekerken, gecerli bir meslege, dile hakim bir insan icin hayat cok daha kolay olabilir.

    Genelleme yapmak bence cok yanlis olur, cunku kita buyuklugunde ve farkli eyaletlerden (devletlerden) olusmus federal bir ulkeden bahsediyoruz. kanunlar, yasam sekilleri, kazanclar, sektorler, insanlar vs. hersey degisiklik gosteriyor, iki eyalet arasinda iklim bile farki olabiliyor.

    eksisozluk'te konu ile ilgili bir paylasim yapmistim, belki burada arastirma yapan arkadaslar icin faydali olabilir diye paylasmak isterim.


    oncelikle belirtmek isterim ki youtube vb. mecralarda paylasim yapan insanlar yanlis soyluyor ya da yonlendiriyor gibi ithamlarda bulunmuyorum. herkes kendi dogrusunu, kendi standartlarini yasiyor. fakat insanin hesap etmedigi seyler cikabilir karsisina ve bu onun planlarini olumsuz yonde etkileyebilir. hic kimse sizin referansiniz olamaz ve olmamali, cunku siz ozelsiniz 🙂

    sizin sartlariniz, bilgi ve birikiminiz herkesten farkli. sosyal yonunuz ve insan iliskileriniz herkesten farkli. girisimciliginiz, deger yargilariniz, esprileriniz, muzik zevkiniz, onem verdiginiz seyler herkesten farkli.

    simdi gelmeden once kim oldugunuzu iyi bir sekilde analiz etmeniz lazim.

    1. ogrencimisiniz, bekarmisiniz, evli ve cocuklumusunuz, evli ve cocukluysaniz esinizin gecerli bir meslegi var mi ve cocuklariniz okul caginda mi gibi.

    2. mesleginiz, mesleginizdeki tecrube ve deneyiminiz ile ingilizce bilginiz.

    3. hayattan ne beklediginiz, aile iliskileriniz ve nereden, kac yasinda ne sartlarda amerika'ya tasinmak istediginiz.

    birinci madde cok onemli, cunku kazancinizdan kesilecek vergi, market alisveriniz, cocuklarinizin okul caginda oldugunu varsayarsak, iyi okullara yakin bir bolgede daha yuksek maliyetli bir bolgede yasamaniz gibi giderinizi etkileyen kalemler olacak.

    misal x eyalette, bekar biri olarak ortalama bir semtde 900-1200 dolar arasi guzel bir apartman dairesi tutabilirsiniz. eger ogrenci olarak geldiyseniz ev paylasabilirsiniz bu da size yine ortalama olarak 300-500 dolar arasi maliyet cikarir. eger evliyseniz ve 2 cocugunuz varsa en az iki oda ve okullari iyi bir semte apartman dairesi tutacaksaniz, bununda size maliyeti 1400-2000 dolar arasi olur aylik. (rakamlar x eyaleti icin verilmistir.)

    ev konusunda detayli bilgilere zillow gibi sitelerden ulasabilirsiniz. yasamak istediginiz eyalet de ev ya da apartman dairesi arayip, detay sayfasindan cevresindeki okullara, suc oranlarina demografik verilerine bakabilirsiniz. okullar icin daha detayli bilgi almak icin ise great schools adresini kullanabilirsiniz.

    market alisverisine gelecek olursak yine ayni sekilde sizin medeni durumunuz icin degisiklik gosterecektir. ornegin ogrenci bir arkadas tek kisi icin aylik 150-350 dolar arasi degisirken, evli ve iki cocuklu bir aile, cocuklarin yaslari, almak istediginiz urun kalitesi (bim veya migros gibi.) bir suru etkene gore degisiklik gostermekte ve 1000 dolarlara kadar cikmaktadir.

    suradan amerikan tarim bakanliginiz haziran 2020 arastirmasina bakabilir kendi butcenizi planlayabilirsiniz. ya da bu isi kendim yapacagim derseniz ucuz ve pahali marketlerin web sitelerini inceleyebilir, aylik mutfak alisverisiniz icin sepet olusturabilir ve toplam rakami gorebilirsiniz. ucuzdan pahaliya dogru; aldi, lidl, walmart, costco, wegmans, whole foods gibi.

    faturalara cok girmiyorum cok asiri bir rakam oynamasi olmuyor. su, elektrik, gaz gibi giderlerde cok buyuk rakamlar oynamiyor ve fiyatlari uygun genellikle.

    saglik sigortasi cok ayri bir konu. evet cok sorunlu bir sistem burda, ama yine sizin geliriniz, gideriniz, calistiginiz sirket, bulundugunuz eyalet ile ilgili cok farkliliklar gosteriyor. kisaca anlatacak olursak eger cok dusuk geliriniz varsa, federal hukumetin medicaid programina katilabilir, bulundugunuz eyalette bulunan universite hastanelerinin saglik programlarina uye olabilir, cevrenizde dusuk ucretli poliklinik arastirabilir, ya da calistiginiz yerin size verdigi saglik hizmetinden uygun fiyatla yararlanabilirsiniz. sikinti ceken arkadaslarin cogunlugu arastirmadigi icin bilmiyor, ya da acip internetden surekli en kotu orneklere bakip dertleniyor. dedigim gibi dort dortluk degil ve cok eksikleri var fakat cok uc orneklere girmezseniz cok sikinti cekmeyeceginizi soyleyebilirim. (dis konusu haric.)

    internetde cok uc ornekler veriliyor saglik sistemi ve evsizler icin fakat ufak bir google aramasi ile saglik ve evsiz sorunun dunyada genel bir sikinti oldugunu gorebilirsiniz. bugun turkiye'de siz gormeyebilirsiniz fakat 70 binden fazla kisi sokak yasiyor. ayni rakam almanya'da 650 bin kisi. amerika'da ise son rakamlar 600 bin civari. tum dunyanin istatistiklerine suradan ulasabilirsiniz. nufuslara gore oranlayacak olursaniz hic biri birinden iyi degil. gelismis ulke demek tum sorunlarini cozmus ulke olmak demek degildir, gelismislik icin yuzlerce farkli kalem var. ornegin surada goreceginiz uzere yasam kalitesi acisindan dunyada 15. ulke konumunda. danimarka birinci ulke gorunuyor, fakat bu demek degil ki siz danimarka'da cok daha rahat bir hayat yasayabilirsiniz. danimarka ulus bir devlet, siz her zaman bir yabanci olursunuz, danimarkaca ogrenmeniz sart olabilir, is imkanlari kisitlidir, tek kulturdur, ev fiyatlari cok ucuktur, ya size uyar ya uymaz alternatifi yoktur vs. gibi. bu sizin yeni kuracaginiz hayatinizda ne istediginiz ile ilgili. olaya toplam olarak bakmak onemli. bir ulke size ne sunuyor adalet, hukuk, alim gucu, is yapma kolayligi, insan iliskileri, ev kalitesi, egitim, turkiye'ye uzakligi vs. gibi bir cok kalemde ortak bir nokta, sizin icin onemli olanlarini bulup ona gore hareket etmeniz gerekiyor.

    maaslar konusu tabiki cok goreceli ve degisken bir konu. tecrubeniz, egitiminiz, yasamak istediginiz eyalet, sehir, sirket gibi bir cok etkene gore degisiklik gosterecektir. mesleginiz ile ilgili ortalama maaslari ogrenmek icin payscale, salary.com ve glassdoor gibi sitelerden faydalanabilirsiniz.

    maas skalanizi ogrendiniz diyelim, simdi vergi konusu var. suradan burut maasinizin vergi kesintisini ve elinize kalacak net maasinizi hesaplayabilirsiniz. (ben kaliforniya icin link veriyorum, siz siteden istediginiz eyaleti secebilirsiniz.)

    mesala 100bin dolar yillik brut maas alan evli biri icin, kaliforniya icinde eline gececek net rakam 77.300 dolar. eger bekar biriyse bu rakam 68.400 dolara dusuyor. hesaplarinizi bunlara gore yapin. ornegin ayni denklemde texasda 100bin dolar maas alan, evli birinin eline 82.000 dolar geciyor.

    burada her eyaletin farkli bir ulke gibi yonetildigini unutmayin. oregonda satis vergisi yokken, kaliforniyada cok yuksektir. ya da texasta emlak vergisi cok yuksek iken, florida'da dusuktur. bunlari da goz onunde bulundurmak gerekiyor. ileriye donuk planlariniz varsa eger, calisacaginiz ve emekli olacaginiz eyaletleri secmeniz gerekli.

    yine ayni sekilde bir ya da iki adet arabaniz mi olacak, bunlarin sigortalari, benzin ve bakim giderleri ne olacak, bunlari da hesaba katmaniz gerekir. 1000 dolara araba var, evet fakat eger buyuk sehirde yasamayacaksaniz ve toplu tasim, metro vs. yok ise araba sizin atiniz gibi olacak. (vahsi bati kulturu) masraf cikaran bir araba edinmek istemezsiniz. cunku iscilik pahali, herkes emeginin karsiligini gorece olarak aliyor. arac icin ise truecar, autotrader ve carfax sitelerinden bilgi sahibi olabilirsiniz. yada carmax gibi ikinci el fakat garantili satis yapan yerlerden bakabilirsiniz.

    ikinci maddemiz ise mesleginiz, tecrubeniz ve ingilizce bilginiz. (ayrica giriskenliginiz.) unutmayin ki ingilizce cok onemli, oraya gittigimde nasil olsa ogrenirim diye dusunmeyin, bu en azindan 2 senenize mal olabilir ve bu surecte zorluklar yasayip, sikilabilir ve geri donmeyi dusunebilirsiniz. en azindan bir a2, b1 seviyesinde konusup, anlasiyor olmaniz gerekiyor. bunlarin alt seviyesi ingilizce ile olmaz mi? olur fakat mesleginizi yapamayabilirsiniz. lyft olur, uber olur, yemek dagitimi isi olur, garsonluk olur bunlarla gecinebilirsiniz. ama basta dedigimiz gibi bu sizin ogrenci, bekar, evli vs. ve hayattan ne beklediginiz ile ilgili.

    mesleginiz gunumuz sartlarinda ve amerika'da gecerli bir meslek mi? yani bir yazilimci iseniz herkesten cok cabuk is bulabilirsiniz. ama cok iyi bir avukat, doktor, insaat muhendisi olmaniz burada hemen is bulmaniz manasina gelmiyor. cogu meslekte sertifakasyon ve ikinci kez egitim gerekebiliyor. oz gecmisinizde uluslararasi firma deneyiminiz yoksa eger, turkiye'de cok bilinen bir sirkette on sene bile calismis olsaniz amerikalilar icin bir sey ifade etmiyor. turkiye'de ki sirketleri bilmeyebilir, tanimayabilirler.

    cok iyi bir yazilimcisiniz diyelim, fakat tecrubeniz cok az, sizin hemen silikon vadisinde dev bir sirkette ise gireceginizin garantisi yok. yeri gelmisken burada is gorusmelerine de kisaca deginmek lazim. turkiye'de ki kadar kisa surede tamamlanmiyor. once sizinle on gorusme yapiyorlar telefon ile, sonra teknik bir kisi sizinle ikinci gorusmeyi yapiyor, sonra ekiple goruntulu gorusme yapiyorsunuz ve size sorular ve problemler soruyorlar. ondan sonra sizi merkeze davet edip uygulamali teknik mulakatlar yapiliyor. hepsiniz olumlu olarak sonuclandirirsaniz bile hemen size yarin gel basla denmiyor. size teklif gonderiliyor, pazarliklar donuyor vs. gibi. ayrica bu surec turkiye'de ki gibi hizli islemiyor maalesef. cok agirkanlilar (bu her konuda boyle, bunada alismaniz lazim, kostur kostur bir is kulturu yok.) ve bazen tum bu surec 2-3 ayi bile bulabiliyor. sizinle birlikte 20-30 bazen 50 kisiyle gorusmeler donebiliyor. bunlari goz onune almaniz gerekiyor. ornegin benim profesyonel manada ilk isimi bulmam 6 ay surdu, bir diger arkadasimin 2 seneyi bulurken, baska bir arkadasim amerika'ya gelmeden once isini bulmustu.

    belki yatirimci olarak gelmeyi dusunuyorsunuz ve maddi durumunuz iyidir. bu asamada her sey cok farklilik gosterecektir. maddi ve manevi olarak ayaga kalkana kadar sizin dayanma gucunuz ile alakali bir durum.

    burada da emeklilik durumlari mevcut, maasinizdan kesintiler oluyor emekli oldugunuzda ayni turkiye'de ki gibi bir emekli maasiniz oluyor. ya da iyi bir sirketde calisiyorsunuzdur 401k denen bizim ulkemizde bireysel emeklilik olarak gecen programi uyguluyordur. sizin katki yaptiginiz kadar, sirketde katki yapiyordur emekliliginiz cok da rahat gecer gibi gibi... bunlarin hesaplarini cok kesin olmamakla birlikte su ve su adreslerden yapabilirsiniz. yine ayni sekilde 401k icin su adresi kullanabilirsiniz.

    ucuncu maddemiz ve bana gore en onemi madde sizin kim oldugunuz, hayattan ne beklediginiz, aile iliskileriniz ve nereden geldiginiz ile ilgili.

    eger turkiye'de ufak bir sehirden burada ufak bir sehire geliyorsaniz bir eksiklik hissetmezsiniz, fakat nisantasindan alabamanin bir bolgesine tasinirsaniz sikinti cekebilirsiniz ve amerika'dan nefret ederek ulkenize geri donmek isteyebilirsiniz.

    ayni ornek herhangi bir amerikali icin de gecerli. ornegin bir amerikali los angles'dan yozgat'a, erzurum'a vb. tasinip, ingilizce ogretmenligi yaparak gecinmeye calissa, aksamlari saat yedide marketler kapansa, yazlari sort giyemese ve hic ulkeyi gezmeden amerika'ya donse cevresine ve arkadaslarina farki anlatacaktir deneyimlerini. (yozgat ve erzurum ornegi icin burali arkadaslardan ozur dilerim) ya da bu amerikali arkadasimiz istanbul'da beykoz, tarabyada yasasa ve tatillerinde bodrum, marmaris, kapadokya gezse sonra ulkesine donse, turkiye'nin ne kadar harika bir yer oldugundan bahsedecektir.

    tasinacaginiz bolgeyi ve eyaleti arastirirken faydalanabileceginiz guzel bir kaynak olarak niche'yi onerebilirim. cok detayli demografik veriler, okullar, cevrede bulunan alisveris merkezlerine kadar bilgi sahibi olabilirsiniz. okullar icinde her zaman puanlara takilmamak gerekiyor. istatistiki olarak dogru veriler olsa bile, her sistem sizin cocugunuz icin uygun olacaktir diye bir kaide yok. puani dusuk ve daha sicak bir ortamda cocugunuz daha basarili olurken, asiri baski ve disiplinli bir ortamda okuldan soguyabilir.

    sonra aile iliskileriniz, kalabalik bir ailemisiniz, surekli ve duzenli olarak akrabalariniz ile gorusuyormusunuz. arkadaslariniz sizin icin cok mu onemli. bunlara erisemeyeceginizin bilincinde olup ona gore karar vermeniz gerekiyor.

    bunlarin hepsinin disinda cok dile getirilmeyen seyler var. surekli 1000 dolara arabalar ornegi veriliyor, fakat gelir gelmez kimse size sifir pesinat ile yeni arabayi 0 faizle 60 ay geri odemeli vermez. telefon hatti actirdiginizda sizden depozito istenir, ev tutmak istediginizde sizden bazen bir yeri gelir iki aylik kira depozito isteyebilirler. neden? cunku kredi skorunuz sifir. bebek gibi, cillop gibi yeni bir hayata basliyorsunuz. adamlar sizin bilgilerinizi sorguladiklarinda koca bir sifir gorecekler. ehliyetiniz yeni oldugu icin ve kaza gecmisinize ulasamadiklari icin sigortaniz daha yuksek olacak. tum giderleriniz burada 3-5 yil yasayan birine gore iki-uc kat fazla olacak. bu surec genellikle bir-iki yil icinde duzeliyor, dikkatli davranirsaniz. yine surada konuyla ilgili turkce olarak detayli bilgi verilmis.

    ek bir not olarak lutfen ben bir oraya gideyim uber, lyft ile baslarim gerisi gelir demeyin. sonra buyuk hayal kirikliklari oluyor. sabah aksam, hasta olmadan, araciniz ariza vermeden, eskime payini hesaba katmadan surekli araba surmek surdurulebilir degil. ilk asama icin yeterli olabilir fakat uzun vadede zorlanirsiniz.

    amerika'da bir eyaletde bir bolgeye tasindiginizda amerika oradan ibaret sanmayin. genellemeler yapmayin, amerikalilar soyle ya da boyle demeyin. genelleme yapmak gibi cig bir davranis. nasil bizim ulkemizde cok farkli kulturden, inanctan ve yasam tarzindan insan varsa burada ayni sekilde, hatta daha fazlasi.

    burasi gocmen agirlikli bir ulke. bugun cok iyi bildigimiz oyuncular, muzisyenler, devlet adamlari, yatirimcilar, sirket sahipleri, doktorlar cogunlukla gocmenlerden ve gocmen cocuklarindan olusuyor. siz basaramayabilirsiniz, tanidiginiz insanlar basaramayabilir hayatta her zaman kazanmak yok, herkesin kazanmasi gibi bir ihtimalde yok. sonuclari olgunlukla karsilayin, sucu baskalarina atmak yerine kendi eksiklerinizi gozden gecirin. her zaman hayal kurun ve hayalleriniz pesinden gidin.

    son olarak ise amerika'da bazilariniz bildigi, bazilarinizin ise bilmedigi basarili turk'leri paylasmak isterim.

    - 10 bin dolar borc ile atlantic records plak sirketini kurup, blues'u meshur etmis kisi. ray charles, ruth brow, big joe turner, led zeppelin, rolling stones gibi isimleri unlu etmis insan.

    - cok basarili olmus bir bir muzisyen ve muzik yapimcimiz. 18 kez grammy'e aday gosterilip 11 kez almis bir insan. bee gees, phil collins, barbra streisand, norah jones gibi insanlar ile calismistir.

    - dunyaca unlu, mit'de gorevli ekonomistimiz. uluslarin dususu gibi onemli kitaplari var.

    - amerika'da cok unlu bir doktorumuz, kendi televizyon sovu var ve milyonlarca kisi takip ediyor.

    - nobel odullu molekuler biyolog olan bilim insanimiz.

    - unlu chobani yogurtlarinin sahibi. sifirdan batan bir isletmeyi alip bu gunlere gelmis birisi.

    - hans zimmer'in elinden tuttugu ve su an git gide daha populer olmaya baslayan, buyuk produksyonlarin muziklerini yapan yetenekli muzisyenimiz. kendisini captain marvel filminde dinleyebilirsiniz.

    - coca-cola'nin unlu ceosu.

    aklima gelen bunlar, bunlar gibi kendi sektorunde ve branslarinda yuzlerce, binlerce turk var. yine ayni sekilde binlerce diger ulkelerden gocmus ve burada cok basarili islere imza atmis kisiler var. bugun bir cok buyuk firmaya baktinizda yoneticileri ve yonetim kadrolarin farkli ulkelerden goc etmis insanlardan olustugunu gorebilirsiniz. siz neden olmayasiniz? bu uzun bir macera, geldiginizde 1-3-5-10 yil icerisinde bunlar gerceklesmeyecek belki, ama dedigim gibi herkes kendi hayali ile yasar.

    ama tabiki bu hayatta basarisiz olmakta var, basariz oldugunuzda yazida once bahsettigim gibi bunun sebebini amerika'da ve diger insanlarda aramayin. kendinize durust olun ve eksiklerinizi gorun, o zaman yolunuzda ilerlemeye devam edebileceksiniz.

    bunlarin hepsinin disinda su an ulkemizin bulundugu can sikici durum var, otekilestirilmis, yasam tarzina ve ozgurluklerine kisitlamalar getirilmis ve getirilmekte olan insanimiz, sadece bunlardan uzaklasip kendine yeni bir hayat kurmak istiyor. ya da belli bir sure yasayip, tecrube ve birikim yaptiktan sonra geri donmek isteyebiliyor. bunlar tamamen sahsi kararlar. herseyden cok sikilmis bir insan buraya gelip, basini sokacak bir ev bulup, gundelik islerde calisip her seyden uzaklasmak ve kendini bulmak isteyebilir. buna herkesin saygi gostermesi gerekir. herkes cok basarili bir kariyer yapma pesinde olmayabilir. gunluk yasayip, seyahat edip buradaki ozgurlugu tatmak isteyebilir. sosyal medyada bir sey paylasirken cekinmeden istediklerini soylemek isteyebilir. tanidik ile is yapmaktan bunalmis, kendine guveni olan bir insandir ve bu sekilde burada her isini kendi gorebilir. ufak tefek nuanslar onu mutlu ediyordur, mesala bir araba tamircisine girdigimde iceride metallica caliyor ve bu beni mutlu ediyor 🙂

    25 yasinda ki bir genc tuketmek istedigi urunleri ucuza almak ve onlara sahip olmak isteyebilir. biri icin onemli olmayan seyler, baska birisi icin cok onemli olabiliyor. 500 dolara bir playstation sahibi olmak, 1000 dolara son model bir iphone almak ya da 22 bin dolara sifir bir vw passata binmek belki sizi degil ama onu mutlu edecektir. bunlarin hepsine saygi duymak zorundayiz. bu herkesin kendi hayat gorusu, istekleri ve secimleri ile alakali bir durum.

    burada size birey gibi davranilacak, yetiskin bir insan gibi bunu unutmayin. herkes isini kendi yapiyor, size bir is verdiklerinde surekli gelip basinizda dikilmezler, ne zaman bitirecegim dediyseniz o gun gelir bakarlar. bir yerde bir belge beyan ettiginiz sozlu onay vermeniz yeterlidir, sozunuze guvenirler. maalesef turkiye'de yetisen bir genc ile burada yetisen bir genc arasinda cok fark vardir. insanlara birey olarak davranilir, kisilik haklarina saygi gosterilir, hic kimseyi tanimasaniz bile kanunlar sizin icin calisir. eger turkiye'de hep tanidiklar vasitasi ile isini goren bir insansaniz, ampul degistirmek icin usta cagiriyorsaniz, sinif farki sizin icin onemliyse uzgunum ama amerika'da cok zorlanirsiniz. birde gelip burada taze simit bulamiyorum diye hayata kusmeyin. (Cogu yerde bulunabiliyor o da ayri 🙂

    yazinin sonuna gelirken (cok sukur) kendi kararinizi kendiniz verin, onceliklerinizi ve planlarinizi gozden gecirin ve olumlu ya da olumsuz orneklere bakmazsizin adiminizi atin ya da atmayin.

    yazi cok uzun oldu ama daha kisa olarak bu konulari aktarmanin bir yolu yok maalesef.

    herkese mutlu, saglikli ve basari dolu bir hayat dilerim, umarim herkes hayallerine ve isteklerine kavusur. ne derler bilirsiniz "kafanizi kaldirip yildizlara bakmazsaniz agacta ki meyveleri goremezsiniz."

    dipnot: yazida yanlis, eksik noktalar var ise belirtirseniz duzeltelim.


  • @sibemo Çalışma izniniz yoksa ve almak için şirketin size sponsor olması gerekiyorsa, Türkiye'den daha zor. Zaten çalışma izniniz (örneğin, green card'ınız) varsa, Türkiye'den daha zor değil (En azından iş var. Pandemi ortamında bile, Türkiye'den kalkıp, Amerika'ya göçmeye niyet edecek kadar algıları açık, bilinç seviyeleri yüksek insanların iş bulma ihtimallerinin, Amerika'nın vasıfsız kitlesinin iş bulma ihtimalinden çok daha yüksek olduğunu düşünüyorum. Trump Başgan da öyle düşünmüş olacak ki, girişimizi, hatta mülakat yapmamızı bile yasakladı o kitleye yaşam hakkı tanımak için).

    İngilizce'nin yeterliliği, talip olduğunuz pozisyona, şirkete katacağınız değere, patronun nereli olduğuna ve şirketin tedarik kaynağına / hedef pazarına göre değişir.

    Şirketin hukuk müşaviri olacaksanız, en baştan kusursuz bir İngilizce şart. Tasarım / Üretim mühendisi olacaksanız, derdinizi doğru anlatacak kadar İngilizce yeterli. Görev başında dilinizi geliştirmek için yeterli zaman ve toleransı bulursunuz. Paketleme / Sevkiyat elemanı olacaksanız, İngilizce şart bile değil. Ben, Ortadoğu sos ve salataları yapan, Tunuslu bir patrona ait bir gıda firmasında, POP pazarlama elemanlığı yaptım. İşim Amerikalılar'a Ortadoğu sos ve salataları satmak olduğu için, benim İngilizce'min iyi olması gerekiyordu. Paketleme bölümünde, tek kelime İngilizce bilmeyen Meksikalılar çalışıyordu. Bir tek usta başı İngilizce bilen bir Meksikalı'ydı. Geri kalanlara yapmaları gerekenleri İspanyolca anlatıyordu. İş yapıldığı sürece, patronun da bir şikayeti olmuyordu.

    Şirkete öyle bir know-how getirirsiniz ve o know-how şirkete öyle bir çağ atlatır ki (örneğin, insansız hava aracı üreten bir şirkete, alüminyum ve titanyum sacları birbirine İHA'nın gövde formunda kaynaklamayı öğretirsiniz), kimse sizin İngilizce'nizin iyiliğine / kötülüğüne bakmaz. Söylediğiniz şeyi anlamaları için, kendinizi kaç kere tekrar etmek zorunda kaldığınızı saymaz. Siz kendinizi anlatmak zorunda kalmazsınız; onlar sizi anlamak zorunda kalırlar. Okuduğum okulun kurucu Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı, Malatyalı bir kadındı. İngilizce'yi Malatya aksanıyla konuşurdu. Bilgi onda olduğu, o bilgiyi Amerikalılar ondan almak zorunda oldukları için, söylediğinin her kelimesini anlarlardı. Ben Amerikan aksanıyla konuşurdum. Amerikalı kız arkadaşım, benim söylediklerimin yarısını anlamazdı (Sonra kendimizi geliştirdik; Türkçe düşünüp, İngilizce konuşmayı bıraktık ve sorunu çözdük tabii).

    Patron Türk'se ya da kendisi de aynı yollardan geçmiş bir göçmense ve siz sahip olduğunuz İngilizce'yle onun istediklerini yapabiliyor ve / veya yaptırabiliyorsanız, yine İngilizce'nin mevzu olacağını zannetmiyorum. Yukarıda bahsettiğim Tunuslu patronumun, Tunuslu bir genel müdürü vardı. Aynı apartmanda otururduk. Benim, Amerikalı kız arkadaşıyla konuştuklarımın yarısını anlamazdı. Ama bakınca, Amerika'daki bir şirketin genel müdürüydü. Kaç para kazandığını bilmiyorum. Dış ticaret merkezi New York'ta olan bir Türk şirketinin genel müdürü olan Türk arkadaş (patron Türk ve Türkiye'de), kardeşinin Amerikalı eşiyle konuştuklarımın yarısını anlamıyor. Ama bakınca, Amerika'daki bir şirketin genel müdürü. Senede 500.000 Dolar kazanıyor. İki de düşük profilli örnek vereyim: Ben yüksek lisans yaparken, dil okuluna giden, okul paralarını çıkarmak için, bir Koreli'ye ait bir Wienerschnitzel (sosisçi) franchise'ının mutfağında kaçak olarak çalışan Türk arkadaşların İngilizce seviyesi "çat-pat"ı geçmiyordu. Sonradan hepsi Amerika'da ön lisans okuyacak yeterliliğe geldi. Bir İtalyan göçmenin restoranında, kaçak garson olarak çalışan arkadaş ise, önce dil okulu, sonra ön lisans, sonra lisans, sonra yüksek lisans bitirdi. Biz döndük; adam 15 senedir Amerika'da web tasarımcılığı yapıyor. Geldiğinde, İngilizce'si "çat-pat" bile değildi.

    Çalışmak istediğiniz şirket, dilini konuştuğunuz bir yerden (mesela, Türkiye) mal getiriyor ya da oraya mal satıyorsa, yine şirket içinde derdinizi doğru anlatacak kadar İngilizce yeterli olur diye düşünüyorum. Sizin şirkete katacağınız değer, tedarik kaynağından mal almak / hedef pazara mal satmak olur. Kimse İngilizce'nizin üçüne, beşine bakmaz. Yukarıda bahsettiğim Türk arkadaş, Türkiye'den mal getiriyor; Amerika pazarına satıyor (Avrupa ve Asya pazarlarına da yönlendiriyor). Şirkette 4-5 Türkler. Kimsede kusursuz İngilizce yok. B2B çalışıyorlar. Satış yaptıkları adamlar ya göçmen, ya göçmenlerin birinci derece akrabası, ya da etnik azınlık. Sabahtan akşama kadar ofiste oturup, çay içip, Türkçe muhabbet ediyorlar. Arada bir kırık İngilizce konuşup, çatır çatır iş yapıyorlar.

    Demem o ki, 1. İngilizce yeterliliğinin çalıştığınız pozisyon ve ortamla çok alakası var ve İngilizce'nizin yeterli olup olmadığının, bin türlü senaryoya göre, milyon tane cevabı var, 2. Baştan (dil bilgisi yeterliliği açısından) çok iddialı bir pozisyona talip olmadığınız sürece, kimsenin sizi sıkboğaz ettiği yok. (Dil yeterliliği anlamında) Ayağımızı yorganımıza göre uzattığımız sürece, sorun yok. Ha, zaman içinde daha uzun bir yorgan ediniriz; o zaman ayağımızı istediğimiz kadar uzatırız.


  • @MySea şu açıklamanız o kadar güzel olmuşki tane tane yazmışsınız herşeyi elinize paylaşımınıza sağlık yeni gidecek olanlar için kadar değerli bilgiler aslında böyle detaylı yazılmalı herşe çünkü nasip olursa yeni başlayacak olanlar sudan çıkmış balık gibi olacaklar örn: biz☺


  • @serkanist SAT komandosu olan arkadaş da, forumdaşımız olan arkadaşı vasıtasıyla aynı cevabı vermişti 🙂

    Benim 3 yıl, 3 ay, 13 günlük Amerika tecrübemin özeti şudur ki, Amerikalılar yalnızca bilgi, birikim ve beceri seviyeleri kendilerinin üzerinde olan insanlara saygı duyuyorlar. Bu profildeyseniz ve aşırı ırkçı bir çevrede değilseniz, Amerikalı olmanızın, göçmen olmanızın, turist olmanızın, geçerken uğramanızın, İngilizce seviyenizin bir önemi yok. Bu profile uyuyorsanız, her türlü uyum sağlıyorsunuz ve iyi para kazanıyorsunuz.

    Ben Amerika'dayken, Amerika ortalamasına göre bile iyi bir eğitimim, Amerika ortalamasına göre bile iyi bir İngilizce'm vardı. Ortaokul ve liseyi, Türkiye'de özel bir lisede, İngilizce okudum. İstanbul Üniversitesi Makine Mühendisliği'ni birincilikle bitirdim. Amerika'da önce dil okuluna gittim; English for Academic Purposes ve Pre-MBA programlarını bitirdim. Sonra üniversiteye gittim; MBA yaptım. MBA'imi yaparken, 2 farklı hocanın lisansüstü asistanlığını yaptım; araştırma asistanı olarak, 6 farklı araştırma projesinde çalıştım. Okul bitince, Fortune 500 listesinde ilk 200'e giren Qualcomm'da staj yaptım. Yine de bana H1 getirecek bir iş bulup, Amerika'da kalamadım.

    Kalabilmiş arkadaşlarıma -- şimdi bir adım daha ileriye gidiyorum; Türkiye'de (burssuz) Bilkent Üniversitesi İşletme Yönetimi lisans programını bitirdikten sonra, Türkiye'de faaliyetleri olan global bir Amerikan şirketinde işe başlayıp, İstanbul ofisinde 4 sene (5 değil, bak!) çalıştıktan sonra, New York'taki genel merkeze mail atarak, "Ben Niy Yoyk'ta çayışmak iştiyoyum. Geyebiyiy miyim amca?" yazdıktan sonra, "İki hafta içinde gel, başla" cevabını alan; şu an şirkete ortak olmuş ve senede, bonuslar hariç, 500.000 Dolar kazanan lise arkadaşıma bakıyorum. Bende olmayan ortak özelliklerinin, meslek ve o mesleği yapagelmiş olmaktan kaynaklanan mesleki bilgi, birikim ve becerilere sahip olmaları olduğunu görüyorum. Tereddütte kalmamanız açısından söylüyorum: Benim eğitimim hala daha iyi. Benim İngilizce'm hala daha iyi.

    Söylemeye çalıştığım şeyin mükemmel bir örneği olduğu için, araya bir anekdot iliştirmek istiyorum: Benim, ilk çocukları Amerika'da doğduğu için Amerikan vatandaşı, ikinci çocukları pandemi nedeniyle zamanında Amerika'ya uçamadıkları için Türkiye'de doğmuş ve Türk vatandaşı kalmış iki çocukları olan, karı-koca uzman hekim, iki arkadaşım var. Koca (ilkokul arkadaşım), Anestezi Uzmanı. Amerika'nın en çok kazandıran mesleği. Yenge, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı. Amerika'nın en çok kazandıran 3. mesleği. Yeminler etmiş gibi tutturmuşlar; Amerika'da mesleklerini yapmayacaklarmış! Koca diyor ki, "E2'm gelene kadar (B1/B2'yle gittiler) Uber'cilik, vs yaparım. E2 için de, pizzacı falan açarım". Neymiş? Lisansı / Yüksek lisansı kabul ediyorlarmış, ama uzmanlığı kabul etmiyorlarmış. Uzmanlığı baştan yapmak zorunda kalırlarmış. Yahu, zaten 15 senedir o işi yapıyorsun. Artık her şeyi ezbere biliyorsun. Bildiğin materyali baştan öğreniyormuş gibi yapmak ne kadar zor olabilir ki?

    Şahsen, hayatımı derinden ve olumsuz etkilemiş bir başarısızlık yaşamış olmam, o başarısızlığın nedenlerini sorgulamış ve tespit etmiş olmam, başarısızlığımı, pek herkesin yapmayacağı şekilde, nedenleri ve sonuçlarıyla, çevremle açıkça paylaşıyor olmam, buna rağmen, çevremdekilerin, beni başarısızlığa sürüklemiş hataları aynen yapmakta ısrar ettiklerini görüyor olmam hasebiyle, bunları okuyunca, bana bir titreme geliyor 😃

    Ama "sevmiyorum", "istemiyorum" diyen adama da, mesleğini zorla yaptıracak halimiz yok. O yüzden, Allah yolunu açık etsin, hep gönlüne göre versin kardeşim.


  • @kingocali cevabınız için çok teşekkürler. Benim sorum çalışma iznine sahip olduğumuz durumlar için geçerliydi ve güzelce cevaplamisiniz.
    Ilgilendiğim alan Amerika'da çok daha popüler ve zaten bu iste iyi olanlar orada çok güzel işler yapıyor. Ben daha çok başındayım ve upper intermediate seviyesinde kitaplar okuyorum fakat begginer seviyesinde konusuyorum.
    Dil yüzünden farklı işlerde çalışmak istemem.
    Bunun nedeni sadece simarikligim değil, zaman kaybı yüzünden sektörün gerisinde kalmak. Çünkü çok hızlı gelişiyor.
    Eğer gidebilirsem, Junior olarak basvuru yapabilmek ne kadar mümkün hiç bilmiyorum.
    Sanırım gitmeden ogrenemeyecegim fakat yazınız yinede umut verici, teşekkürler.


  • @sibemo Rica ederim. Yazdıklarınız, teknik bir alanı çağrıştırıyor. İşinizde iyiyseniz, teknik alanlarda, İngilizce daha az dert ediliyor. Patron yabancıysa, şirkette çalışan çok yabancı varsa, şirket yabancılarla, (sizin durumunuzda) özellikle de Türkler'le iş yapıyorsa, İngilizce'nin bir handikap olarak karşınıza çıkma ihtimali azalıyor.

    Bahsettiğiniz sektör hızlı büyümekte olan bir sektörse, yetişmiş eleman açığı varsa ve / veya olması öngörülüyorsa, Junior olarak iş bulma ihtimali artıyor.

    Yine de, hedef o işi Amerika'da yapmaksa, mesleki gelişimden zaman arttırıp, İngilizce'ye de yatırım yapmakta fayda var. Orijinal dilinde dizi izleyip, konuşanları taklit etmeye çalışmak olur; (pandemi nedeniyle epey azaldılar ama) sokakta turist yakalayıp konuşmak olur; kursların konuşma atölyelerine katılmak olur; konuşmayı geliştirmenin tek yolu konuşmak. Amerika'ya gitmeden (İngilizce konuşmak zorunda kalmadan) İngilizce konuşmak zor ama, özellikle göçmenler için İngilizce işi de, Amerika'ya bırakılamayacak kadar hayati. O yüzden, bulduğunuz her fırsatta konuşmaya çalışmanızı tavsiye ederim. Başarılar...


  • @kingocali @murattoirimazu hepsini okuyacağım işler yoğun döktürmüzsünüz yine 🙂


Benzer Başlıklar

Forum kurallarına uymayan veya forum düzenine aykırı davranan üyeler uyarılmadan forumdan çıkarılabilirler. Özellikle gereksiz yeni başlık oluşturacakların dikkatine!

103
Online

40.7k
Users

4.4k
Topics

424.2k
Posts


| | | |

Powered by NodeBB | Copyright © 2023 Yesilkart Forum